Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Soru (yorum)?

Soru (yorum)?
 

Hiç sevmediğim bir görüntü..


“Seni sevmiyorum ve artık istemiyorum” dedim,

“Benden boşanırsan seni öldürürüm” dedi.

Ama kararlı olduğumu görünce, “Peki, öyle olsun. Anlaşarak ayrılalım. Kimse kırılıp, dökülmesin, en yakınlarımızı bile bulaştırmayalım bu işe” dedi.

Ona inandım. Psikolojisinin bu ayrılığı kabullenecek duruma gelmesini bekledim. Ona iş buldum, çalışıp, kendi ayakları üzerinde durması için. Para verdim.

Ama o, beni oyalama peşindeymiş. Bir akşam işten geldiğimde annesi ve babasını evimde gördüm.

“Biz bu işi bitirmeye geldik” dediler.

Birkaç gün sonra da tek taraflı olarak boşanma davası açtılar.

Babası, “Sen kızımızı istemiyordun, şimdi biz, sana boşanma davası açtık” dedi. “Biz” dedi, sanki hepsiyle evliymişim gibi.

Sustum, sadece gülümsedim. Evden yalnızca kıyafetlerimi alıp, çıktım. Özenle biriktirdiğim bine yakın kitabımı da bir okula bağışladım.

Medeni kanun çıktığında, “Notere gidip, evlilik sözleşmesi yapalım. Ölüm var, ayrılık var, mallarımızı ortadan eşit paylaşalım” dediğimde, “Hayır olmaz” demişti. Çünkü aldığımız evin tapusu onun üzerineydi, ailesinden miras kalacak malın mülkün hesabını da yapıyordu.

Ama boşanma davasında benden 100 bin lira tazminat, nafaka, oturduğumuz evi ve sahip olduğumuz ikinci evi de istedi. Hatta babamdan kalan bağ, bahçeden de pay isteyip, kitaplarımı bile mahkemeye getirerek, gelir ortaklığı talep etti, benimle birlikte yazmış gibi.

Oysa ne kitaplardan, ne de bağ, bahçeden bir gelir vardı. Gözünü para hırsı bürümüştü.

Dava üç yıl sürdü. “Seni öldürürüm, oranı buranı keserim” diyerek tehdit eden kadın, yalancı tanıklar getirip, beni kendisine şiddet uygulamakla suçladı. Alkolü ağzıma sürmediğim, bir tek sigara içmediğim, işten eve, evden işe yaşadığım halde, gece hayatı olan, kadına, kıza düşkün biri oldum birden bire, yalanlarla..

Mahkemede ağzımı açacak oldum, kadın hakim, “Kes, felsefe yapma” deyip, azarladı. Oysa benden boşanmamak için tehdit eden bu kadın, davayı neden açtı?’ diye soracaktım, dinlemedi bile.

Sonunda boşanma gerçekleşti. 10 bin lira tazminat, 250 lira da çocuk için nafaka ödememe karar verildi. Ama o, bunu az buldu. Temyiz etti. Ona karşılık olsun diye ben de temyiz ettim, o etmese etmeyecektim. Bir yıl sonra Yargıtay aynen onayladı.

Mal paylaşımı davası ayrı görülmeye başlandı. Benim avukatımın hukuk bürosu vardı. Davayı yanında çalışan avukat kızla birlikte takip ediyordu. Maşallah çok şahbaz çıktılar.. Kız evlenip, hamile kalınca, meşguliyetten benim tanıklarımı mahkemeye çağırmayı unuttu.

Sonuçta o da bitti. İkinci evin yarısı ona verilecekti. 35 bin lira yani. Evin değeri 70 bin liraymış bilirkişiye göre. Daha tapusu çıkmamış, kaba inşaatı bitmiş bir kooperatif hissesi şeklinde bir ev. 30 bin lira borcu var. Bundan pay isteyen kadın hiçbir şekilde katkıda bulunmamış, hatta kooperatife üye olunduğu anda beğenmeyip, burun kıvırmış, “Burası adam olmaz” diyen biri.

Davayı kaybeden benim, yani haksız olan. Onun avukatlık ücreti ve davanın sürdüğü zaman içindeki faiziyle birlikte alacağı 50 bin lira. 10 da boşanma tazminatı etti 60 bin. Kooperatife borçla birlikte 90 bin. Evin değeri 70 bin.

Ve bu kadın bu eve hiç katkıda bulunmamış.

Bunları isteme nedenini, “Sana 20 yılımı verdim, bunun bir karşılığı olmalı” şeklinde açıkladı. Ortada delikanlı çağında iki çocuk var.

Aradan 3 yıl geçti. O tüm eşyalarıyla kendisine kalan evde yaşıyor. Çalışıyor, benden para alıyor. Şimdi de bu kadar parayı talep ediyor. Bense başka bir şehre taşındım. 23 yıl çalıştığım işimden ayrıldım. Kiralık ev tuttum, birkaç ay önce yeniden evlendim. Borç harç bir ev kurdum. Ama bitmeyen alacak-verecek davası nedeniyle ne ağzımızın tadı var, ne yüreğimizin.

Dava para davasından çıkıp, kin, nefret ve kıskançlık davasına döndü. ‘Ayağındaki donu bile alacağım’ haberleri gelir oldu.

Şimdi soruyorum;

Bu kadınla siz olsanız yaşar mıydınız?

Bu kimin adaleti?

Benim bu parayı vermem hak mı?

Ve benim 20 yılımın karşılığını kim verecek?

Bu memlekette adalet böyle işliyorsa, sonu ne olur?

Ve dahası benim içimde yok olan insan sevgisi, memleket sevgisini ne geri getirecek?

Soruyorum, siz olsaydınız ne yapardınız?

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..