Sonuç – Canlıları oluşturan temel maddeler – 9

Şimdiye kadar yazdıklarımızı özetlersek, hidrojen ve karbon, hidrokarbonları, bunlarla birlikte oksijen, karbonhidratları, lipidleri ve yağları, bunlarla birlikte azot, aminositleri ve proteinleri, bunlarla birlikte bazılarına kükürt eklenmiş olarak aminoasitleri ve proteinleri, bunlarla birlikte fosfor, nükleik asitleri, RNA ve DNA’yı oluştururlar. Bir tek demir, bakır, magnezyum atomu eklenmesiyle de bazı proteinler elde edilir. Örnek olarak hemoglobin proteininde bir atom demir vardır. Bu atom oksijen atomunun hücrelere taşınmasına yardımcı olur. Magnezyum bitkilerde oksijen sentezleyen klorofil molekülünde bulunur. Kalsiyum kemiklerimizde ve dişlerimizde bulunur. 

Resimde organik maddelerin ve canlılığın yapıtaşları görülmektedir. Bu elementlerin hepsi doğada bulunur. Fizik ve kimya kurallarına göre bileşikler yapar, artı – eksi elektrik yükü yüklenebilirler, birbirlerini çeker ve itebilirler. Asitli ortamlarda erirler, yanarlar, başka elementlerle reaksiyona girerler. Elementlerin ve güneşin etkisiyle çözülür veya bir araya gelirler. 

Burada sayılan bu kadar element neredeyse bütün canlılığı oluşturur. Duygularımız ve bilincimiz bu elementlerin oluşturduğu bileşiklerin karmaşıklığına ve yeteneğine bağlı olarak ortaya çıkar. Canlıların yapısında cennetten gelen ve dünyada olmayan hiçbir element yoktur. Bunu söylemek pek hoş değil ama o nedenle öldüğümüz zaman da başka bir yere gitmeyeceğiz. Bu elementleri dünyaya bizden önce gelen canlılar kullanmıştı. Söylendiğine göre şimdiye kadar yaşamış olan canlıların en az bir molekülü üzerimizde bulunuyor. Biz de onları şimdiye kadar kullandık, bundan sonra da başka canlıların bedenlerinde kullanılacak. 

Bütün bileşimler, moleküller bir canlıya ait olmayan, doğada bulunan elementlerden ve sadece güneş ışığının yardımıyla elde edilir. Gazlar, sıvılara, sıvılar katı maddelere dönüşür. Şeker alkole, alkol şekere, amonyak aminoside aminoasid proteine, asitler yağlara, yağlar bazlara, bazlar DNA’ya dönüşür. Bunların hepsi kimyasal işlemlerdir. Elde edilmelerinde hiçbir olağanüstülük yoktur. Her şey nasıl olması gerekiyorsa öyle olmaktadır. Kısaca, şartlar yerine geldiği sürece bu işlemlerde mucizeye yer yoktur.