Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sonbahar

Sonbahar
 

Hayat ne kadar acımasız olduğunu, neden sürekli hatırlatıyor bize ?

Bu sabah okuduğum bir blog ile sarsıldım : http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=143876 Sn. Ali GÜLCÜ, kendine özgü, çok sevdiğim üslubu ile bu sorumu bir şekilde dile getirmiş.

Özellikle yaş ilerledikçe , hayat daha da zalim oluyor sanki –fırtınalı denizin içinde şişme bot gibi bir ileri bir geri sallıyor bizi. Şu ana kadar kurmuş olduğumuz tüm dengeleri, adeta ihlal ederek, her an alt üst etmeye veya istediği yöne doğru bizi sürüklemeye hazır halde.

Her şeye rağmen…

Yine sonbahar geldi.

Daha düne kadar yeşil olan ağaçların yaprakları sapsarı olmuş. Ne zaman olmuş bu?

Her taraf altın sarısına, kırmızıya ve kahverengiye bürünmüş.

Sabah esen rüzgarın etkisi ile tüm vücuduma yayılan tatlı ürpertiyi özlediğimi fark ettim

Güneş bu mevsimde daha geç doğar ve onu izlemek çok keyifli oluyor.Kocaman bur yuvarlak turuncu- pembe karışımı renkte, gözlerinizi kısmadan bakmanıza izin veriyor. Pembe bulutlar, açık eflatun renkli gökyüzünde. Sonbaharın sessiz güzelliğini kaçırmak istemiyorum.

Hayata dayanmanın ilk adım, mutluluğu küçük şeylerde yakalayabilmektir belki.Etrafa bakınarak, rengarenk hayatı görebilmek ve tekrar keşfetmek en ufak detaylarıyla .

Belki hayatın esas mânası da bu…

Herhalde bir hayat yetmez bu gerçeği kavrayabilmek için…

Ama belki bunu anlayabilmiş olanlar vardır. Hayalimde, saçları ağırmış fakat yüzü henüz genç olan bir ihtiyar, canlanıyor.Parkta bir bankta oturmuş. Açık renk elbiseler var üzerinde. Mevsimlerden sonbahar.Yerlerde çok çok yaprak var, altın renkli yapraklar. Etrafta sonbahar kokusu.İhtiyarın elinde mükemmel sarı bir yaprak, yüzünde geniş gülümseme. Belki o hayatın tüm zorluklarını aşmış ve ayakta kalmayı başarmış olanlardan. Şu an sadece hayata neşeyle bakıyor ve yoldaki küçük çocukları yönlendiriyor, aralarında küçük sırlar var sanki…

Bize geri kalanlara ise, yürümek düşüyor: istikametsiz ve garantisiz, ama yine de birlikte.

Ben sonbaharı görebildim. Şu an kışı bekliyorum.

Beyaz karın üzerinde küçük kuş ayak izlerini…

Elimi ısıtan kahve fincanım…

Çocuklarımın gülüşlerini…

İlkbaharın donakalmış beklentisi…

Biliyorum bir çok zorluklar ve düşüşler var önümde, fakat biliyorum ki her şeye rağmen güvenebileceğim insanlar var. Umuyorum onlar da biliyorlardır bana güvenebileceklerini…

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..