Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Son Osmanlı'lar

Son Osmanlı'lar
 

Emin Çölaşan, yazısında, TRT 'nin köy imamı Gn. Md Vekili için: ''Osmanlı hanedan özlemleri ile tutuşan TRT 'yi, bir belgeselle, Hükümetin borazanı yaptı. Bunda da başarılı oldu.'' diyor ve ekliyor: ''Ne günlere kaldık!''

Evet! Ne günlere kaldık! İyi ki bu son Osmanlılar Türkiyeye geldiler de, aradaki ''Nüans'' farkı, bir anda gözler önüne seriliverdi. Ve daha da serilecektir...

Adamlar, 1924 yılında sınır dışı edildi. Korkak, pısırık Vahdettin Efendi, İngilizlerle bir olup, memleketten tüydü... Bir başka belgeselde seyretmiştim ''Son Osmanlılar''ı.. Hayretten hayrete düşmüştüm. Başlar açık... Saçlar yapılı... Makyaj ultra... Etekler hayli seksi... Ellerde, bellerde gümüş takı yok. Herbiri bir kaç dil biliyor. Müzik aletlerini çalmasını biliyorlar. Görgü kuralları ile yetişmişler. Hepsinin dini, senden benden üstün. Hurafelere yer yok... Rahlelerde ders görmüyorlar. Çıplak heykellerle süslü salonlarında, yer sofrasında oturmuyorlar... Turbanları da yok, kara çarşafları da peçeleri de haşemaları da! Hayretler içinde kaldım. Birer yabancı gibi duruyorlardı taaa, o zamandaki yaşamları ile. Saray yaşamıydı bu?

Hemen mukayeseye başladım bizim yerlilerle. Hayatımıza giren. Girdikçe yayılan. Yayıldıkça milli eğitim başta olmak üzere bir kara bulut gibi kaplayan gölgeleri ile aradaki farkı, hemen düşünmeğe başladım.

Takı olarak gümüşten vazgeçmeyenlerin cemi cümlesi bizde. Bizimle birlikte yaşıyorlar şimdi Türkiye'de. Onlar, birer Osmanlı hayranları. Dillerden sadece ve sadece :''Kuşdilini'' biliyorlar. Eh... Hiç yoktan iyidir. Takkeleri var, cüppeleri de... Kara sakalları, yerlere değen tesbihleri... Sarıkları... Gülsuyu kokuları ile onlar, Osmanlıların hayranı yine de. Hangi hakla? Bu kadar da ucuz mu bakla? Ne hakla, otuzbeşe bakla? Demezler mi adama! Hıı!? Alan da'' gaçan'' mı ?!

Çölgeçen, Hürriyetteki yazısı ile hiç hayıflanmasın. Herkes görsün belgeselleri. Mukayese etsinler. Pay çıkarsınlar... Hakikati görsünler... Kendilerinin dışındaki dünyayı görüp, gayya kuyularında hayrete düşsünler! Düşebilirlerse... Ders alsınlar: Alabilirlerse! Mukayese etsinler: Edebilirlerse!!

Türbe ziyaretlerinde onlar, yine dallara, çaputlar bağlasınlar. Ama bir düşünsünler.''Osmanlı ''lar niye bağlamıyordu diye içlerinden ''Biyo'' geçirsinler. Dedelere mum yaksınlar. Birgi Dağlarında... Abdest suyundan ahmakça şifa arasınlar...

Eski köy imamı TRT Genel Müdür vekilini kutlarız. Bizlere mukayeseli bir imkanı, böylelikle tanıdığı ve yaptırdığı için. Çölaşan da, boşu boşuna'' Ne günlere kaldık'' diye hayıflanmayı bıraksın, kendini yormasın.

Madolyanın görünen yüzü bu!... Ülkeden çıkarılanların hazin akibetini, en derininden onlar yaşadı... Bizdeki Osmanlıları efendimiz diye anan,''Hanımız sultanımız'' diye seslendirenlerin, takkelerini önüne, tesbihlerini de ortaya koyup,''Bu aklın cebe konacak yanı var mı, yok mu diye '' iyi bir düşünsünler...

Bizdekiler, günlerden bir gün, Osmanlıların düştüğü duruma düşerlerse, daha ertesi gün telef olurlar... Türbanları ile cascavlak ortada kalırlar, Abdest suyunun tıbbi yararını pazarlamayla karınlarını doyururlar. Haşemalarını giyecek plaj da bulamazlar. Takkesi, cüppesi ve kara sakalları ile, ossaat'' açığa çıkarlar.

Atalarımızın ataları sürgünlerde icralık oldular. Cenazeleri bile aylarca rehin kaldı. Mezarlarda mezar bekçiliği yaptılar. Cenazeleri otostoplarla, memleket memleket dolaştırıldı. Ama, yine de kuyruğu dik tuttular. Derslerini aldılar sülale boyu ve şimdi Türkiyedeler... Yıkılmadılar...

İyi ki geldiler. İyi ki belgesele konu oldular. İyi ki bazı kafalar ''Dank'' edecek... Bu imkanı tanıdılar. İyi ki bu günleri de gördük. Hep birlikte de görmekteyiz...

Ve milletçek ''nüans'' farkını, bir daha göreceğiz TRT 'nin 9 Eylüldeki belgeseli ile...

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..