Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '18

 
Kategori
Eğitim
 

SoruNlu Değil, SoruMlu Çocuklar Yetiştirebilmek

SoruNlu Değil, SoruMlu Çocuklar Yetiştirebilmek
 

Öğrencilerle zaman zaman grup çalışmaları yapıyorum. Bu çalışmalar en çok da bana iyi geliyor. Benim küçük bilgelerim onlar. Birinci dönemin sonlarına doğru çocuk olmanın zorluklarını konuşmuştuk ve küçük not kâğıtlarına fikirlerini yazmışlardı. Daha sonra tek tek incelediğim notlarda en çok yakındıkları zorluk alanı ödev konusu olmuştu. Bu dönem yine iki, üç ve dördüncü sınıf öğrencilerle bir araya geliyoruz. Çocuk olmanın zorluklarından sonra bir de çocuk olmanın sorumlulukları üzerine durduk. Biraz sorumluluk kavramını açtıktan sonra yaşam sürecinde çeşitli yaşlarda sorumluluk örneklerini de verdim fikir olsun diye. İşin ilginç yanı farklı grup öğrenciler olmalarına rağmen, en çok sorumluluk hissettikleri alan yine ödev oldu…

Evdeki sorumlulukların nelerdir? Sorusunun cevabı “ödev yapmak”
Okuldaki sorumlulukların nelerdir? Sorusunun cevabı yine “ders yapmak”

Bu çalışmalar küçük gruplarla olup geneli yansıtmasa da yine de fikir veriyor çocukların görüşlerine yönelik..Bazen diyorum ki böyle küçük küçük sorularla ama pek çok okulda aynı anda binlerce öğrenci görüşünü alabilir mi? Hani öğrenciler yada çocuklar için bir şeyler yapmaya çalışırken onların görüşlerinden ne derece faydalanıyoruz?

Farkında mıyız bilmem ama, onların fikirlerini dahil ederek pek çalışma yapmıyoruz aslında. Ne öğrenmek ister, nasıl öğrenmek ister, sınıfta neyi sever, hangi yöntem ona daha çok hitap eder, neye güler, nasıl eğlenir, hangi oyunu en çok oynamak ister, ne zaman okula gelmek ister, okuldan beklentisi nedir, hangi sorumlulukları almaktan hoşlanır …vs..

Ya da, hangi yaş grubunda hangi dersler en çok sevilir, okul ve öğrenmek deyince ne anlaşılıyor..şeklinde yüzlerce soru düşünülebilir. Aslında bunların cevaplarını büyükler vermiştir de, bulgular çocuklardan alınan cevaplarla değil, kendi tahminine dayalı sonuçlardır.

Biz büyükler gözlemlerimize ya da tecrübelerimize dayanarak çocukların neyin sevip sevmediğine ya da neyi isteyip istemediğine onların fikirleri almadan çok daha önce karar veriyoruz. Çünkü ne yaparsak temelde onların iyiliği için yaptığımızı varsayıyoruz.

Oysa ki o iyilikte genellikle onların söz hakkı ya da fikri yok.. Bu çevreden bakılırsa çocukluk çok zor. Sürekli büyüklerin kontrolünde onlara göre emir ve komutasında yaşamaya çalışmak sıkıcı hatta..

Çocuk olmanın zorlukları kısmında büyüklerin dediğini yapmak onlara zor geliyor, ödev yapmak ta en büyük zorluk alanı..

Sorumluluk konusuna geri dönersek; çocuk aldığı sorumluluğu zorunluluktan daha çok zevk alarak yapması, yüksek motivasyonla konuya ya da olaya dahil olması çok önemli.. Sorumluluk kazanmak bireyin çocukluktan itibaren sosyal yaşama uyum sağlaması, kendilik kavramının geliştirmesi, ihtiyaç, emek, çalışmak gibi temel değerlerin edinimi ve en önemlisi de davranışlarının sonuçlarını üstlenmesi adına çok değerli bir alan. Bir de şu var ki sorumluluk doğuştan getirilen değil, sonradan öğrenilen davranışlardan oluşuyor.

Diğer taraftan, büyükler için de çocuğa sorumluluk duygusu kazandırmak oldukça sancılı  bir süreç ve ailelerin en çok yakındıkları konu ödev sorumluluğu.. Çocuklar daha küçük yaşlarda her şeye karşı ilgili ve yapmaya eğilimli olsalar da büyüdükçe aileyle çatışarak, üzerine verilen sorumluluklar konusunda isteksiz olabiliyorlar. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk bilincini aşılamak elbette zor; zaman, emek ve sabır isteyen bir süreçtir. Fakat yaşına uygun öğrenmesi gereken temel becerilerle; sergilemesi gereken davranışların bilinciyle yetişen bir çocuk için ilerleyen dönemlerde yaşamın her türlü zorluğunda adaptasyonu da o kadar kolaylaşacaktır. Yani sonunda ayakları yere sağlam basan bireyler yetiştirmek istiyorsak sorumluluklar konusunda da disiplin olmak gerekir. Çocuğa sorumluluk duygusu kazandırmaya çalışırken yaşına uygun olması, açık, anlaşılır, yapılabilir ve anlamlı olması çok önemlidir.

Ödev konusunu hem çocuk için zorluk alanı hem de en çok sorumlu hissettikleri alan olarak iki yönlü değerlendirmek gerekir. Okul sorumluluğu almak zaman isteyen bir süreçtir. Bıktırmadan, öğrenme isteğini yok etmeden inceden inceye bunu işlemek önemlidir. Verilen sorumluluk ne olursa olsun çocuk için yapabilmek, başarmak ve sonucunda onay almak önemlidir. Yaşına uygun olmayan, güçlük yaratan, tatmin etmeyen, zor gelen ve geri dönüt almadığı sorumluluklar çocuğa zarar verir.

Özetle; geleceğin sorumluları, bugünün sorumluluk sahibi çocukları olacaktır.  İleride kendi kendine yetebilen, bağımsız, üretken bireyler, en az sorun ve en ideal sorumluluklarla yetiştiğinde var olabilir. Sorumlu çocuklar yetiştirmek için güvenmek, yetkilendirmek, inanmak ve her koşulda desteklemek ve yeteneklerini beslemekle gerekir.

Gareth Matthews’ le bitirelim;
“Hiç kimse bir yetişkinle konuşurken, bir çocuğa söylediği sözcükleri kullanmaya cesaret edemez. Şunu yapma, bunu yapma, ellerini oraya koy, ayağa kalk, buraya gel, dik dur, dersine çalış, bana bak, ona dokunma, öyle davranma, şunu giy, gülümse, bize her şeyi anlat…Bütün bu yaptıklarımızdan sonra çocuklarımızın yüzüne hala nasıl bakabildiğimizi anlamıyorum. Toplumsal yaşantının başka hiçbir alanında bu ölçüde kaba davranıldığını sanmıyorum”.......

Nermin ELMAS

 
Toplam blog
: 55
: 866
Kayıt tarihi
: 19.10.17
 
 

Eskişehir doğumlu.. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu.. M.E.B de Rehber Öğretmen.. Md...