- Kategori
- Psikoloji
Son sekiz sene
Yavuz Sultan Selim 8 sene padişahlık yaptı. 8 senelik bir saltanata bir dünya sığdırdı. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman diliminde dünyanın altını üstüne getirdi.
Sekiz senede ben ne yaptım? İlk sekizde ne yaptım, son sekizde ne yaptım?
Kendi dünyamı bile alt üst edemedim. Başkalarının kurduğu dünyayı yaşadım. Onu bile düzeltmeden …azıcık bile düzeltemeden…. kaç sekiz seneler geçti. Hala bakıyorum dünyama. Sanki başkaları yaşıyormuş gibi benim hayatımı, ben onlara bakıyorum. Benim hayatım… benim hayatım nedir onu bile bilmiyorum. Yavuz mu doğru yaşadı ben mi? Şu son sekizde, örnek alıp Yavuz u, karıştırayım mı dünyayı ? Yoksa, gene sesiz , kulübemde, dağlara taşlara bön bön bakarak , yalandan yalandan a ne güzel kuş , ne güzel deniz, ne güzel kavak ağaçlarının sesleri, gecelerin korkutan yalnızlığında ne güzel gök gürültüsü , ne güzel yağmur diyerek ….. sevdiğine derdini anlatma çırpınışları ile mi geçireyim bu , belki de son olan sekiz sene mi?
Ne dersiniz arkadaşlar ? ne dersiniz gök yüzünün tanrıları? Ne dersiniz acımadan tutup pişirip yediğim ahtapotlar… ne dersin Dalyan’ın denizi, toprağı, taşı …ne dersin parkın karşısında oturan gülümseyen kız, böyle mi geçsin bu son sekiz sene.
Tarihte, birileri kesinlikle en yüksek dağların, en yüksek tepesine çıkarak ,ellerini kaldırıp Tanrı’ya yalvarmıştır.” Ne olur Tanrım, ne olur bana güç ver, ver ki şu son sekiz senemi kendim nasıl istersem öyle yaşayayım.”