Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Son Ankara gecesi ya da sende gitme

Son Ankara gecesi  ya da sende gitme
 

Büyük adam ziyaretlerinden sonra Ceydilek'le dertleşmeye gittim; en eski dost.. Bu MB'ye o bulaştırmıştı beni. Herşeyin sorumlusu o :))

Son Ankara gecesini uzun bir ayrılık olacağı varsayımı ile Sakarya' nın sonuna doğru baharatçıların arasından girilen, o değişik tipli çocukların işlettiği barda geçirdik. Değişik tip dedi isem yanlış anlamayın saç sakal karışık keçi sakallı şapkalı çocuklar..

Ceydilek acayip bir bıyık bırakmış, şu motosikletli deri ceketli tiplerin bıyığından.. Bıyık çenesinden aşağı boynuna doğru acayip bir hal almış. Kırkdördünden sonra kulağını deldirmiş küpe takmış; Salih diyor küpeler nasıl olmuş, basıyor kahkahayı, güzel olmuş..:)) ben espri yapardım saçlarımı arkadan bağlayıp küpe takacam diye. Mustafa küpeleri takmış.. O kalp şeker haplarını da atmış.. Yahu diyorum sigarayı attın herşeyi yaparsın bi diyete başla hastanenin eline düşmek daha zor.. Yapacam diyor..

O bir öğretmen yaman dersane öğretmeni, edebiyatçı bi kaç kitabı var kalın kalın.. Felaket sevilen bir hoca ekol.. Bi de yazıp sevgilileri tarafından yaktırılan bi kaç kitabı var yeniden yazmaya çalışıyor şair..

İki kırkdörtlük bir araya gelince ne konuşur, önce çocuklar sonra kadınlar.. Yıllardır dertleşiriz, şiirleşiriz, o şiirlerini okurdu çoğunluk, Salih bak bak nasıl olmuş diye okuturdu bana.. Son zamanlarda pek görüşemedik..

Kahkalarımıza gelip geçen, kulak misafiri olan garsonlarda katıldı.. Bu kadar içmemiştik uzun zamandır zaten altı ayda bi olur, bu kez sayılar uçtu.. İçkiyi yadırgayanlarda kızmasın bu da böyle..

Bana yine bi ton nasihat bi ton eleştiri o seni yoracak bak bu da sana bunu yapmıştı, aynı değil mi, yok bilmem ne bak bu halin dikkatimi geçende çekti sana söylemedim ama çok farklı bir enerji ile bahsediyorsun ondan.. Habire telefonu çalışıyor bi değişik insanlar bi değişik muhabbetler hocada.. Sona yahu felsefeciyi ne oldu diyorum onu terk ettim pişmanım diyor, ara o zaman diyorum arıyor, selam söylüyorum, yine buluşmaya karar veriyorlar..:))

Sona habire Aslı'yı arıyor yahu meğerse bi kaç Aslı varmış ben bitanesini biliyorum.. Aslı var mı yok mu işte habire gülüyoruz.

Bi ara memleket meselelerine girecek gibi oluyoruz hemen vazgeçiyoruz, çünkü farklı düşmüşüz bi süredir..İyi ki darbe olmadı diyorum bu kez biçeceklerdi diyorum, artık darbe marbe olmaz diyor.. Kabul ediyor...

Dersaneden çıkarken faşizme karşı omuz omuza diyordu, patronunu kast ederek ben faşizme karşı kimlerle omuz omuzayız diye düşününce farklı omuzlar gördüm. Pek aynı faşizmi görmüyoruz. Güldüm geçtim..

Ankara yağmurlu serin, yol yeni, tüm ülke yeni bir yolda. İlk kez umut yüklü, umudu eksiltilemeyen umutsuzluğa itilemeyen bir yolda, barış ve demokrasi yolunda; yeniden kuruluyor, bir baştan bir başa onun kargaşası var..

Yeni bir Türkiye kuruluyor ve bunu hissedenler omuz veriyor. Ergenekon davası derinleşiyor, kürt sorunu şiddet yanlılarına rağmen çözüme açılıyor. Eski kurumsal yapılar çatırdıyor. Ortalık darma duman.

Kötü birşey yıkılırken görülen, toz duman hakim şu sıralar, yakında bahara doğru yeni filizler çıkarken hissedilen gurur hakim olacak. Güçlü dostluklar ve iyiler bu kez kazanıyor.

Bu yargıda dinlemeler meselesini raslantı izledim bugün, bu kadar kaygılanmaya ne gerek var konuştuklarınız vatan içinse rahat olun diye söylendim kendi kendime... Bşabakan 6 yıl usulsüz dinlenmişti, Milletin vekili olduğu için mi hiç bu kadar basın hoplamadı, anlamak mümkün değil. Bu kez usulünce dinlenenler saçilmişler değil kendini develetin bir parçası gören atanmışlar... Memleket kolay yola gelmeyecek, eğriye eğri doğruya doğru diyebilmekte bu hallerden sonra kimileri için giderek zorlaşıyor.

Bizim yazdığımız, konuştuğumuz, harcadığımız, banka hesabımız, borcumuz, herşeyimiz ortada.. Atılan her tür iftiraya rağmen, ister dinleyin, ister kontrol edin, yarası olan gocunur. Eskiden tutup günlerce işkenceden geçirip posamızı bırakıyordunuz.

Ceydilek anlatsın Mamak anılarını dinleyin..

Kadınlar hakkında neler mi konuştuk iyi ki varlar..:))

"Sende gitme" diyen de kim mi o bu kullandığım aletin şifresi... :))

Atilla İlhan'ın şiiri gelir buraya artık " Ulan Ankara ben senin oğlun değil miyim" değilim işte.. değilmişim... Sen hiç iyi bir baba olmadın.. Bu şiiri merak eden bulur, aşağıdaki pek populer olmayan güzel bir şiiri....

AGIR KAN KAYBI

Biz yalnizliktan dogduk o dagdagali sudan
Biz yani erdogan aysenur ali ve ahmet
Birkac litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Koy koy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon adilcevaz akcadag turgutlu
Birkac litre kan bir hayli kemik epeyce korku

Buzlu mehtap alcakca kesmisti yolumuzu
Butun kapilardan acikca kovulmustuk
Silahimiz avcumuza yapismisti soguktan
Biz yani erdogan aysenur ali ve ahmet
Birkac litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Kestiremedik ne yaptigimizi kim oldugumuzu
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Koy koy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon adilcevaz akcadag turgutlu
Birkac litre kan bir hayli kemik epeyce korku

Ne kadar korkmustuk elimizden tutmadilar
Dogrudur kendi icimizde daraldigimiz
Kim neyi savundu bilinmez nereye kadar
Biz yani erdogan aysenur ali ve ahmet
Baska bir yalnizlikta bogulduk / havasizliktan
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Koy koy bucak bucak memleket memleket
Ne solculugumuz solculuktu ne sagciligimiz
Karanlik bir kapi olup ustumuze kapandilar
Kimse bizi sevmedi / agir kan kaybiyiz

Attila ILHAN'in KORKUNUN KRALLIGI adli kitabindan.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..