Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Son tren...

Son tren...
 

Uykusundan, mide bulantısıyla uyandı... Kaç gündür hem midesi bulanıyor hem de devamlı uyumak istiyordu. Kendi kendine söylendi, sanırım üşüttüm şimdi Türkiye' de evde olsam hemen bir nane limon kaynatır rahatlardım ama buralarda kuru nane bulabilirmiyim ki?

Otelin yakınındaki Türk markete gitti ama düşündüğü gibi yoktu.Türkçe bilen eczayı tarif ettiler gitti şikayetini anlattı, hiç ummadığı bir soruyla karşılaştı. Hamilelik testi yaptırdınız mı?
Şaşkınlıkla karışık, benim çocuğum olmuyor ki hem 39 yaşıma da geldim dedi gülümseyerek. Eczacı belli olmaz diyerek onu rahatlatacak bir damla verdi ve ekledi tahlil yaptırın.

Otele gelirken düşündü, hadi canım sende dedi ama... bir an ya var sa? düşünceyi hemen kovdu beyninden.
Burada 2 aydan beri çalışmak için bulunuyordu yakında Türkiye'ye dönecek aldığı boşanma kararını uygulamaya koyacaktı.Aslında herşeyi düşünmek için adeta buraya kaçar gibi çıkmıştı evden.

Eşi de biliyordu ve orada iyi düşün demişti giderken. Şimdi ya dedi... tekrar sonra Allah korusun öyle birşey olamaz diye kendini rahatlatmaya çalıştı.

İşte nihayet eve dönmüş boşanma kararının kesin olduğunu eşine bildirmiş ve bir tartışma yaşamışlardı.En yakın arkadaşını görmeye ve dertleşmeye gitti, konuşurken hala devam eden mide bulantılarından da bahsetti.O da, kız sakın hamile olmayasın demez mi? yanından ayrılırken karar vermişti, bu acabalardan kurtulmak için hemen bir tahlil yaptıracaktı.

Tahlil sonucunda hamile olduğunu öğrenince kısa bir şok geçirdi hemen bir doktordan randevu aldı ve sonuç... 14 haftalık hamilesiniz!

Birden çığlık atar gibi konuşmaya başladı, bu çocuğu doğuramam ben!

Gittiği bütün doktorlar, 14 haftalık bir hamileliği sonlandıramayacaklarını söylediler, hem yasak ve sizin de son şansınız büyük bir ihtimalle iyi düşünün! diye eklediler.3 gün uyumadı, boşanacaktı nasıl doğururdu ki, aldırmasa bu sefer en fazla 2 ay sonra artık çalışamazdı.Parası fazla yoktu, evden ayrılmayı kafasına koymuştu bir kere.Eşi ayrılmak istiyorsan ben gitmem, sen gidersin bu evden de bir şey alamazsın demişti. Allahım Allahım diye sokaklarda dolaşıyor ve aldırmaktan başka bir çıkış yolu bulamıyordu.Avukatla konuşmuş dilekçesini vermiş arkasından da işini ayarlamıştı 10 sonra tekrar yurt dışına çıkması gerekiyordu.Acilen operasyonun yapılması gerekiyordu ama yapacak doktoru hala bulamamıştı.Telefon rehberinden doktorlar sayfasını açtı ve telefonon başına oturdu, kaç kişiyi aradı hatırlayamadı ama sonunda bir doktoru ikna etmeyi başarmıştı.

Uçağa binmiş dışarda pamuk tarlası gibi bulutları seyrederken aslında ne düşüneceğini bilemiyordu, bir yandan kurtuldum...bir yandan da keşke bu çocuğu doğurma şansım olabilseydi diye düşündü.

Şimdi doğmuş olsaydı 15 yaşında olacaktı, hem de erkek...pişmanlık duyulmadı diye kimse düşünmesin ama o gün başka bir olasılık yoktu, arada sırada keşke mutlu bir ailem olsaydı da o çocuğun gelişi, bana sevinç çığlıkları attırabilseydi diye kim düşünmez ki?
Son tren, en elverişsiz bir zamanda önünden gelip geçmiş o da arkasından sadece el sallayabilmişti.

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..