Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '08

 
Kategori
Öykü
 

Son defa görsem

Son defa görsem
 

-Oğlum dersini yaptın mı sen?
-yok anne yapmadım daha
-Eee ne bekliyorsun hala? Bir defa da söylemeden yapsan olmaz mı?
-Öğretmenim kartpostal almamı söyledi
-Bu zamanda hala kart atan varmıymış
-Varmış. Kartpostaldaki resime göre bir hikaye yazacağız. Türkçe performans ödevim.
-Dur bakalım dolapta bir yerde eskiden kalma kartpostallar olacaktı. hıhhh bak bu çok güzel bunu kullanabilirsin küçük bir köy evi yemyeşil bahçesi çitleri bahçesinde bir çınar ağacı birde küçük gölü var. Rengi de sarı sanki eski bir resim gibi.
-Yardım eder misin anne?
-Anneniz yapsın dediler mi?
-Hayır.
-İyi o zaman etmem.
-Ama anneciğim nolurr lütfenn hadiii
-Offff offffff tamam ama birlikte düşünelim. Yaz hadi.

Mehmet Amca yetmiş yaşındaydı. Şehir merkezinde 6.kattaki iki odalı apartman dairesinde yaşıyordu. Oğlu işi gereği başka bir ilde yaşıyordu. Ne olurdu hiç değilse oğlu yanında olsaydı günlerini torunlarıyla oynayarak geçirseydi.

Oysa şimdi tek dostu maviş adındaki kuşuydu bazen onunla dertleşirdi. En büyük zevki fotoğraflara bakmaktı. O gün yine fotograf albümünü eline aldı düşünceli düşünceli sayfaları çevirmeye başladı. Bazen tebessüm ettiği de oluyordu , zaman ne kadar da çabuk akıp gitmişti. Gözü bir resimde takıldı kaldı bu çocukluğunun geçtiği köy evinin ve bahçesinin olduğu bir fotoğraftı o günlere döndü. Annesinin, babasının sağ olduğu , koşup oynadığı, baçesindeki ağaçlara tırmandığı, yakınındaki gölde yüzdüğü köy evine .O günler ne kadar güzeldi.Ne kadar da mutluydu.

Babasının yaşlılık günlerini düşündü. Çiçek ekiyor , sebze yetiştiriyor , hayvanlarla ilgileniyor her günü dolu dolu geçiyordu. O bu hayattan göçüp gittiği son güne kadar doğayla iç içe yaşamıştı. Oysa kendisi bu küçücük apartman dairesinde kuşu maviş gibi kafes hayatı yaşıyordu. Babasını kıskandığını düşündü.

Mehmet Amca çok genç olduğu yıllarda şehrin hareketli ve renkli yaşamını merak eder, özlemini çekerdi. Bu yüzdendir ki üniversiteyi Kazandığı zaman İstanbul'a yerleşmiş bir daha köyüne dönmemişti. Babası vefa ettiğinde de kardeşlerinin köy evini satmasına seyirci kalmıştı.

Ne kadar hata etmişim diye düşündü. Bahçesindeki çınar ağacını gördü. Annesi Mehmet Amcayı doğurduğu gün babası bu ağacı o günün anısına dikmişti. Ağaç Mehmet Amcayla aynı yaştaydı acaba hala orada duruyor mu diye düşündü bu fikir daha sonraki günlerde hiç aklından çıkmaz oldu hatta bir telefon görüşmelerinde bundan oğluna da bahsetti. Oğlu da onu ilk fırsatta götüreceğine söz verdi. Hem bu çocuklar içinde güzel bir sürpriz olacaktı.
********

Zil çaldığında Mehmet Amca çoktan hazırlanmış bekliyordu. Sevinçle kucaklaştılar torunlarıyla hasret giderdi. Oyalanmadan bir an önce yola çıktılar bir kaç saat süren yolculuktan sonra kasabaya geldiler. Oğlu alış veriş yapmak üzere arabadan indiğinde kendisi de kasabanın küçücük çarşısını dolaştı her şey çok değişmişti yıkık dökük tek katlı ahşap evlerin yerini çok katlı binalar almıştı çocukken babası onu buraya getirir kasabanın çarşısından ona bayramlık elbise ve ayakkabı alırdı daha sonra birlikte çorba içtikleri yerde şimdi kocaman bir market bulunuyordu. Tekrar yola koyulduklarında köyüne yaklaşmış olmanın heyecanını yaşıyordu.

Köye geldiklerinde göl kenarında piknik yapacak bir yer bulup yerleştiler. Çocuklar da burayı çok sevmişlerdi. Çınar ağacı hala yerinde duruyordu eski bir dostunu görmüş gibi oldu çok sevindi. Köy evi de çok yıpranmış, tadilat görmüştü ama o da hala oradaydı.

Çınar ağacının altına oturdu sırtını ağaca yasladı. Tatlı bir rüzgar esiyordu.Önce köy evine, sonra göle , neşe içinde oynayan torunlarına baktı. Nihayet geçmişi ile bu günü ilk defa bir aradaydı. Elini oğlunun elinin üstüne koydu. Teşekkür ederim uzun zamandır hiç bu kadar huzurlu ve mutlu olmamıştım dedi. Sırtını tekrar yaşlı çınara yasladı gözlerini kapattı yüzünü esen rüzgara çevirerek rüzgarın ve huzurun tadını çıkarmaya devam etti.

 
Toplam blog
: 92
: 830
Kayıt tarihi
: 28.02.08
 
 

Biraz kül, biraz duman o benim işte... Öyle dedim diye olayı arabeske bağladığımı sanmayın çabuk sön..