Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Sorgulamadan yemeyiniz, ''haram'' olabilir.

Sorgulamadan yemeyiniz, ''haram'' olabilir.
 

Birlikte düşünelim, konuşalım; sonra yalnızken de düşünelim.


Çok noktada iftar yemeği var. Vakıflar veriyor, belediyeler veriyor, iş adamları veriyor. Haram olabilir, hemen yemeyiniz. Sahurdan beri emek verdiğiniz oruç ibadetiniz zedelenebilir. Her iftar sofrasına oturmak uygun mudur, sorgulamadan, TV'daki ilahiyat öğretim üyelerine danışmadan yemeyiniz; haram olabilir. O kurum, bu kuruluş, şu şirket, o cemiyet, bu tarikat, şu dernek; veriyor da veriyor. Bil cümle tamamı bedava, dört çeşit, otuz gün, üstelik herkese açık.

Şaştım kaldım; bu halk inim inim iniliyor, on kuruş daha ucuza ekmek veya yumurta ya da domates, peynir alabilmek için kaç dükkan, kaç pazar, kaç market dolaşıyor. Ucuzu bulunca da şak diye alıyor; hiç GDO'suna, zartına, zurtuna bakacak hali yok çünkü; meteliğe kurşun atanın oranı bir hayli yüksek. Bunlar bu kadar parayı, kaynağı nereden buluyor?

Girin internete, bakın nüfusumuzun kaçta kaçı açlık sınırında veya altında yaşıyor. Girmişken şeye de bakın; yoksulluk sınırına ve altına. Sendikaların var, istatistik kurumunun var, araştırma kuruluşlarının var, Avrupanın var ve benzer tarafsız tespit edilmiş veriler de var. Almazsan alma dediğimiz Avrupa ve Amerikalının yaşam standartına bak, bir de bizimkine. Sürüm sürüm sürünmekte gibi görünen Yunanistan'da bile asgari ücret bizdekinin iki katı.

Bu kadar zengin iseniz halkı niye sürüm sürüm süründürüyorsunuz? Sadece Ramazanda dört çeşit ve herkese açık davetler vereceğinize, paket paket gıdalar dağıtıp bağışta bulunacağınıza herkese eşit ve tüm yıla yayarak, yani gelirlerini artırarak bir aya sıkıştırılmış bir rahatlık değilde bir seneye yayılmış bir refah payı daha kesin, iyiniyete bağlı olmadan mutlak iyileştirme isabetli olmaz mıydı? Hani derler ya '' Bir gün et yemekle kilo alınmaz.'' Bir ay tıka basa dağıtmak yerine, bir yıla yayılmış bir iyileştirme...

Burada sanki şartlı bir yardım var; Ramazanda dağıtırım, iftara gelenlere yediririm, inanç guruplarının yanında-yöresinde, yakınında duran faydalanır gibi, sanki? Eeee! Para sizin ise diediğiniz gibi ve istediğiniz ay, çevrenizdekilere dağıtabilir, yardımda bulunabilirsiniz; karışmaya kalkışan hatalıdır. Peki ya sizin paranız değil de halkın parası ise, devlet bütçesinden çıkıyor ise; işte o zaman yandınız, hem de cayır cayır... Bütçede aklınıza gelen, gelmeyen, size uzak, yakın, sevdiğiniz, nefret ettiğiniz, müslüman, kafir, hristiyan velhasıl herkesin, henüz kıllanmamış yani tüyü bitmemiş yetimin dahi hakkı var.

Bol kepçeden dağıttığınız yardımların ve iftar yemeklerin karşılandığı kaynak devlet bütçesi ise, herkesin rızası alınmadığı için verilen yemek haram olabilir; düşünmeden, sorgulayıp araştırmadan, açlığa yenik düşerek, nefise mağlüp olarak hemen kaşığınızı daldırmayınız. Haaa, oruç olmayıpta yoksulluk belasına orada iseniz zaten orucunuzun zedelenmesi diye bir hal olmaz.

Yahu, firma karşıladı yemeğin bedelini. Devletten ihale almamış ise, o yemeğin masrafını öbür taraftan misli misli bu vatandaşın bütçesinden çıkartmayacaksa niye yemek ısmarlasın. Bu devirde kimse kimseye bitini bile bedava verecek durumda değil.

Yahu, belediye karşıladı yemeğin bedelini. Belediyenin bütçesine katkıda, vergide bulunan herkesin rızası alındı mı? Adam inançsız, ama vergi vermiş. Kadın hristiyan, ama para vermiş. Demiş mi bir kısmına iftar yemeği verebilirsiniz, rızası var mı? Cevap hayır ise, yemek de düşündürücü olmalı. Anayasada, kanunda devlet bütçesinden oruçlu insanlara iftar yemeği verilir diye bir madde var mı? Var ise bu yazımı yırtın-atın, haksız yere zamanınızı aldım, hakkınızı helal ediniz.

Paylaşmak, yardımlaşmak, el atmak, desteklemek, gönül kazanmak ve benzeri insani davranışlar karşısında yağım erir, duygusallaşırım; erdemli davranışlardır. Lakin bunlar el kesesinden değil, kendi kesemizden yapılmalı ki helal olsun. Sevap kazanalım derken hem daveti veren kuruluş yetkilisi günaha girebilir, hem de hiçbir şeyden haberi olmayan, saf, iyi niyetli, temiz duygular ile oruç tutan vatandaşın - iftar yemeği şaibeli ise- o tertemiz orucu da zedelenebilir.

Derdim bu halkın parası, yani devletin veya belediyenin bütçesi. Bu bütçe üzerinde her bir vatandaşın hakkı vardır. Yoksa halkımın tuttuğu orucun zedelenmesi benim uzmanlık alanıma girmez, söz etmek haddim bile değildir. Bu husus ilahiyat öğretim üyelerinin alanına girer. Herkes orucunu Allah için tutar, müslümanlığın şartıdır diye tutar, sorumlusu da kendisidir.

 

 
Toplam blog
: 30
: 1285
Kayıt tarihi
: 11.11.11
 
 

İyi-kötü, kendimize göre bir Fırat idik, ama artık okyanusa karıştık, emekli memurum. Dünyada..