Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sonsuz aşk

Sonsuz aşk
 

Görücü usulü evlilik aşık olup evlenmekten daha uzun ömürlü olur bana göre. Çünkü aşk sevme ile ilgili duyguların en üst noktasıdır, aşık olup evlendiğinizde en üst noktada olan duygular aşağıya doğru kaymaya başlayacaktır. "Evlilik aşkı öldürüyor" dedikleri budur. En üstte olan bir şeyin daha yukarı çıkma şansı yoktur, en fazla olduğu yerde tutarsınız, bunun çok fazla güç gerektirdiğini söylemek yanlış olmaz. Değişiklik olmayacağı için monotonluk yaratacağı da açıktır.

Oysa görücü usulü ve yavaş yavaş tanışarak yapılmış bir evlilikte aşık olmaya başladığınız hayat arkadaşınıza aşık olduğunuzu anlamanız çok uzun zaman alır, böyle bir hayat ne kadar heyecanlıdır. Her gün yeni bir şey keşfedersiniz hayat arkadaşınızda. Aşk tanısını konulduğunda, siz zaten öyle bir yerdesinizdir ki aşkın aşağıya inişi zaten sizin dünyadan gidişinize denk gelebilir.

Görücü usulünden söz ettiğimde bir çok suratların ekşidiğini ve benimle ilgili düşüncelerin farklılaştığını hissediyorum. Kadınlar yaşamda sonsuz aşkı aradıkları halde, sonsuz aşkın reçetesine karşı çıkıyorlar. Bu fikrimi aktardığım genç kızlar, olgun bayanlar fikrime şiddetle karşı çıkıyorlar ama alternatif reçete sunamıyorlar. Aşık oldukları erkeklerden aşkı sonsuza kadar yaşatmalarını istiyorlar. Bunun tabiata, tabiat kanunlarına aykırı olduğunu anlamak istemiyorlar.

Boşanmaların bu denli artmasının ana sebebi olmasa da sebeplerinden biri "aşkın bitmesi" olarak ifade edilmektedir. Sonsuz aşkı arayanlar benim reçetemi uygulasınlar, görecekler ki sonsuz olmasa bile ölüme kadar inşa edilebilecek aşkların gücü, saman alevi gibi parlayıp sönen aşklardan daha fazladır.

Kadınlar bir ilişki sanki tek taraflı yürürmüş gibi düşünmeyi hızla terk etmek zorundadırlar. Bir kadının dünyası ve beklentileri kadar erkeğin de dünyası ve beklentileri vardır. Bir birliktelik yalnızca kadının duygularının düşünülmesi, onun anlaşılmaya çalışılması ile yürümez. Erkekler ve kadınlar çok farklı türler olsalar bile, ortak yanları insan olmaları ve beklentileri olmasıdır bana göre. Nedense psikiyatrlar ve kadın yazarları erkekleri çok üstün ve kadını anlamakla görevli yaratıklar gibi görüyorlar. Kadınlar "biz eşitiz" diye feryat ederken bu duruma "hayır arkadaş erkeler de insandır onlar da anlaşılmalı" diye karşı çıkmıyorlar.

Reklamlarda bile "kadınlar çiçektir" deyince vidalar gevşiyor, "erkekler nedir?", erkeler "böcektir", "nasıl böcektir?", "ya çiçekten bal alır ya da bok böceğidir".

Bunları niye söylüyorum, ben kadın erkek eşitliğine inanmayan, kadınların hakikaten çiçek olduğuna inanan biriyim. Kadınlara zarif davranmalı, kadınlar el üstünde tutulmalı, eşitlik yalnızca yasalar karşısında olmalı. Arabada kadınlara yer verilmeli, yol verilmeli, sosyal hayatta kadınların önceliği olduğunda hem kadınlar hem de erkekler hem fikir olmalı. İş hayatında herkes hak ettiğini almalı. Evliliklerde doğum olduğunda sanki yalnızca kadın bu doğumdan sorumluymuş gibi davranılmamalı, kadının iş hayatı ve kariyeri bu doğum yüzünden sekteye uğramamalı. Yasalar kadına ve erkeğe bu konuda aynı davranmalı, doğum izinleri kadınlar ve erkekler için de olmalı. Türkiye çalışan kadınları bunları talep ediyor mu?

Sonsuz aşk bence böyle bir anlayış bütünlüğü içerisinde mümkün olur. Yarışmaların alabildiğine teşvik edildiği bugünün dünyasında aşk ölmeye mahkumdur. Belki görücü usulü evlilikler aşkı yaşatmak için son fırsattır. Görücü usulü evlilik tanıma ister, çaba ister yarışma toplumunda buna kim cesaret eder.

Yaşını başını almış insanların aşklarına hiç kafa yordunuz mu? İnsanlar, kadın olsun, erkek olsun ellisinden sonra aşkı keşfetmeye çalışıyor yeniden. Bu ölümden önce bir "altın vuruş" arayışı gibi geliyor bana. Son basamaktan kendini bir rüya içerisinde aşağıya bırakmak istiyor insanlar. Hayatlarına bir destan kondurmak istiyorlar, arkalarından söylenecek sözlerin anlamlı olmasını istiyorlar. Siz ne dersiniz?

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..