Sorgulamak üzerine

Hepimiz eğitim hayatımız boyunca edindiğimiz çeşitli bilgilere sahibiz. Ancak çoğumuz bu bilgileri sadece akılda tutulması gereken bir şey olarak benimsiyor, sorgulamıyor ve olduğu gibi kabul ediyoruz. Tabii ki burada tek suçlu bu tarz bir davranış içinde olanlar değil; çocukluğumuzdan itibaren genel hatlarıyla ezberci bir eğitim sisteminin içinde kendimize yol bulmaya çalışmamızın da büyük bir etkisi var sorgulayıcı bir toplum olamamamızda.

Hazır bilgiyi ezberlemek elbette bir şeyler üzerine kafa yormaktan, birçok kaynağa başvurarak onların verdiği bilgileri kıyaslamaktan, akıl yürütmekten daha kolaydır ve zahmetsizdir. Elinize verilen bir kağıt tomarını alır ve her ayrıntısını aklınızda tutabilecek duruma gelinceye defalarca okursunuz ve sonuçta orada yazan her ne varsa sizin zihninize derin bir biçimde kazınmış olur. Maalesef ki, ülkemizde ilköğretimden itibaren uygulanan eğitim metodu budur. Hatta üzülerek söyleyeyim ki; üniversite seviyesine gelmiş çoğu öğrenci dahi derslerine bu şekilde çalışmakta ve eğitmenlerinin ellerine tutuşturdukları ders notlarını ezberlemekten başka bir şey yapmamaktadırlar. Peki güçlü bir hafızaya ve biraz da çalışma isteğine sahip olması nedeniyle yüksek notlar alarak okullarından mezun olan bu öğrenciler ileride gerçek anlamda nasıl bilgi edineceğini bilen, mukayese yapabilen ve bilgi üretebilen bireyler haline dönüşebilirler mi? Tabi ki hayır.

Eğitim hayatı boyunca bilgiyi nasıl edineceğini değil de nasıl ezberleyeceğini öğrenen bireylerden oluşan bir toplum, eğitimi sonrasında da sorgulayıcı olamıyor ne yazık ki. Bu yüzden de bize söylenen her ne varsa doğru kabul ediyor ve acaba bu gerçekten de böyle miymiş diye sorup araştırma gayretine katlanma gereği dahi duymuyoruz. Arada aynı eğitim sisteminden ve aynı toplum yapısının içinden gelmesine rağmen kendini aşan, geliştiren, bilgiyi arayan insanlarımız elbetteki çıkıyor ancak ne yazık ki azınlıkta kalıyorlar.

Düşünmeyi, akıl yürütmeyi ve sorgulamayı bilen insanların hakim olduğu bir toplum oluşturmanın anahtarı bu kavramları ilkokul sıralarından itibaren çocuklarımıza aşılamaktan geçiyor. Bunu başarabildiğimiz zaman toplum olarak çok daha güzel bir noktada olacağımıza inanıyorum.

Resim: http://www.felsefe.info/img/sokrates.jpg