Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Sorusuz cevaplar

Sorusuz cevaplar
 

Geçenlerde Ankara’ dan mektubum geldi, dostumdan. Şu sorular çıktı içinden; cevaplasam da hepsini, çıkamadım işin içinden.


Aileler artık tek kişilik mi?

Teknoloji yazın üşümemizi, kışın terlememizi mi sağlıyor?

Artık hayat birtakım kurslara gitmekten mi ibaret?

İnsanlar sırf kendi çıkarları için mi intihar ediyor?

Şehirler şehir dışına mı taşınıyor?

Küsmek kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir mi?

Kendimizi en yalnız hissetmediğimiz anlar yalnız kaldığımız anlar mı?

Kendinize gülebilirsiniz ama kendinizi gıdıklayabilir misiniz?

Kandırılması en kolay canlılar erik ağaçları mı?


Artık aileler tek kişilik. Çünkü kadın nüfusu erkek nüfusun iki katından fazla. Erkek kıtlığı yaşanıyor! Dünyaya herkes elma olarak geliyor; ama o diğer yarıyı kurtlar yemeden ona ulaşma çabası bazen birkaç yıl, bazense bir ömür sürüyor. Elmasının yarısını bulamayanlar da tek kişilik aileler kuruyor. Teknoloji yalnızlığa hapsediyor. Yazın üşütüyor, kışın terletiyor, sanal dünyalar metabolizmamızı bozuyor. Sanal yiyor, sanal içiyor, sanal seviyor, sanal ölüyoruz. Artık hayat birtakım kurslara gitmekten ibaret. Ancak kurslarda hazırlandığımız konularda hiç pratiğe dökülmüyor hayatlarımız. Her şeyin bir adı varken, her yeteneğe bir belge verilirken neden anne baba ehliyeti yok? Neden hala her önüne gelen çocuk sahibi olabiliyor, mutsuz nesiller yetiştirme hakkını kendinde görüyor? İnsanlar sırf kendi çıkarları için intihar ediyor. İntiharın ta kendisi bir bencillik değil midir zaten? Sen sonsuz bir huzura kavuşursun ( ya da öyle sanarsın ) , ardında bıraktıkların ise sonsuz bir acıya… Şehirler şehir dışına taşınıyor. Kentler büyüyor, yüreklerimiz küçülüyor. Küsmek kalp ve damar hastalıklarına iyi gelmiyor. Zaten pek de geniş olmayan damarlarımızı daha da daraltıyor, yeterince acıyla dolu kalplerimizi daha fazla acıtıyor. Gözyaşlarının tuzu daha da acımsı kılıyor dudaktan kalbe ilişkilerin tadını. Kendimizi en yalnız hissetmediğimiz anlar, yalnız kaldığımız anlar. Tek başına yalnızlıklar tercih edilesi bir şık. ‘’ Kalabalıklar içinde yalnızlıklar ’’ melankolik bir meta olmaktan çıktı artık, ağızlara sakız oldu. Kendinize gülebilirsiniz;ama kendinizi gıdıklayamazsınız. Bunu ancak sizi içtenlikle güldürebilecek, yaralarınızı sarabilecek biri başarabilir. ‘’ Kal yanımda böyle, bu aralar ihtiyacım var sana, sakın bırakma ellerimi… ’’ diyebileceğiniz biri… Kandırılması en kolay canlılar ise erik ağaçları değil, en vahşi hayvanlar, yani insanlar. Güneşin parlak ışıkları erik ağaçlarını kolayca aldatsa da çapkın bir gülümseme bir çok insanı çok daha kolay aldatır. Bunun da ötesinde, insanı en kolay kendisi kandırır!


Sorular mı daha zordu, cevaplar mı, bilemedim. Hayat mı karmaşıktı, insanlar mı, çözemedim. Her şeye rağmen zor olmayan bir hayatı da, karmaşık olmayan insanları da sevemedim.

 
Toplam blog
: 11
: 1148
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Kırklarelili'yim. Uludağ Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 2.sınıf öğrencisiyim. ''Sence yazar..