Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Son şans

Son şans
 

Ordu, PKK terörü karşısında, başarısız olmuş gösteriliyor du. Öyle ki, bu durum insanlar arasında da konuşulmaya başlanmıştı. Birileri bunu durmadan kaşıyordu. İktidarın her konuya maydanoz olan ağızları, satır aralarına TSK aleyhindeki cümleleri maharetle sıkıştırıyorlardı. Bunlar olurken, PKK nın baskınları da giderek hız kazanıyordu. Kimi uzmanlara göre, sınır karakollarına gerek yoktu. Bunlar her zaman PKK nın hedefi olabilirdi. Karakolları ortadan kaldırıp, özel kuvvetler oluşturmalıydık. Bölgeyi iyi tanıyan, özel, paralı ordu. Başbakan, dünden hazırdı. Hemen konunun üstüne atladı. Evet, böyle bir kuvvete ihtiyaç var, hudutlarımızı, özel kuvvetler koruyacak dedi, düymeye bastı. Bu arada, Başbakanımız bir de karakol ziyaretinde bulundu. Kendi ülkesinde, kendi toprakları üzerinde bulunan bir mevzi de, başbakanımız kafasını siperden çıkarmaya korkmuştu. Demek ki, durum bu kadar vahim. PKK her an, burnumuzun dibinde ve biz hep siperdeyiz. İşgal kuvvetleri, ülkemizi işgal etmişler. Başbakan, işgalden kurtulmak için, yeni bir ordunun temellerini atıyor. Bakalım, oğlunun gemisine binip, hangi limandan kurtuluş savaşını başlatacak?

Bu arada, ülke, tarihinin en sıcak Ağustosunu yaşıyor. Yüksek Askeri Şüra toplantıları, kıran kırana geçiyor. Toplantılar başlamadan önce, Balyoz savcıları, balyozu indiriyorlar ve TSK nın 102 emekli, muvazzaf, personeli hakkında, tutuklama kararı çıkarıyor. İktidar kanadı, haklarında tutuklama kararı bulunanların terfilerinin yapılamayacağı görüşünü savunuyorlar. Genel kurmay ve askeri yargı, bunun tam tersi görüşündeler. Cumhurbaşkanı, YAŞ, dan geçse de, benden geçmez havasında. Bu arada, TBMM de, 35. Madde görüşülüyor. Madde, yürürlükten kaldırılır ise, TSK, nin, Türkiye Cumhuriyetini Koruma ve Kollama görevi de, ortadan kalkacak. Cumhuriyetimizin korunması görevi, paralı, özel askere devredilecek. AKP nin senaryosu, buraya kadar, tıkır, tıkır işledi. Şimdi, 12 Eylül referandumuna kadar, kısa bir ara verilecek.

Bu referandum, kılıfına uydurulmuş, bir güven oyu niteliğindedir. Bazı yumuşatılmış aydınımızın dediği gibi, evet veya hayır çıkmasının önemi yok, yorumu yanlış bir yorumdur.Bu yorum, söyletilmiş bir yorumdur. Referandumda, EVET çıkması, benim düşünceme göre, TC nin sonu niteliğini taşır. Bir sabah, bambaşka bir Türkiye de uyanabiliriz. Bir sivil darbenin kucağına düşebiliriz. Bu darbe, askeri darbelere benzemeyecektir. Bu darbe, ülkeye kalıcı bir diktatörü getirecektir. Bu referandum, görüp, göreceğimiz, son demokratik oylama olabilir. Referandum da HAYIR oyu kullanmak, ülkenin aydınlığa gitmesine evet demek olacaktır. Bu, son demokratik şansımızdır. Bunun hayırlı bir şekilde kullanılmasını dilerim.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..