Son ankete göre, Kürt halkı HDP'yi Meclis'ten kovuyor!..

MAK Danışmanlık şirketinin Ocak ayında yaptığı son kamuoyu yoklamasına göre, AK Parti %55 oy alıyor, CHP %23 lere iniyor; MHP %10 civarında, HDP ise barajın altında kalıyor...

Bugün seçim olsa, bu sonuçlara göre İktidar Partisi, Anayasayı değiştirecek çoğunluğu yakalıyor... Bu sonuç eğer Kasım seçimlerinde ortaya çıksaydı, Türkiye bugün daha rahat olacaktı.

Türk'ün aklı sonradan gelir, misali bizim millet de, sonuçta istikrara oy veriyor ama bunu biraz taksit taksit yapıyor. 7 Hazirandan başlayan süreç buraya kadar gelmiş bulunuyor.

AK Parti gerek Anayasa değişikliğini gerekse Başkanlık sistemi ile ilgili değişiklikleri Meclis çatısı altında, muhalefetin de katkısıyla yapmak istiyor... Başbakan bunu defalarca söyledi.

Amma ne var ki, muhalefet ipe un sermeye devam ediyor... Muhalefetin "bu iş bilmez ve işe yaramaz" tutumu vatandaş nezdinde sürekli oya tahvil ediliyor... Tabii eksi anlamda...

Muhalefet sürekli kan kaybediyor... Özellikle PKK terörüyle sırt sırta vermiş olan HDP yeniden barajın altına düşüyor... Gerçek şu ki, bu HDP'nin TBMM'de olması hepimizin kanına dokunuyor.

Kürt değil, "Kürtçü" siyasetin Meclis çatısı altında olmasını isteyenler-ki ben de bunlardandım- bile bugün, bu pişkin ve çirkin kan bezirganlığına katlanamıyor... HDP, TBMM'den çıkmalıdır; ondan sonra nereye isterlerse oraya gitsinler.

Son yoklamaların böyle çıkması, siyasi çevrelerde AK Parti yeniden bir erken seçim ister mi tartışmalarını başlattı... Ancak, Başbakan Davutoğlu bunu kesin bir dille reddetti...

Eğer, Türkiye şu günlerde içerden ihanet çemberiyle, dışardan emperyalist kuşatmasıyla sarılmamış olsaydı, ben de bir erken seçim yanlısı olurdum.

Ne var ki, şu kritik ortamda yeni bir seçim süreci ülkeye pek hayır getirmez... Esas olan, şu anda Mecliste bulunan HDP dışındaki partilerin eteklerindeki taşları döküp vekil oldukları milletin istikbali için bir araya gelmeleridir.

Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle garabet yoktur ki, elli yıldır milletin kanını emen terör hem milletin meclisinde hem de şehir ve kasabalarında rahat rahat "terör" yapmaya devam edebiliyor.

Maaşını aldıkları devleti katil ilan ediyor, kendilerine destek olmayan Kürt halkını cezalandırmak gibi cüretsiz işler yapıyorlar... Bu Kürt halkı bunları  bölgelerinden de Meclisten de kovuyorsa siz de kovun!

Bu milletin ezeli düşmanları çevremizi kuşatırken, bu emperyalistlerle açıkça işbirliği yapan, bu ihanetlerini şımarıkça sergileyen "tipler" hangi siyasi parti içinde yada hangi "cemaat veya cemiyet" içinde  olursa olsun yargılanmalı ve gerekli cezayı almalılar.

Bu kadar sabır kafidir... Türkiye, dışardan gelen tehlike ile burun buruna iken bu ihaneti marifet sanan densizlere daha fazla tahammül etmemelidir.

Gün siyasi parti, mezhep, meşrep zamanı değildir... Gün, bütün bir millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde, içerdeki haine de dışardaki zalime de "dur" deme zamanıdır..

Bugün itibariyle Türkiye için Suriye tarafında sıcak bir şavaşa girme ihtimalı her zamankinden daha fazladır... Muhtemel bir savaşa girmeden önce, içerdeki hendekçi ihanet odakları bir an önce temizlenmelidir...Bunun için fazla hassasiye göstermeden gereği yapılmalıdır.

Meclisteki kravatlı "terörist"le, dağdaki terörist ve hendek kazıcıların bir farkı kalmamıştır... Gün, topyekün teröre karşı durma günüdür. Bu milletin Meclisi de dağları da, kasabaları da  bir an önce temizlenmelidir.

Afganistan'ı, Irak'ı, Suriye'yi dişlerinin altında parçalayan "tek dişi kalmış canavar"lar vatanımıza saldırmadan tedbiri alınmalıdır.

Bunun ilk tedbiri de, bugün halkın oy vermeyerek kovduğu "terör"yanlılarının TBMM'den kovulması ve hamilerinin yanına gönderilmesidir.

MGK 12 yıl sonra, bir ay öncesinden toplanıyorsa ortada bir aciliyet var demektir... Gün, "yurtta sulh, cihanda sulh" u bir tekerleme gibi sayıklama günü değildir...

Gün, "hazır ol cenge, ister isen sulh u salah" günüdür.

Allah bu devlete ve bu millete zeval vermesin...

Hainler ve zalimler gün yüzü görmesin!