Son Sefarad

Beyazıt Akman 1981 doğumlu, sekiz yıldır ABD de yaşıyor. Türkiye'de üniversite de İngiliz Dili eğitimi almış. "Batı Edebiyatında İslam algısı ve Türkler" konulu doktara tezini 2012 de tamamlamış.

Ben O'nu "Dünyanın ilk Günü" isimli romanında tanıdım. Fatih Sultan Mehmed'i ve İstanbul'un fethini mükemmel bir kurgu ile anlatmıştı. Deyişine göre beş yılda yazmış. Film tadında insanı sıkmayan sürükleyici anlatımıyla bir çırpıda okuyorsunuz. 

Son Sefarad ise üç yılda yazdığı ikinci romanı. II. Beyazıd'ın zamanında İspanya'yı, Endülüs medeniyetinin katledilişini anlatıyor. Granada İslam İmparatorluğunun çöküşü, Katolik Avrupa'sının Müslümanlara ve Yahudilere yaptığı zulümü bizlere aktarıyor. İlk kitabındaki gibi bu kitapda da bazı bireyler var. Davud, David, Esther, kitap avcısı Santiago ve gerçek kahramanlar Kemal Reis, Burak Reis ve genç Piri Reis.

Kitabı yine gözünüzde bir film seyredermiş gibi okuyorsunuz. Endülüs'deki yaklaşık sekiz asır hakimiyeti ile geçen islam hakimiyetinin o topraklara kazandırdığı felsefe anlayışını görüyorsunuz. Avrupa'nın bilimsel çağa geçişinin bu felsefeyle olduğu açık. Ayrıca bugünkü o İspanya topraklarında üç dinin mensuplarının nasıl barış içinde yaşadığını anlıyorsunuz. Binlerce kütüphane ve milyonlarca kitap. Ve matbaa

Sefarad ise Endülüs'dekilere verilen ad. Kitabı okuduğunuzda dönemin padişahı, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu II.Beyazıd'ın iki farklı kararı arasında gidip geleceksiniz. Yahudileri Katolik zulmünden kurtarıp İstanbul'a kabul etmesi (bir neyi endülüs kültürünü matbaasıyla alması) ve ayağına kadar gelen Kristof Kolombus'a yeni seyahatı için parasal destek vermeyişi. Her iki fırsadı da değerlendirseydi Osmanlı'nın hali ne olurdu bilemiyorum.

Kitabı alın okuyun. Kitabın son bölümünde üçüncü kitabın da yakında bizlerle buluşacağının sinyali veriliyor.