Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '13

 
Kategori
Kitap
 

Son Pars

Son Pars
 

Latife Tekin’in 2008 yazımı “Ormanda Ölüm Yokmuş”una “çoğu kez vardır hem de dramatik bir şekilde” diyerek nazire yaparcasına bir çırpıda okunabilen, sürükleyici ve fantastik bir kurgu… Bu çerçevede okuyucuyu konuya ilişkin tarihsel ve güncel bilgilerle de donatan bir eser; Y. Haluk Aytekin’in değerli kaleminden, “Son pars”…

 Trekking gezilerinde bakir Anadolu topraklarına ayak bastıkça daha bir ayırdına varıp duyumsadığım “doğa yurtseverliği” duygusunu satır satır somutlaştıran, belirsizliklerin, karmaşa, ani yitim ve kırılmaların kısır döngüsünde devinen kent yaşamının doğadaki izlerini süren mükemmel bir eser…Doğa dostu, çevreci yazarlar, Ediz Hun’un “Yaşat ki yaşayasın”ı, Karel Çapek’in “Bahçıvan’ın Bir Yılı” ve Martin Gurdon’un “Doing Bird”ünün kalite ve tadını aratmamakta...

Bölümlemeler çok sayıda, okuyucuyu hiç sıkmayacak tarzda ve güzel kurguyu kesintisizce pekiştirecek bir formatta sunulmuş. Kahramanlar ise gerçek hayatın içinden ete kemiğe ve diyaloga bürünmüş bir şekilde sayfalar boyunca bizlere göz kırpmakta… Hele de eserin son bölümünde yer alan “ekolojik manifesto” altına doğasever, yurtsever her dünya vatandaşının rahatlıkla imzasını atacağı, Kızılderililerin o bilinen; özgün, içten ve buruk doğa özlemlerini tam da günümüze uyarlayan bir kıvamda kaleme alınmış. Yazarın ilk edebi eserinde üslup-kurgu ve gerçeklik arasında kurulan sürükleyici denge gerçekten takdire şayan!

"...Toros dağlarında yöre halkının uğursuz saydığı, bu yüzden kimselerin gitmediği bir kanyon ve burasını yurt edinmiş, türünün son örneği, yaşamının son demlerini süren bir pars. Bir gün başlarında Ali Hoca ve bir grup üniversite öğrencisi bu kanyonu keşfe gelir.

Bir yanda, yaşamını Anadolu'nun son kalan parslarını bulmaya adamış, aynı zamanda aktif bir çevre savaşçısı ve gerçek bir bilim insanı olan Ali Hoca… Diğer yanda da en büyük düşmanı insanoğlu ile son bir mücadele yaparak, bitmekte olan yaşamına görkemli bir veda edişi düşleyen, bu dağların gerçek efendisi yaşlı bir pars.

Biri dağların diğeri kentlerin iki yalnız varlığı bir kanyonda bir araya gelerek ortak bir kaderi paylaşırlar…"

Arka planda son yıllarda giderek derinleşen çevreyle ilgili (ekolojik) tahribatı ve sosyal sorunlarıyla bir Türkiye manzarası yer almakta.

Eser aynı zamanda Anadolu'nun hoyratça yok edilen doğasına bir ağıt ve ekolojik bir manifesto mahiyetinde!

Doğanın sessiz çığlığına duyarsız kalmayanlar için…

"... Ali Hoca ve Pars göz göze geldiler. Parsın gözleri, ay ışığında mücevher gibi parlıyordu. Birbirlerinin düşüncelerini okuyorlardı sanki. Bir an kendisi Pars; Pars da Ali Hoca olmuş gibiydi. Parsın ne yapmak istediğini anladı. Bu hayvan, kendisini öldürtmek istiyordu ve bunun için de kendisini seçmişti."

Evet bu pars, Anadolu'da hâlâ yaşadığı iddiası günümüze kadar sürmekte olsa da -hatta bazı kişiler Antalya civarında kendilerine saldırdığını iddia etse de- en son bireyin 1974' yılında Beypazarı'nda vurulduğu kabul edilen Anadolu Parsıdır!

Okumaktan mutlu olduğum bu eseri sizlerle paylaşırken de aynı mutluluk ve heyecanı hissettim. Kanımca tüm doğa ve hayvan dostu derneklerin, kulüplerin kütüphanesinde yer alması gereken bir eser... Tüm doğaseverlerin de... 

Bilinmez, yurtta ve cihandaki son gelişmeler karşısında kendisini "Son pars" gibi hissedenlerimiz dahi olabilir. Tıpkı benim okurken hissettiğim gibi...

Eserin değerli yazarını bu ilk romanından ötürü kutlar, açtığı bu yeni çığırın benzer eserlerle de devamını dilerim. 

İ. Ersin Kabaoğlu,

21 Nisan 2013, Ankara

Bkz.: http://www.idefix.com/kitap/son-pars-y-haluk-aytekin/tanim.asp?sid=BUFK0UNIQP6P7KSRP06I 

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..