Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '12

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Somon olunmalı Dostum, Somon; Ne Ayı ne de Nehir

Somon olunmalı Dostum, Somon; Ne Ayı ne de  Nehir
 

Çocuk kırk günlüktü, anne ve babasından uzaklaştı; üç yaşındaydı annesi, babasından ayrıldı. Anne bağımsızlığının ve gençlik duygularının, özlemlerinin ardına düştü; baba çocuğu ve kendi geleceği için somon balığının yolculuğundan gitti, halen de yolda...

Çocuk baba tarafında büyüdü, büyüdü ama içinde kopan fırtınaları, çelişkileri, özlemleri ve bunların etkisini heeep içine attı; faydası yok diyerek kimseyle paylaşmadı, ne sırtı lif gördü, ne de başı bir anne omuzu... Genç oldu, babasına ''annem, sen ve ben; üçümüzün bir fotoğrafı bile yok'' dedi... Baba binbirinci kez hançerlendi...

Yıllardır görmediği, konuşmadığı eşini aradı ve bu duruma bir çare bulmak için anne ile dertleşti, ondan yardım istedi.. Anne böyle bir üçlü buluşmanın yararı olmayacağını, geç kalındığını belirtip reddetti. Oysa genç, bunu kimbilir neler hissederek istemişti, buna bile ihtiyacı vardı.

Somon yolculuğu bilindiği gibi; azgın nehire karşı, aç ayıların pençe arasından geçilerek doğdukları yere, ilk kez doğurmak(yumurtlayarak) ve burada ölülerini yeni doğacak yavruları yesin, besinsiz kalmasın diye bırakmaktır. Bu tıpkı penguenlerinki gibi, amansız bir yolculuk, bir efsanedir.

Anne somon yumurtasını taşlar arasına bırakır, baba somon bunları dölledikten sonra orada ölürler; bu sayede yeni oluşan yavrusunun ilk yemeği olarak kendi bedenlerini sunarlar.

İnsan çocuğu için ne ayı, ne de azgın nehir olmalı; somon olmalı dostum, somon! Çocuğunun doğmasıyla başlayan hayat yolculuğunda ne ayı gibi, ne de nehir gibi zorluklar çıkartmayıp, aksine gerektiğinde somon olabilmeli. Bazı nedenlerle, çeşitli şartlara bağlı olarak, gençlik aldanması veya hayat tecrübesi azlığı nedeniyle anne bir dağa, baba bir bağa çekiştirmiş, ilişkiyi kopartıp ayrılmış ve çocuk için yaşamı zindan etmiş olabilirler, kötü bir sonuç olmasını istememişler veya öngörememişlerdir olacakları..

Hadi öyle olsun, ama anne ve baba artık yaşlanmaktalar; ölmeden önce, inadı veya aptallığı bırakarak, genç cocuğa anne ve babayla bir arada olmayı az da olsa, tek tük de olsa, hatır için de olsa yaşatamazlar mı, bu çocuğun hakkı değil mi? Yarın yataklık veya yatalak olunca veya ölürken arkada  paramparça kırılmış, hiç tamir görmemiş bir yürek bırakmakta olduklarını anlayıp pişman olduklarında çok geç olacağını bilmezler mi? Bu gence onca boynu büküklüğü yaşatdıktan sonra, bir hayvanın yavrusuna gösterdiği ilgiyi bile esirgeyerek geçen bir ömürün sonlarına yaklaşırken somondan ders alınmaz mı?

Nehirin kenarında bir adam; durmuş düşünür, durmuş düşünür. Nehirde bir ayı, azgın bir su, içinde bir somon; akıntıya karşı. Balık mı olsam, nehir mi olsam, ayı mı yoksa ? Ne o, ne o, ne o: Somon olunmalı dostum, somon!

 

 
Toplam blog
: 30
: 1285
Kayıt tarihi
: 11.11.11
 
 

İyi-kötü, kendimize göre bir Fırat idik, ama artık okyanusa karıştık, emekli memurum. Dünyada..