Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

salih haluk reşat şentürk

http://blog.milliyet.com.tr/shr

21 Şubat '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Son sığınak 2

Son sığınak 2
 

Son sığınak 2007...

Bu gün son 4–5 yıldır yazdıklarımı okumaya başladım. “Son Sığınak” başlığı altında yazdıklarımı okuyunca, arkadaşlarım, yıllar boyu tanıdıklarım, halen görüştüklerim, hiç konuşmadıklarım, hiç aramadıklarım, hiç aramayanlar aklıma tekrar geliverdi. Bunca dert, sıkıntı arasında tek ve de son sığınak olacak ya da olması gereken arkadaşlarım...

27 yıl önce bir ekim ayında ilk kez tanıştığım arkadaşlarımla 2000 yılında tekrar yakaladığımız dostluk aklıma geldi. Yıllarca çeşitli hayat mücadeleleri, çocuk yetiştirme, işlerimizde ki ilerleme çabaları, dertler ve sorunlar derken hayat bizim önümüze geçivermiş. Sonra bir anda hayatımızın ikinci yarısına başladığımızın farkına varmış olduk. Mutsuz evlilikler bitmiş, yeni hayatlar kurulmuş, savaşlar bitmiş, herkes ne ve kim olduğunu öğrenmiş. İş hayatları bir düzene girmiş ve işte hayatın yeni dönemi denmeye başlamış. Ancak hayat oldukça uzun galiba, yine bir sürü olayın içinde buluverdik kendimizi...

Böyle bir ortamda tekrar kaybediverdim,

“ Eski Dostlar “ ımı...

Sema’dan, Bülent’ten, Nur’dan, Zuhal’den, Erdoğan’dan, Feride’den, Zeynep’ten ve sevgili dostum, tek arkadaşım, canım kardeşim Kanöz’den ayrı kalmışım. Onlarla belkide hiç yaşamadığım dostluk duygusunu yaşamıştım, onlarla gülmüş, güldürmüş eğlenmiş, yemiş, içmiştik... Şimdi onlarda yok yanımda, canım sıkılıyor ama ne yapacağımı bilemez durumdayım. Oysa her geçen gün bu dostluklara daha çok ihtiyacımız olacağını biliyorum. Aslında onlardan neden uzakta kaldığımı biliyorum. Yıllar önce neden uzakta kaldıysam aynı nedenlerden...

Düşünüyorum da, gerçek bir sığınak olmaya başlamıştık birbirimize, canım sıkıldığında arayacak ya da yanında olacak, sözüne ve görüşlerine değer verdiğim arkadaşlarımın varlığı bana güç veriyordu. Aynı duyguların onlarda da oluşmaya başladığını hissediyorum, yaşıyordum. Ama bazı şeyler bizi yine dağıttı ya da beni uzaklaştırdı hayattan ve arkadaşlarımdan...

Zamanın nasıl geçtiğini hiç birimiz anlamadık galiba, kaşla göz arasında 5 yıl daha geçti. Saçlardaki beyazlıklar, yüzlerdeki kırışıklıklar biraz daha arttı, ruhta ve bedende yorgunluklar derken kuşkularımız artmaya başladı hepimizde, çok zor galiba bu hayat demeye başladık!

Bu güne kadar hayatla tanıştık sanıyordum, oysa o yeni oyunlar ve aldatmacalarla bizimle oynamaya devam ediyor. Bundan sonrası için ise yorum yapmak bile çok zor ama sanırım karşılıklı oynamaya devam edeceğiz. Ve tüm yaşadıklarımızı beynimizdeki kara kutu kaydediyor desek te galiba bu kara kutunun bir kaçağı var. Bir türlü öğrenemiyoruz hayatın basit oyununu. Bu oyundaki hileyi ve aldatmacayı kimse çözemeyecek. Yaşananların detayları ise bizimle birlikte yok olup gidecek sırlar dünyasına...

24 Mart 2001 tarihinden 28 Aralık 2006 tarihine duygular...

Reşat Şentürk

 
Toplam blog
: 136
: 750
Kayıt tarihi
: 18.02.07
 
 

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezuniyeti ve askerlik sonrasında başladığım iş hayatım aynı kuru..