Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '10

 
Kategori
İstanbul
 

Sonra Ne Mi Oldu(3)

Sonra Ne Mi Oldu(3)
 

http://blog.milliyet.com.tr/Sonra_Ne_Mi_Oldu_2_/Blog/?BlogNo=231121

İlk duraktan binmeme rağmen otobüs full doluydu. Cam kenarına oturabilmenin haklı gururunu yaşarken yanıma 25-30 yaşlarında bir adam oturdu. Oturduğu an uyumaya başladı.

Arka tarafta yüzünü görmediğim bir kız Kadıköy'den Kartal'a kadar telefon görüşmesi yaptı. Ablasıyla tartıştı, yemeği nöbetleşe yapıyorlarmış. Yemek sırası bu kızda olduğu halde yemeği ablası yapmış. Ablası 'Neden hala sokaktasın' diye hesap soruyor.

Kızımız kendini savunuyor;

- Abbblaaaa sennn yollllarr nassıl kalabalııkkk biliyomusoonn, zaten senin yaptığın yemekler bi b... benzemiyoo

Erkek arkadaşıyla da konuştu. İşte onu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bütün otobüs onları dinledik. Bir ara sevgilisine bedava konuşma hakkından bahsetti. Kontör derdi yoktu. O an anladım ki yolumuz uzun.

Tam arkamı dönüp 'Ama güzelim acı bize, ne kötülüğümüzü gördün de bize bu ızdırabı yaşatıyorsun' diyecektim ki, yanımdaki arkadaş omzumu yastık zannetti. Hemen iterek uyandırıp 'Evinize gidene kadar uyumayın isterseniz' dedim. Özür diledi. Kartal'a gelene kadar kaç kez dürtüp uyandırdım, o benden kaç kez özür diledi hiç hatırlamıyorum.

Ön sırada baba-oğul oturuyor. Kadınlardan bahsediyorlardı. Oğul, 'Baba X kadın gelmiyor mu geziye?' diye sordu.

Baba; 'Kahpe çok gelmek istiyor da götürmeyeceğim onu' dedi.

O sırada babanın telefonu çaldı;

- Aradığına ne kadar memnun oldum sultanım. Bizde şimdi tam oğlanla senden bahsediyorduk. Sensiz gezi olur mu hiç. Sen bizim baş tacımızsın...

Çarprazımda küçük bir kızla annesi oturuyor. Yüzlerini görmesem de yapılan itiş kakıştan anladığım kadarıyla küçük kız yakasına takılan nazar boncuğunu çıkartmış, annesi de elinden almaya uğraşıyor. Başaramıyor. Ne kadar cebelleştiyse artık en sonunda kıza 'O iğne inşallah batar biyerine de görürsün gününü' diye kükredi. Çocuğu çimdirdi mi ne yaptıysa kız bi an viyakladı ve sustu.

Otobüs öyle bir hale geldi ki iğne atsanız düşmez. Sesler birbirine karıştı duyulan tek ses uğultu. Yollarda duraklarda evine gitmeye çalışan insanlar. Kimisi koşturuyor kimisi de 'Eve gitmesem de olur' der gibi.

Yokluğumda İstanbul'un çehresi değişmiş adeta. İnsanların yüzüne bir umursamazlık gelmiş. İzmir'de bu yüzü hergün görüyordum.

Otobüsün o kalabalığında en dikkat çeken şeylerden biri de yolculuk süresince bişeyler atıştırmaya çalışan insanlar. Bu genelde çikolata büsküvi ve simit tarzında. Onlara hak verdim. Bu yaşananlar hergün hergün çekilir çile değil. Günlük yaşamım birer parçası haline getirip hiç istiflerini bozmuyorlar. Takdir ettim.

Kendimi de takdir ettim, güzel bir güne imza atıp otobüsten inmeyi başardığım için...

Yolumun üzerindeki markete uğradım. Çerez vs. aldım. Kasaya geldim ve işte gördüğüm manzara...

BİTTİ.

:) İyi bayramlar.

http://www.esmakahraman.com/sonra-ne-mi-oldu3/

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..