Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Soner Yalçın Baykal'ın siyasi cenazesinde ağıt mı yakıyordu yoksa?

Soner Yalçın Baykal'ın siyasi cenazesinde ağıt mı yakıyordu yoksa?
 

"Bir adam... 

Bu toz bulutlarının arasından bir adam çıktı. 

'İnanmıyorum' dedi. 

Darbeye, Ergenekon'a, Balyoz'a, laiklikten ve cumhuriyetten ödün vermeyeceklerini açıkladı. 

Hep adalete güvendiğini söyledi. 

Ulus devletlerinin bağımsız müdahale olanaklarını kısıtlayan neoliberal politikalara sırtını döndü. Rant ekonomisine dönüştürülen özelleştirmelere karşı hukuk mücadelesi başlattı. 

Gerginlikler çıkaracağı belli olan ve Türkiye'yi içe döndürüp istikrarlaştıracak her dayatmaya yılmadan karşı çıktı. 

1990'lı yıllarda Ruanda'da 800 bin Tutsi'nin, Bosna'da 325 bin insanın soykırıma uğramasını seyredenlerin, gündeme getirmeye çalıştıkları 'Ermeni soykırımı' iddialarını elinin tersiyle iteledi. 

Çekoslavakya'nın, Yugoslavya'nın bölünmesini alkışlayanların, Kıbrıs'ın bölünmesine şiddetle karşı çıkmalarındaki iki yüzlülüğü suratlarına vurdu. Kıbrıs'ın, Azerbaycan'ın yanında durdu. 

ABD Dışişleri bakanı Rice'in Büyük Ortadoğu Projesi'yle 22 ülkenin haritasını değiştirmeyi hedeflediklerini söylediğinde, Türkiye'nin bir karış toprağını vermeyeceğini haykırdı. 

Kürt sorununu Şeyh Barzani'ye havale edenlere tepki gösterdi. 

'Sizin en önemli ihraç kaleminiz Mehmetçik'tir' deyip kapalı kapılar ardında hükümete milyar dolarlar vermeyi teklif edenlerin oyununu bozdu. 

Türkiye'nin Ortadoğu'da kanlı tezgahlar içine çekilmesini isteyen Batılı diplomatlara randevü bile vermedi. Bağımsızlıkçı bir dış politikadan yana oldu. 

Toplumda yaratılmaya çalışılan korkunun üzerine gitti. 

Hukuk rejimini değiiştirmeyi amaçlayan Anayasa değişikliklerine karşı çıktı. 

Muhalefeti tekrar toplayıp CHP'yi iktidara aday parti yaptı. 

Ve fakat... 

Düşman bir beklemediği yerden vurdu. 

Şimdi siz hala soruyor musunuz? 

Deniz Baykal'a bu hain pusuyu kimlerin kurduğunu. 

Cadı avı sürüyor". 

Yukarıdaki yazı Soner Yalçın'ın köşe yazısıdır (Hürriyet gazetesi). 

Ne zaman yazmıştır bu yazıyı Yalçın? 16. 5. 2010 tarihinde. 

Yani, adi bir komplo sonucunda Baykal'ın Genel Başkanlıktan istifa etmesinden sonra ve Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan adaylığını açıklamasından hemen önce. 

Yalçın şimdi ne diyor Baykal için? 

Oda TV'nin Ankara muhabiri İklim Bayraktar'la yaptığı telefon görüşmesinde Yalçın, Baykal için hiç de iyi şeyler söylemiyor! 

Üstelik İklim Bayraktar'ın Baykal'la ilgili taciz iddialarından sonra geldiğimiz noktada Baykal'a ikinci bir komplo girişiminde bulunulduğu anlaşılmışken... 

Meclis milletvekili odalarını ben de biliyorum. Giriş çıkışların o kadar yoğun olduğu o küçük odada eğer Baykal tacize kalkışmışsa, hiçbir araştırma yapmaya gerek yok, Baykal'ı akıl hastanesine yatırmak gerekir. Çünkü bir deli ancak bunu yapabilir. İkincisi; Baykal yılların siyasetçisi ve çok zeki birisi. Önceki komplonun etkisinden henüz kurtulamamışken, ilk defa gördüğü ve şüpheli harektelerde bulunan bir kadını Baykal'ın taciz etmesi kadar bir saçmalık olabilir mi? 

% 1'lik bir açık kapı bırakarak, bu olayın % 99 komplo olduğu çok açık. 

Ortada bir de Halk TV satış hikayeleri var; Soner Yalçın Halk TV'yi almak istiyor; Kılıçdaroğlu ve Tekin'in razı olduğu, Baykal'ın ise karşı çıktığı söyleniyor. 

Baykal bu komplo girişimi için kimi adres gösteriyor? 

Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı ve Can Dündar'a yaptığı açıklamalarda Baykal, "Soner Yalçın'ın arkasında kimler var, Kozinoğlu'nun adı geçiyor, olayın uluslararası boyutu nedir" diyerek Soner Yalçın'ı işaret ediyor. 

Bu olaydan sonra Baykal, muhtemelen 1. komplo olayıyla ilgili de Soner Yalçın'dan şüpheleniyor olmalı. 

Bu durumda girişte sunduğum Soner Yalçın'ın Baykal'ı yere göğe sığdıramadığı yazısını nasıl değerlendirmeliyiz? 

1. kaset olayında Genel Başkanlık koltuğundan düşürülen Baykal, aslında siyaseten öldürülmüştü... 

Düşene bir tekme de sen vur misali, neredeyse bütün köşe yazarları Baykal'a saldırırken bir o sahiplenmişti Baykal'ı... 

Yoksa katilin cinayeti işlediği mahalde dolaşması, cenaze namazına iştirak etmesi, evine gidip ağıtlar yakması gibi bir durumla mı karşı karşıyayız? 

Soner Yalçın'ın cezaevinden Baykal'a gönderdiği özür mesajının anlamı ne olabilir? 

Not: Soner Yalçın'ın girişteki 16 5. 2010 tarihli yazısına karşılık ben de 18. 5. 2010 tarihinde, Baykal'ı kastederek, "Sen neymişsin be abi! Sana her şey helal olsun: 'Koçum benim' " başlıklı bir yazı yazmıştım. 

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..