Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Sorular

Sorular
 

Her şey anlaşılmazlık üzerine aslında… Sen yakınlık gösterip kızgınlığını anlatırken alaya alıp dalga geçiyorsa karşındaki ne kadar değer verilebilir ki ona? Hiç ses vermeyen bir telefona sahip olmak çok açık şekilde neyin göstergesi olabilir acaba? Gözler aynı çerçevede aynı ayrıntıları göstermese de buluştukları yerler olmazsa birlikte aynı ortamda dahi ne kadar uzun kalınabilir ki? Yerine getirmeye başladığın mutluluk hormonu salgılayan eylemlerin çevrendekilerce bir hiç olarak algılanması ve çevrenin mecburi olmasına ne kadar dayanılabilir? Bazı yalnız yapılamayacaklar için tek gönüllü bulunamıyorsa hangi davranış sahibi daha gariptir? Asla dinlenmiyorken konuşmak neye yarar ki? Ve duyulmadığın problem olarak yüzüne defalarca vurulduğunda hala konuşmak isteyen olur mu? Ciddiyete büründüğünde adam yerine konmazken diğerlerinin tavırlarındaki en ufak değişiklik o kadar önemlidir ki… Bağırıp içini dökemez, ağlayıp rahatlayamaz, bunalıp kaçamazken bu çileyi çekmek niye? Beklenmedik anlarda gömülden hatrının soranın yoksa aldığın nefesin anlamı nedir süşünmeli değil mi? En güzel şekilde hatırlanmalı biraz da… Verdiği emeğe inceden küçümseyici hareketler yapmak yerine direk söylemeli. Böylesi daha az incitir insanı… Üzerindeki kıyafetin her birey için anlamı farklı iken saçma sapan yorumlar yapıp sonra “kızdın mı”, “sevdiğimden” tipinden yapmacıklıklara girişmemeli asla… Hayat an be an dalga geçilecek bir şeydir diye düşünmek ve öyle davranmak, davranmayanı aşağılamak da neyin nesidir? Biraz büyütmeli hal ve hareketlerin yaşını, olmaz mı? Hep konuşmamalı, biraz dinlemeli. Dinleyene de saygı göstermeli aynı zamanda… Ne bu sorular biter ne benim çilem. Delir miyorum öyle değil mi? F.Ü. 27.05.2009 Çarşamba 00:28

 
Toplam blog
: 33
: 527
Kayıt tarihi
: 17.01.08
 
 

Mesleği: Fizyoterapist… Uğraşısı: Gönlünden kopan parçaların birleştiği haliyle sözcüklere biçim ..