Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Ramazan İlker Erdoğan

http://blog.milliyet.com.tr/ilkerdeep

07 Ocak '15

 
Kategori
Spor
 

Sorun sadece yabancı sayısı mı?

Sorun sadece yabancı sayısı mı?
 

Futbolumuzun üzerideki kara bulutları dağıtabilecek miyiz?


En sonunda beklenen oldu ve DEVRİM(!) niteliğinde kararlar açıklandı. Bir süre toz dumanın dağılmasını bekledikten ve tüm bunların ne anlama geldiğini çözmeye çalıştıktan sonra bu yazıyı yazmak farz oldu. Gelin hep beraber alınan kararları, aklımız yettiğince analiz etmeye çalışalım.

Bir kere her şeyden önce, alınan kararlar genel itibarıyla olumlu. Kısa ve orta vadede sorunların hepsini olmasa bile bir kısmını çözme potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz. Ancak tam bu noktada alınan kararların uzun vadede, Türk Futbolu denilen ve artık patlamış bu balonun, patlayan yerlerini tamir edebileceğinden çok emin değilim. Esas itibariyle spor, performansa dayalı bir olgu olduğundan temel kıstas; yabancı-yerli ayrımı değil iyi veya kötü oyuncu olmalıdır.

Tamam; 14+14 kararı, 18 kişilik kadroda 1 Türk kalecinin olması, 4 ülke ve 2 kulüp altyapı kökenli oyuncunun kadroda bulunma zorunluluğu, başka ülke milli takımlarında oynayıp da ligimizde aynı zamanda Türk statüsünde oynayabilen oyuncuların artık yabancı(!) sayılması gibi kararlar bazı sorunlarımızı çözebilir ama temel sorunlarımızı ÇÖZ-ME-YE-CEK.

Peki, o zaman, temel sorunumuz ne? Herkes sorunu kendine göre tarif etmeye çalışırken, bilerek ya da bilmeyerek gerçek sorunu görmezden geliyoruz.

Genel olarak sporumuzun ve özelde futbolumuzun ilk ve en önemli sorunu “EĞİTİM”dir. Aslında bunu, ülke genelindeki eğitim sorunu ile birlikte ele almak gerekliyse de yazının konusu futbolumuzdaki sorunlar olduğu için ülke genelindeki eğitim sorununu başka bir yazının konusu olarak bırakalım.

Ülke genelinde spor yapan kişi sayısı bu kadar düşük, okullarda doğru düzgün spor yapılamıyorken –okullardaki beden eğitimi dersi seçmeli ve haftada1 saattir- lisanslı sporcu sayısı son yıllarda artmış olsa da yetersizken, BESYO mezunu insanların çoğu işsizken zaten futbolumuzun iyi olmasını nasıl bekleyebiliriz ki?

Spor kulüplerimizin çoğu, bizim altyapı dediğimiz aslında bu işin uzmanlarının “ÖZ KAYNAK DÜZENİ” dediği sporcu eğitim, yetiştirme ve geliştirme sürecinin gerekli olduğuna inanmıyor. Bunu sadece maliyet kalemi olarak görüp aslında bunun, insani ve mali yatırım olduğunun farkında değil.

Zaten spor kulüplerimizin halen dernekler yasası ile yönetildiğini düşünecek olursak, her seçilen yönetimin en fazla 3 sene görevde kaldığını düşünürsek yöneticilerin uzun vadeli planlar yapmasını ve doğru eğitim ile öz kaynak düzeni kurup oyuncu yetiştirmesini nasıl bekleyebiliriz?

Suni olarak şişmiş futbol ekonomisinin de etkisiyle; görünüşte Avrupa’nın en pahalı 6. ligi olmamıza rağmen gerek saha sonuçları gerekse mali tablolar itibariyle gelen parayı başarıya dönüştüremiyoruz. Her sene mali olarak zarar açıklıyoruz, borçlar günbegün artıyor. Sonra da bu borçları ödemek için bin bir takla(!) atıyoruz.

Buraya kadar genel itibariyle hep sorunları anlattık. Kuşkusuz daha birçok sorun var ama çözüm ne? Gelin biraz da çözüm üstüne kafa yoralım.

En büyük sorunumuzun “EĞİTİM” olduğunu söylediğimize göre çözümü de bunun üstünden bulmalıyız. İlk önce sporcu yetiştirecek eğitimcileri eğiterek işe başlamalıyız, burada çıkış noktamız BESYO mezunları olabilir. Bu insanları, bölge bölge en ücra yerleşim birimlerine kadar sporcu eğitmek ve yetiştirmek üzere görevlendirmeliyiz. Bunu da okullarla koordineli olacak şekilde yapmalıyız. Öğrencilerden spora yetenekli olanları, EĞİTİM BURSLARI ile hem akademik hem de sportif hayata hazırlamalıyız.

Mevcut antrenörlerimizi de “pedagojik formasyon” eğitimleriyle birlikte alt yaş grubu sporcu eğitimi konusunda uzmanlaştırmalıyız. Bu insanları, MALİ yönden de ikna ederek SADECE alt yaş grubu sporcu eğitiminde çalışacak şekilde istihdam etmeliyiz.

Tabi ki, daha birçok çözüm önerisinde bulunulabilir. Var olan ve çözülmesi gereken daha pek çok sorunumuza çeşitli çözüm önerileri getirebiliriz. Ancak en temel sorunumuz olan EĞİTİM konusunu çözmedikçe, çok fazla yol alamaz sürekli başladığımız yere geri döneriz.

Son söz olarak; sorunlarımızın çözülemeyecek sorunlar olmadığına ve istenirse çözülebileceğine inanıyorum. Sadece, bizden önce harekete geçmiş ve sorunlarını büyük ölçüde çözmüş ülkelerin ne yaptığına bakarsak bile; o çözümleri kendi şartlarımıza adapte edersek büyük oranda yol alırız.

Unutmayalım, ülkemizin sahip olduğu genç nüfus sayısı dünyadaki birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır. Ülke olarak, bu gençlerin hepsine birden iş yaratma kapasitemiz de şu an için maalesef yok. Sporu eğitim sistemiyle entegre ederek, insanlarımızı hem spor yapan hem de iyi eğitim almış, iş hayatına ve de hayata hazır bireyler haline getirebiliriz.

 
Toplam blog
: 10
: 528
Kayıt tarihi
: 25.09.09
 
 

16 Temmuz 1980, İstanbul doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. İSMEK'in açtı..