Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '16

 
Kategori
Öykü
 

Son sözün bu mu?

Son sözün bu mu?
 

“Son sözlerin bu mu?”

“Evet!”

Peki ilk sözleri neydi ki?

“Merhaba; benim ismim Erk!”

“Ben de Derin!”...

Gün olur alır başımı giderim, denizden yeni çıkmış ağların kokusunda

Şu ada senin, bu ada benim

Yelkovankuşlarının peşisıra!

“Şşşt, sen mektepli birine benziyooosun! Hela gel şiöyle bir muhabbet edelımmmm”

Karşısında kırdan saçlı genç görünümlü, mavi gözlü, yağız ve yiğit bir adam, tuvalet çıkışında para tahsil etmek etmek üzere oturuyordu. Düşen gözleriyle yanına oturdu.

“Benim adım Kemal ya seninki ne?”

Duraksayarak ve biraz da ürkerek “ben Erk” diyebildi. Sonrasında ise yine iple çıkışı olmayan boşluğuna bıraktı kendini.

“Geinçlik orospılık gibidir. Hailinden bir tek para anlaar!”

“İmdi; sanıyıırsın ki sana sualler edeciiim. Etmiyceem oğul, sadece ve kısaca, Allah tahsilaatını affetsın!”

“Ne demek bu şimdi, benim ne suçum var ki? Evet, hüzünlü oluşumun ardında binbir sebepten birçoğu günahlarım olabilir ki o da genç olduğum için ihmal edilmeli. Tek suçum diğerlerinden farklı olmam o kadar!”

“Geinçsınız hııızlı düşünüyosınız feket asıl söylemem gereken şu ki koonuşma, ssuss, istediğın kadar susabilesınnnn”

“Be adam konuşuyor muyum ki? Ne diyorsun! Beni hiç mi hiç tanımıyorsun!”

“Geinçlik kızgın alevli demire benzer, kızdığı zaman yakacak yer araaar...”

  “Sustum! Sustum ve saatlerce daha susacağım; ta ki dünyadan yok oluncaya kadar! Aslında susturuldum! Toplum beni ben olduğum için susturdu!”

Eğil salkım, söğüt eğil

Bu benimki sevda değil

Eğil yağmur, rüzgar eğil

Bu benimki sevda değil!

“Aferim oğlum, beni dinleyip gelmişsin oğlum. Sana her zamanki gibi en güzel yemeklerimden yaptım. Bu arada ben annen!”.

“Sanki onunla telefonda konuşurmuşuz gibi karşılıyor beni her gittiğimde. Oysa beni sevdiğini söyleyen ne hareketleri, ne de ses tonu var. Varsa yoksa onun oğlu, yoksa derdi ben değil!

Onun övdüğü gibi zekiyim

Onun övdüğü gibi çalışkanım

Onun istediği gibi çakı gibi bir vücudum var

Ve elimde ne var?

Birçok sos, pek az sevgi, bolca yalnızlık!”

“Annem ve onun istekleri!

Annem ve onun yaptıkları!

Annem ve onun dünyası!

Ve karşısında ben ve diğerleri çünkü ben onun yetiştirdiği oğul değilim! Bunu kendisi de itiraf etti: “Sen bunları nereden öğrendin? Bunların hiçbirini öğretmedim!” (Sana kadınların işini öğretmedim çünkü bana bağımlı olmanı, benim, sadece benim olmanı o kadar çok istiyorum ki ve biz kadınlar böyle severiz; öldüresiye!)”

Seher yeli çık dağlara

Güneş topla benim için

Umutların arasından

Kirpiklerin arasından

Güneş topla benim için

Derinden gelen yalnızlığıyla uyandı hayatına ve keyifsizce bir sigara içti uyanır uyanmaz. Derin’den ayrılalı üç yıl olmasına rağmen duygular dünmüşçesine taze ve acıydılar. “Sabah kaç ki?”

Saat 4, yoksun

Saat 5 yok

6, 7 ertesi gün

Daha ertesi

Erk’in gücü neydi ki? Basit bir insancıktan öte nesi vardı? Niye herkes ona süpermenmişçesine davranıyordu ki? Oysa onun da istediği tüm insanların isteklerinden farksızdı. Biraz yemek, biraz gülümseme ve bol sevgi!

“Son sözlerin bu mu?

“Evet!”

“Seni halen deli gibi seviyorum!”

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..