Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '20

 
Kategori
Deneme
 

SOMUT YALAN, SOYUT GERÇEK!

 

SOMUT SOYUT İKİ PENALTI BİR GOL

 

İnsan hayatından normal düzende o kadar fazla yalan var ki sıradan insan nereye baksa gördüğü şeyler aslında gördüğü şeyler değil. Misal Azerbaycan ve Ermenistan halklarına bakalım; özelinde Ermenistan, Ermeniler yüz elli yıldır Türkler ve Türk Dünyası için ölüm makinesi işlevi görevi görüyor. Öte yandan halk sokaklarda gösteri yaparken dikkatimi çekti, herhalde bu coğrafyada Türkiye halkına Yunanlılar ve Ermeniler kadar benzeyen başka millet görmedim, Bulgarlar da bize çok benziyor ama Erivan'da sokaktaki Ermeni’yi al getir, Türkiye’de herhangi bir şehre kimse onun Ermeni olduğunu fark etmez bile.

İnsanları ikna (sömürü de denebilir) araçlarından birisi, ırksa diğeri ne yazık ki din. Gerçi ben bunu düşününce uzun zamandır anlayamamışımdır; nedenine gelince: Cennet’te ve Cehennem ‘de kapasite sorunu mu vardır ki her Cennet'e gitmek isteyen hem kendi yolunun en doğru olduğunu düşünüyor, inanıyor hem de kendisi ile aynı yoldan gelmeyene de kızıyor. Bu dünyadaki paylaşım durumları gözümün önüne geliyor. İnsanlar bir maden bulunca madeninin yerini kimse bilmediği için mutlu olur ve bu durumu hayatının sırrı yaparken, kendisi ile birlikte Cennet'e gelemiyor diye başka milletlere kızsın. Yok, canım daha neler! “Komşusunun aç mı, tok mu olduğu umurunda olmayanın, insanlık Cennet’e gidiyormuş, gidemiyormuş umurunda olabilir mi” diye sormak geçiyor aklımdan. Soruyorum. Cevap veriyorum şayet Cennet ve Cehennem fiziksel bir yer olsaydı ve her kapıda gireceklerin isimleri kapılarda asılı olsaydı, hiç ummadığınız insanlar cennet kapısında asılı listede yazan isminizi siler yerine kendi adlarını yazarlardı.

Din, ırka göre daha soyut kavramlar içerse de özellikle ırkların bu denli birbirine karıştığı bu dünyada kimsenin saf bir ırk üstünlüğü savunması kadar saçma bir şey olamaz. 21. yüzyıl medeniyeti sadece Irak'ta demokrasi ile başka şeylerin de olduğunu, raporların binlerle ifade edilen sayıda kadının Amerikalı askerlerin tecavüzüne uğradığını söylüyordu. Hepsi bu mu? Değil elbette, daha geçenlerde Irak'ta bulunan bir Amerikalı bayan askerin üstlerinin tecavüzü sonrası intihar ettiği ve bununla ilgili annesinin Amerika'da hukuku savaşı anlatılıyordu. Olamaz da tutuyor mu? Düz mantık burada da devreye giriyor. Düz mantık kuralı tutar. Tutmaz mı hem de nasıl güzel işliyor saat gibi.

Ermenilere gaz veren, Azerilerin üzerine salan; Fransa, Rusya binlerce Azeri’yi bundan otuz yıl önce katlettirdi, Azerbaycan şimdilerde petrol gelirlerini halkının refahına harcayabilecekken iki devlet de parasını, hibelerini  medeni dünyanın silahına yatırdı, Azerbaycan’ın petrol gelirleri silaha gitti ki silaha harcanan para halkın refahına harcansaydı orada ebedi bir dostluk inşa edilebilir, refah toplumu yaratılabilirdi. Şimdi savaşla birlikte tohumları geleceğe filizlenmeye bırakılan büyük bir kin inşa edildi ki bu bir zaman sonra tekrar rövanşa dönüşecektir. Küçük bir kıvılcım yeter! Bu kime yarar? Silah fabrikalarına. Kimin silah fabrikalarına elbette zenginlerin silah fabrikalarına. Sebep ne din farkı, dil farkı, ırk farkı. Sorarım bunların, bu farklılıkların hangisi gerçekte diğerini öldürmek için bahane sayılmalıdır?

İnsanlar yalan söylüyorlar kabul; özellikle de büyüklüklerine göre! daha büyük yalan söylüyorlar ki onları büyüten yalan da budur aslında. Elbette biz sıradan insanlar somut yalanları görebiliyoruz. Misal herkes kendi uzmanlık alanında şöyle etrafına dikkatlice baktığında söylenenle gerçekleşenin farkını görebiliyor. Somut ve kanıtlanabilir şeylerde insanlar bu kadar çok yalan söylüyorsa, soyut ve kanıtlanamayan geçmişten günümüze kadar kim bilir ne çok yalanlar söylediler, söylemişlerdir. Özellikle bu konuya fazla girmek riskli; bunun birçok nedenleri var, herkes kendince bir şey anlayınca aynı yerde kalacak farkındayım ama yapacak fazla bir şey yok.

Elbette hayal de olsa “dinler arası diyalog” (cennet yolunda insanlar neden savaşır bunu anlamak güçtür) gerçekleşecektir. Savaştırmakla sağlanan kazanç, diyalogdan sağlanan kazanç karşılaştırıldığında diyalog çok daha fazla kâr getirdiği zaman, “diyalog” pek de şaşırtıcı olmamalıdır. Diyalog daha fazla kazanç sağlıyorsa bir bakmışsınız dünyadaki tüm halklar “hepimiz gardaşız” şarkıları söylüyorlar!

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..