Sosyal medya baş belâsı mı?

E haliyle, insan egosudur bu.

Kendine karşı çıkanları, bazı egoların “baş belâsı” olarak nitelemesi normaldir, doğaldır.

Bu durumdan hareketle, tabii “sosyal medya”yı da bazı mihrakların “baş belâsı” olarak değerlendirmesi gayet de mümkündür.

Hattâ daha da öte, aslında son derece gerçekçi bir tanımlamadır da, bir gerçektir, doğrudur.

Zira onu emirlerinle veya sindirerek, ya da göz korkutarak zapt-ı rapt altına pek alamazsın!

Bir taraftan bir deliği yamasan, diğer bir delikten-aralıktan hızla yine yayılır, hem de üstelik daha da bir, her olanı, her yapılanı da yine kapsayan, daha bir zenginleşmiş-derinleşmiş, daha da baş edilemez, daha da önüne başka sorunlar da çıkaracak şekilde.

Yani delikleri yamasan da bütün delikleri yamayamazsın; çünkü tüm delikleri-aralıkları-çatlakları-açıkları yamamaya-kapamaya-tıkamaya zaten yetişemezsin. Ama dediğim gibi, yamamaktan kasıt, pek tabii onu da “yasaklayabilirsin”… veya yasaklayamasan bile kısıtlayabilirsin. Sosyal medyayı, hattâ insanların her türlü iletişimini bile çeşitli illegal ve diktatörce edimler, tedbirler ve yöntemlerle mesela, insanların en temel haklarından biri olan haber alma ve haber verme özgürlüğünü engellersin, kısıtlarsın… kısıtlarsın da, ancak işte, yine bile nereye kadar?

Çünkü sosyal medyada "herşey" senin elinde, senin hakimiyetinde, senin bölgende, senin alanında, senin yönetiminde değildir. Benzemez de çünkü pek görsel, işitsel veya basılı medyaya. Neden benzemez biliyor musun? Çünkü “belli” bir “baş” yoktur orada, herkes bir “baş”’tır zaten sosyal medyada:))

Ama “yalanın daniskası” deyince, işte orada bir virgül atmak lâzım…
Yani yalan-yanlış bilgilerin de sanki gerçekmiş, sanki öyleymiş gibi yayılması durumu ki, evet tamam, doğrudur, sosyal medyada vardır maalesef bu, bu da mümkündür ancak;

Sosyal medyaydı, tweeterdı, mweeterdı değil de, aslında “yalanın daniskası” gerçekten de asıl,  nerede, kimde acaba?

Çünkü yalanı olmayan, bir yanlışı-gizlisi saklısı-takiyyesi olmayıp, birilerini sahte ve olmadık şeylere sinsi sinsi ya da art niyetle, sahtekarca veya riyakarca yönlendirmeye-kandırmaya, aldatmaya, uyutmaya kalkmayan, yani kendisi zaten yalandan-yanlıştan ırak-arınık bir ak kaşık ise bir bireyin, zaten korkar mı sosyal medyadan? Hattâ bırak sosyalini-mosyalini, zaten görür mü MEDYA’yı bir baş belâsı veya tedbir alınması, sansürlenmesi gerekli bir “sakınca” olarak? Hele de elinde zaten yadsınamaz bir güç-kudret-etki ve yetki alanı, zaten bir yaptırım erki var ise!!

Yani şöyle, kendi ak kaşıklığını zaten her halükarda kanıtlayacak bir “erk”e, bir duruma zaten sahip ise, korkar mı hiç, bir sakınca olarak görür mü hiç medyayı, hani yani dinime küfreden bari müslüman olsa kabilinden "yalanın daniskası"ndan uzak bir ak kaşık?!

Filiz Alev
02.06.’13