Sosyal girişimcilik

Evet, savaşlar, sömürü, yoksulluk ve hatta açlık vardır; giderek daha da ciddi hal almaktadır. Fakat bununla birlikte dünya toplumların ve bireyin daha güzel bir hayat yaşaması için arayıştadır. Değişen, gelişen teknoloji nedeniyle üretim faktörleri de giderek derinlik kazanmaktadır… Üstelik bu durum, bu olgu; iletişim ortamı sayesinde daha çok “bilinir” hale gelmektedir.

İşte sosyal yatırımcılık yeni bir kavram olarak gelişmektedir ve sosyal girişimciliğin bir sonucudur. Sosyal Girişimcilik; katılımcılık, yeniliklere açık olmak, madde ve manayı birleştirmekle yükseliyor. “Yatırım”cılığın gerçekliği ile sosyal sorumluluk ayrı değil bir bünyede, karar sürecinde birleşiyor. Yatırımcı elbet yatırımın geri dönüşünü, karlılık oranını ve reel rekabet koşullarını planlıyor.. Fakat aynı zamanda sosyal sorumluluk duygusuyla, yoksulluğun azaltılmasını da gözetiyor… Burada önemli olan “yatırımcılık” ile “sosyal duyarlığın” ayrı değil aynı yapının içinde olmasıdır. 3. sektör gibi bir şey… Yeniliğe açık, topluma katkıya yatkın, artı değeri paylaşmaya hazır!

Dünya’nın gelişmiş ekonomileri bu alanda da öncü… ABD, Kanada, İngiltere; ilk üçte! Onları sırasıyla; Singapur, İsrail, Şili, G.Kore, Hong Kong, Malezya ve onuncu sırada Fransa, izliyor. Bu sıralama sosyal girişimcilik ekseninde, iş kurabilme ve eleman bulabilme fazında belirlenmiş… Örneğin ABD’nde “Devrimci Gıdalar” diye bir kavram gelişmekte, 130 mn.$ bir şirket arkasında. En başta genç kuşaklar ve okullara yönelik olmak üzere amaç toplumun daha sağlıklı beslenmesi. Evet bir şirket, alacak-satacak, eleman çalıştıracak, rekabet / kar edecek ama bir de yenilikçi olacak.

Hindistan’da Aravind Göz Sağlığı Merkezi, hastalarının yarısından para alıyor, yarısından almıyor! Kenya’da eğitim araç ve gereçleriyle ilgili tedarik zincirinde katılım ve paydaşlık çok önemseniyor. Sosyal Girişimcilik’in; satış yönlendirme ve moral değerlere hitap etme anlamında avantajları var. Temel ilkeleri arasında; fırsat eşitliği, saydamlık, bilinirlik, eşitlik ve empati de bulunuyor.. Çocuk işçiliği sona erdirmek, salgın hastalıkların üstesinden gelmek, kişileri iş sahibi yapmak!..

Evet, halk sektörünün içinden bakılabilir, buradan da okunabilir ve son derecede pragmatik bir alan. İşsizliği azaltan bilgi işlem teknolojisine ara eleman kazandırmak gibi kaygıları da var… Bizimki gibi bir kişiye yeni iş sağlamanın 429 bin TL maliyeti olduğu yerlerde keşke değerlendirilse… Sosyal Girişimcilik yenilikçi boyutuyla, işveren sınıfının klasik seçkinciliğinin, ön yargıların aşılmasıdır.

Bakın 60 ülkede 320 kuruluşu bağlayan Schwab Vakfı Başkanı Bayan Hilde Schwab ne diyor: “Sosyal Girişimcilik kapitalizmi kurallılığa davet eden, adil bir iş yaşamına fırsatlar açan bir olgudur”. Bu yeni alanları değerlendirecek “zamanımız” olmalı ve bu yeniliklere kafa yormalıyız…