Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Son dediğimiz şey ilk olmasın sakın...

Son dediğimiz şey ilk olmasın sakın...
 

Yaşamda bir oyun değil midir?


Kimi zaman olur, hayattan umudumuzu kestiğimiz, her şey bitti dediğimiz ama aslında bir çok şeyin başlangıcı olduğunu bilmediğimiz durumlardır bunlar. Ya da, tam tersidir durum. İşte bu, başlangıcını yaptığımız her ne ise bundan sonra daha ne olabilir ki diye geçiriveririz aklımızdan oysa başlamışken bitmiştir farkında değilizdir.

Hayatımızda bebeklikten başlayan ilkler hep olmuştur. İlk merak, ilk adım, ilk kelime, ilk kahkaha, ilk acı..bu liste istediğimiz kadar uzar. O da ne bir bakarız ki bu liste hiç bitmiyor, yaşamın sonuna kadar gidiyor. İşte yolun yarısını geçeli 10-15 sene olmasına rağmen hala ilkleri yaşayan ben..Farkına vardığımda ilklerimin bitmediğinin bir sevinç dalgası kapladı yüreğimi. İlkler ister iyi huylu, ister kötü huylu olsun yaşadığımın, nefes aldığımın göstergesiydi çünkü. İyi bir ilkse zaten problem yoktu, zira mutluluğuma mutluluk katıyordu, kötü bir ilkse yeni adımlar atmayı öğreniyordum. Yaş kaç olursa olsun yeni adımlar attığımız sürece varız, yaşıyoruz demektir. Bu düşüncelerle bir de baktım ki güneş eskisinden de parlak, gökyüzü daha mavi, yağmur daha bereketli, sevgim çığ gibi büyümekte yaşama dair.

Otuz senenin ardından yara almadan, yara aldırtmadan bir çok bağımlılıkları bırakabiliyorsa insan, hayata yeni başlayacak gücü var demektir. Çocuklarımızda da görmez miyiz bunu. İlk okul, ilk sınav, ilk branş dersleri, tam lise biter üniversite tamam, artık büyüdük derler aradan 5 yıl geçer bir bakarlar ki, büyüdük dediklerinden bu yana çok daha büyümüşler. Ve hayatlarına nice ilkler girmiş. İlk işe giriş, ilk para kazanış, ilk flört, ilk evlilik... Evet birçoğunun ilk evlilikte kaldığını farzetsek bile o evlilik içindeki ilkler yine ilk değil midir? İlk kavgalar, ilk barışlar, ilk çocuk, ilk taşınma uzatabiliriz yine istediğimiz kadar. Belki ilk boşanma, boşanmadan sonra ki ilklerin bizi nasıl hayata bağladığının farkına varabilseydik mutluluğun uzak olmadğını görebilirdik. Evet ilk anne-baba-eş sorumluluğu olmadan yaşama başlamak, kendi kendinin efendisi olmak gibi bir şey değil midir?

Yaşamın kıyısında, ama umutlu, ama önünü gören, ama anı yaşayan, kabullenmeyi bilip yeterince, direnç göstermeden mücadele ettiğimiz sürece mutluluk yanı başımızda hep bir ilk olarak bizimle gelecektir.

 
Toplam blog
: 18
: 1220
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

1957 yılının Kasım ayında dünyaya gelmişim. Neşeli, hayatı seven dolayısı ile insanları seven biriyi..