- Kategori
- Deneme
Sonbaharın vedası
Sonbahar yavaş yavaş veda ediyor…
En sevdiğim mevsim olan, baharın gözyaşları ile temsil edildiği kalpleri hüzün bulutunun bıraktığı yağmur damlalarının yıkadığı sonbahar…
Gidişine üzülüyorum.
Beni anlatıyordu oysa her gün bıraktığı yağmur damlalarında.
Kurumuş ve solmuş ağaçların yaprakları yere her düştüğünde birşeyler fısıldıyordu. Konuşuyordum sonbaharla.
Anlatıyordum kendimi, hayallerimi, duygularımı. Bırakıyordum onun yağmur kokan kollarına kendimi.
Ama yavaş yavaş terk ediyor dünyayı. Yerini soğukların efendisine bırakmak için hazırlık yapıyor.
Hazırlıklarını tamamlamasını seyrediyorum.
Bir umut belki kalır, belki biraz daha yaşar dünyamda…
Geç ,biliyorum. Onu kaybetmenin eşiğinde duruyorum.
Beni anlatan mevsimin gidişinin ardından bakakalmak… Sevdiğin ve gitmesini istemediğin bir insandan ayrılmak zorunda kalman gibi adeta…
Sonbahar yavaş yavaş veda ediyor.
Gelişi ile canlanan umutlarım ve arzum yerini hüzne bırakıyor.
Benim mevsimimdi oysa….
Sonbahar…
Hüznün, gözyaşlarının ve umudun mevsimi. Veda edişini izlemek, gidişi karşısında bir şey yapamamak, ellerimin arasında son kez rüzgarını hissetmek…
Son kez konuşuyorum onunla. Son kez anlatıyorum kendimi.
Sonbahar…
Benim mevsimimdi oysa…
Umutlarımın yeşerdiği, yeniliklerin kapımı çaldığı, dostum, sırdaşım olan mevsim. Ruhumun temsili olan arkadaşımın gidişi karşısında öylece durup onu son kez izlemek…
Sonbahar yavaş yavaş veda ediyor dünyama. Beklemek zorunda kalmak en azından bir umudun tohumunun filizlenme şansının olduğunu hatırlatıyor bana.
Sonbahar…
Benim mevsimimdi oysa. Şimdi veda edişini izliyorum. Son kez rüzgarına karışmış nemli toprak kokusunu içime çekiyorum. Arkadaşımla, sırdaşımla vedalaşıyorum.
Sonbahar yavaş yavaş veda ediyor dünyama ve bana…
Benim mevsimimdi oysa…