Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '09

 
Kategori
Eğitim
 

Sorgulu-yorum!

Sorgulu-yorum!
 

Hazerfen


TRT 2'de yayınlanan "Muhteşem Türkler" adlı bir çizgi film izledim. Çizgi filmin bu haftaki bölümünde "Hazerfen Ahmet Çelebi" anlatılıyordu.

Şimdi *Hazerfen kimdir birlikte hatırlayalım.

Hazerfen, 17. y.y.da (1609 - 1640) yaşamıştır.

1632 yılında Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve buradan uçarak İstanbul Boğazı'nı geçip 3000 m. ötede Üsküdar’da Doğancılar'a inen Türk havacılık tarihinin ilk pilotudur. Dünyada uçan ilk adamdır.

Hazerfen Ahmet Çelebi’nin anlatıldığı çizgi filmde dönemin padişahı IV. Murat da onun bu uçuşundan önce memnundur, bu durumdan keyif alır, Hazerfen’in bilimine hayranlık duyar. Hazerfen, Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sine göre önce IV. Murat tarafından bir kese altınla ödüllendirilir.

Ne var ki tarih bize bu çizgi filmde anlatılanların fazlasını hatta madalyonun arka yüzünü de gösterir.

Daha sonra IV. Murat, Hazerfen için "Bu adem pek havf(korku) edilecek bir ademdir(insan), her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bakası(yaşaması) caiz(uygun) değil." diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir.

Tabii ki çizgi filmde Hazerfen Ahmet Çelebi’nin Padişah IV. Murat tarafından Cezayir’e sürgün edilişi işlenmemiştir.

Devletin, iktidarın, otoritenin, bürokrasinin yani gücün sadece olumlu yanlarını yansıtmakla yükümlüymüş gibi düşünülen basın yayın organları, bunun tersini yaptığında tarihsel bir gelenekle(!) suçlanmış, yargılanmış, sansürlenmiştir, sansürlenmektedir.

Görsel yayın organları aracılığıyla tarihimizi öğrenmesini istediğimiz çocuklarımız, tarihin güzelliklerini öğrenirken tarihteki yanlışlıkları, tekrarlanan hataları da görmeli, öğrenmeli, anlamalıdır ki eleştirel bir bakış açısıyla doğruya ulaşabilsin.

İnsanlık, tarih boyunca hep güçlüden korkmuştur, çünkü güçlü korkutmuştur insanı, kendisi dışındaki herkesin itaatkar olmasını istemiştir.

Peki çok güçlü olanlar, kimden ya da neden korkmuştur tarih boyunca ?

Bilmeye cesaret edenden, bilgiden, bilgiliden korkmuştur tabii ki.

Çağına göre imparatorlar, padişahlar, devlet adamları … vs. dönemlerinde yaşayan sanatçılara, düşünürlere, filozoflara, bilim adamlarına gereken ilgiyi göstermiş gibi davransalar da aslında karşılarındakilerin bilgilerinden ve onların toplum üzerindeki etkilerinden korktukları için onları birer gizli rakip olarak addetmiş ve ilk fırsatta kendilerinden uzaklaştırmışlardır.

Tarih bunun örnekleriyle doludur, Hazerfen, bu örneklerden sadece biridir.

Çocuklar, milletlerin ve dünyanın geleceğidir.Çocuklarımız eğitirken bilimin ışığında, modern eğitim teknikleriyle araştırmaya ve sorgulamaya açık yetiştirilmelidir.

Her yeni nesil bir önceki nesilden daha ileri görüşlü olsun, istiyoruz..

Milli değerlerlerine sahip çıksın, evrensel bilgiye önem versin, milletine ve insanlığa hizmet etsin, istiyoruz.

Her yeni nesille daha çok çağdaşlaşalım, medeniyette bir basamak daha yükselelim, istiyoruz.

Çocuklarımızın, Hazerfen’in ne kadar büyük bir şahsiyet olduğunu anlamasını sağladığımız gibi, tek yanlılıktan uzak, bir devlet adamının da (Padişah) yanılabileceğini yine aynı çizgi filmde işlemeliyiz ki bugünün çocuğu, yarınımızın geleceği gençler, kendisine dikte edilmeye çalışılacak her türlü düşünce ve eylemleri sorgulamadan kabul etmek yerine irdeleyebilsin, eleştirebilsin ve sorgulayarak özümseyebilsin.

Sorgulasın ki saygın bir bilim dergisinin, yani TÜBİTAK’ın neden sansürlendiğini anlayabilsin.

Sorgulasın ki ülkemizdeki aydınların neden hapiste çürümek zorunda kaldığını anlayabilsin.

Sorgulasın ki çağın sömürüsü olan “beyin göçüne”

“Dur !” diyebilsin. Bilim adamını, aydınını başka ülkelere göç etmek zorunda bırakmasın.

Sorgulasın ki insanlığın neden açlığa, sefalete, işsizliğe ve eğitimsizliğe mahkum bırakıldığını anlayabilsin.

Sorgulasın ki 21. yüzyıl insanına yakışan eleştirel bir bakış açısı kazanabilsin; bilimin, sanatın edebiyatın, basın-yayının ve en önemlisi insanın özgür olması gerektiğini anlayabilsin.

Sorgulasın ki Atamızın istediği ve özlediği “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillere ulaşalım. Bu yeni nesillerle çağdaş olan her güzelliği ve her yeniliği Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayalım..

Sorgulasın ki sorgulamanın sadece insani bir özellik olduğunu anlayabilsin.

Sorgulasın ki “Ben insanım !” diyebilsin.

*Hazer, Farsça’da (1.000) fen (bilim-ilim) anlamına gelir Hazerfen, “bin fenli” yani “bin ilim sahibi” demektir.

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 20.10.08
 
 

1978 Hatay doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Edebiyat fakültesi mezunuyum. Edebiyat ve felsefe alan..