Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '16

 
Kategori
Tarih
 

Son padişah Vahdettin hain miydi?

Son padişah Vahdettin hain miydi?
 

Son zamanlarda türeyen yeni Ali Kemaller, doğruluğu yıllar önce tespit edilmiş şeyleri ters etmeye çalışıyorlar. Memleketi Sevr Antlaşması ile satan Vahdettin yüceltiliyor, Lozan Antlaşması ile kurtaran Mustafa Kemal aşağılanıyor. Ama güneş balçıkla sıvanmaz diye bir atasözümüz var. Gerçekler değiştirilemeyecek biçimde açıkça görünüyor.

Ekte Sinan Meydan’ın Vahdettin hakkında yazdığı bir yazı var.

http://biliyomuydun.com/vahdettinden-abdye-mektup/

Milliyet Blog’da yazan Ali Kemallerden biri, Mustafa Kemal’e Anadolu’ya geçme izni veren İngiliz Yüzbaşı Bennet’in 70’li yıllarda –yani köprülerin altından çok sular geçtikten sonra- Türkiye gelip söylediği sözlere dayanarak Vahdettin’i yüceltmeye çalışıyor. Efendim Vahdettin İstanbul işgal edilince Anadolu’ya kaçacakmış da Yüzbaşı Dolmabahçe Sarayının çevresini dikenli telle çevirmiş de, Padişahın kaçmasına engel olmuş. İddia Bennet’in kitabından cımbızla çekilmiş tek bir cümleye dayanıyor.

“Vahdettin kaçacaktı.”

Ama kitabın daha sonraki cümlelerine değinmiyor. “Ama daha sonra vazgeçti. Anladı ki böyle bir hareket hem kendisi hem millet için kötü olurdu.” Bunu da Bennet söylemiş. Böyle tek bir cümleye dayanıp hayalinde olmasını istediği şeyi gerçek sanıp başkalarına da yutturmaya çalışıyor yeni Ali Kemal.

Yazar Ali Kemal sürekli olarak Vahdettin’i aklamaya çalışıyor ama ah, San Remo’dan ABD’ye yazdığı bana yardım edin şeklindeki mektup olmasaydı… Mustafa Kemal’i ve Ankara Meclisini ve Türkiye Cumhuriyetini devirmeye çalışan eski paşalara yardım etmeseydi… Bunları ayrıntılı olarak ekte bulabilirsiniz.

Bir de Cumhuriyetin İngilizler tarafından kurulduğu iddiası var. İnanılmaz! Adam diyor ki İngilizler baktılar ki Vahdettin yola gelmiyor ve gelmeyecek, Mustafa Kemal’e Cumhuriyeti kurdurdular. İnsan bu iddia karşısında donup kalıyor. Hangi bir yerinden düzeltmeli?

Bunu tekrarlamak abes ama Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya Mondros ateşkes antlaşmasının yerine getirilmesi için İngilizlerin isteği üzerine gönderildi. Ama işler onların istediği gibi yürümeyince geri çağrıldı. Dönmeyince idam kararı çıktı. Bunları yapan da Vahdettin’di.

67 yaşında padişah olmuş, el bebek gül bebek yaşamış, bir ayağı çukurda padişah, duvarları ve dikenli telleri aşıp dağlara çıkacak öyle mi? Bunun yerine Anzavur’u paşa yapmak, İngilizleri Sevenler Cemiyetine katılmak daha kolay ve tehlikesiz değil mi?

Yunanlılarla savaş sürerken İngilizlerin onları nasıl destekledikleri biliniyor. Türk ordusu her başarısında onları frenlemek için İngilizlerin ikide bir de ateşkes ve görüşme talep etmeleri biliniyor. Eğer onlara uyulsa savaş duracak ve Yunanlıların kazandıkları topraklar onların olacaktı.

Son zafer kazanılıp Yunanlılar İzmir’den atıldıktan sonra sıra Çanakkale, İstanbul ve Trakya’ya gelmişti. Mudanya’da ateşkes yapılıp bir kere Trakya’dan Yunanlıların çıkması sağlandı. Çanakkale ve İstanbul’un geri alınması için barışçıl yollara başvuruldu. İzmit’te, Gebze’de ve Çanakkale önünde birçok kez İngiliz güçleriyle çatışmadan yanından dolanarak, tam cephede şakalaşarak İngilizleri baskı altına aldılar. Savaştan yeni çıkmış İngiliz kamuoyu yeniden savaş istemiyordu. Avustralya bir daha savaş olursa asker göndermeyeceğini söylemişti ve karşılarında başarıdan başarıya koşmuş, tepeden tırnağa değişmiş Milliyetçi bir Türk ordusu vardı. Lozan’a bu şartlar altında gidildi. Buna rağmen çok büyük mücadele verildi. Mustafa Kemal’in bütün istediği sınırları belli bağımsız bir Türk devleti kurmaktı. Musul ve Kerkük, bu isteğin ne yazık ki diyeti oldu (Musul ve Kerkük’te konu biraz daha derindir ama burada duruyorum).

İddia şu: Cumhuriyet illegaldir, Padişahlık iyidir. Bunu diyenler şu gerçeğin de farkında değiller. Gerek Birinci gerek İkinci dünya savaşlarında yenilen ülkelerdeki bütün krallıklar, sultanlıklar, padişahlıklar yıkılmıştır. Bu bir kural gibi geçerlidir ve bir tek istisnası vardır: o da Japon İmparatorluğudur. Bu girdaptan kimse kurtulamamıştır. Osmanlı padişahlığı da bunun içindedir. Çünkü yönetim olarak köhnemiş bozulmuş, yürüyemez hale gelmiştir. Değişim her zaman ileriye doğru olacaktır. Geriye dönüşü ummak hayaldir. 

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..