Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '16

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Son iki ayda yüzde 16 nasıl fakirleştik?

Son iki ayda yüzde 16 nasıl fakirleştik?
 

Böylesi bir soruya, kriz bizi teğet geçecek diyenler cevap verebilir mi?

3 Ekim 2016’ dan dan bu yana tam tamına iki ay geçti. O gün dolar kuru 3.00 lira civarındaydı ve yaşam bu güne göre daha kolaydı.

Geldiğimiz noktada ülke ekonomisi öyle bir krizin içinde ki, milli gelirimiz kişi başına 7.000 $ seviyelerine gerilerken, çalışanlar, emekliler ve bilumum halkımız yüzde 16 civarında fakirleşerek, krizi an be an yaşamaya devam ediyor.

Şöyle bir hesap yaparak, halkımızın fakirleştiğini gerçek verilerle gözler önüne serelim.

Dolarda 1 kuruşluk artışı, Türk ekonomisine 2.1 milyar liralık zarar vermektedir. 3 Ekim’den bu yana geçen sürede dolar 55 kuruş arttığına göre, ülke ekonomisi 116 milyar liralık zarar kaydetmiştir.

Kaydedilen bu ekonomik zarar kimin cebinden çıkacak?

Bu soruya birazcık ekonomiden anlayanlar, hemen halkın cebinden çıkacak diye cevap verirken, “dolar dolsa ne olur dolmasa ne olur” diye cevap verenler ise değişik tüketim mallarında yaptıkları Özel Tüketim Vergisi artışı sayesinde doların değer kazanması, liranın değer kaybetmesinden etkilenmeyen kesimler olarak karşımıza çıkıyorlar.

Sıcak paraya dayanan ekonomimiz, bu günlerde sıcak para girmemesi nedeniyle zorda!

Bu nedenle vergiler arttıkça artıyor!

Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmayıp, vergiyi tabana yayma saçmalığı nedeniyle, kötü ekonomi yönetiminin faturası tüm halka kesilmektedir.

Türkiye’yi sarmala alan borç stoku, bu günlerde kendini daha iyi göstermektedir.

Kendi yaşadığım bölgeden bir örnekle bunu açıklamaya çalışalım. Emekli Mehmet amca, köylü Ali dayı, yakınlardaki emektar bakkaldan veresiye, yani borca sebze meyve ve diğer ihtiyaçlarını karşılayıp, belli bir süre sonra borcunu ödemektedir. Emektar bakkal da yakınlardaki pazardan alacaklarını borca almaktadır. Pazar esnafı da hal’den aldığı meyve ve sebzeleri halciden borca almaktadır. Tabi halci de üreticiden borca alıp, üreticinin emeğinin karşılığını üç-beş ay sonra ödemektedir.

Peki,  üretici nereye borçlu?

Tabi ki bankalara!

Bankalar nereye borçlu?

Yurt dışındaki bankalara veya fonlara!

Banka, çiftçiye kredi vermek için fazla tasarruf olmaması nedeniyle yurt dışı fonlar ve bankalardan borç almaktadır. Bu günlerde bankalarımıza borç verecek fon veya banka da kalmadığından, toplum olarak krizi daha derinden hissetmekteyiz.

Ekonomik tablo böyle giderse, önümüzdeki yıl Türk ekonomisi 17. Büyük ekonomilikten çıkıp, 21. Büyük ekonomiliğe gerileyecektir. Böylece, üyesi olmaktan büyük onur ve gurur duyduğumuz G20 üyeliğimiz de sona erecektir.

Sağlıksız ekonomimizde birileri konuştukça, lira döviz karşısında değer kaybetmektedir. Lira değer kaybedip, döviz değer kazandıkça da Türk halkı fakirleşmektedir.

Sözün özü, her geçen gün milli gelirden aldığımız pay düşerken, Türk halkının bir ferdi olarak fakirleşmeye devam ediyoruz. Soframızdaki ekmek her geçen gün daha da küçülmeye devam ediyor.

 

 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..