Son umut; sürdürülebilir temiz enerji

Rapora göre, ülkemizde son 10 yılda enerji talebi giderek artan bir ivme içerisindeyken, talebin yüzde 80'i ithalatla karşılanmaya başlandı. Yerli üretimin artışı ise bu on yılda yüzde 40'ı bile bulmadı.

 

Rakamlara baktığımızda enerji talebi on yıl önce yaklaşık 84 milyon ton petrole  eşdeğerken bu rakam 2012 yılı sonu itibariyle 119 milyon ton petrol eşdeğerine ulaştı.

 

On yıllık süreçte ithalat rakamı 65 milyon ton petrol eşdeğerinden, 95 milyon ton seviyelerine geldi.  Türkiye'nin enerji talebi içinde yerli üretimin payı ise on yıl önce yüzde 28 iken, 2012 yılına gelindiğinde hiç bir artış göstermediği gibi aksine yüzde 27'ye geriledi.

 

Günümüzde Türkiye'de 54 bin megavat kurulu güçle yaklaşık yılda 275 bin gigavat elektirik üretimi gerçekleşmektedir. Bu üretimin yüzde 40'ı kamu, yüzde 60'ı ise özel sektör santralleri tarafından karşılanmaktadır. Ancak günümüzde her dört ampulden birini HES'lerin aydınlattığını düşünürsek ülke enerji politikasının sırf bilmem kaç megavat enerji için dere delmeye, ağaç kesmeye ve topografyayı değiştirmeye endeksli olduğu görülmektedir. Yabancılar için bile oldukça önemli bir yatırım aracı haline gelen rüzgarlarımızın geleceğimiz için en önemli ve temiz enerji kaynağı olduğunun farkına varılması gereken zamanlardayız. 

Elektrik enerjisine olan ihtiyaç son yıllarda ortalama yüzde 5 ila 7 arasında artış kaydetmektedir.  Yanlış enerji politikası sürdürmemiz durumunda doğa pek yakında savunma gardını alacaktır ancak rüzgarlarımız gibi temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarımızı kullanmamamız durumunda da uzmanlara göre 2016 yılından itibaren üretimin talebi karşılayamamasından ve enerjide yüzde yüz dışa bağımlı kalmaktan daha doğal birşey görülmemektedir.

 

Semih SARGIN