Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '15

 
Kategori
Söyleşi
 

Sosyal medya röportaj

“İtibar, itibar, itibar!

Ah ki ne ah, yitirdim itibarı..

Ölümsüz olan yanımı yitirdim;

Geriye ise bir tek hayvani yanım kaldı…”

(William Shakespeare / Othello)

 

”Belediyenin itibarını yönetmekten daha önemli bir işimiz var mı?”

                                                                          A.İ.YILDIZ

 

Belediye web 2.0 ile birlikte hayatımızın her alanını didikleyen sosyal medya, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gelişimini hızla sürdürüyor. Günümüzde bloglar, online ansiklopediler, Twitter, Friendfeed ve Facebook gibi sosyal paylaşım ağları gün be gün artarken bireysel kullanıcılarının sayısı da olağanüstü bir hızla çoğalıyor. Bireysel kullanıcılar vakitlerinin hatırı sayılır bir kısmını bu tarz platformlarda geçirmekte, global markalar bir yana, mahalle esnafı bile kendini üst sokaktaki sakinlere ulaştırmada sosyal medyayı kullanmakta.

Sosyal medyada üretilen içeriğin ölçülebilir olması, halka anında ulaşabilmesi, halkın belediye hakkında düşündüklerine sosyal medya takip araçları ile erişilebilmesi sosyal medyayı, belediye/kurum/kuruluşlar açısından çekici kılıyor.

 

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı

Sayın H. K. ile yapılan Röportaj

DİJİTAL DEVLET /ONLAYN BELEDİYE

Sosyal Medya, Şeffaf Ve Demokratik Bir Ortam…

            Eskiden Saatli Maarif Takvimi vardı. Her yaprağında o gün doğan kız ve erkek çocuklara verilmesi tavsiye edilen isimler yer alırdı. Daha düne kadar milyarlarca yıldır insanların içinde yaşadığı bir tek gerçek dünya vardı. İnsanların kendi elleriyle kendilerini neredeyse içinde hapsetmeyi başardıkları sanal bir dünyayı var edene kadar. Anne babalar çocuklarına verecekleri ismi bile internetten aradıklarına göre gerisini varın siz hesap edin.

            Daire Başkanı H. K., şeffaf ve demokratik bir ortam sağlayan sosyal medyayı her zaman, her yerde hizmet anlayışlarının önemli bir parçası olarak gördüklerini, sosyal medyanın sunduğu şeffaf ve informal ortam sayesinde vatandaşların kendisine ve Beyazmasa ekibine kolayca ulaşabildiğini söyledi.

Devlet 2.0, tek taraflı buyurgan yönetimden yönetişime geçişin simgesi. Yurttaş odaklı devlet anlayışı olan karşılıklı anlık iletişim dönemini başlatan bu yaklaşım kamu yönetiminde önemli bir değişimin göstergesi. Yaklaşımın merkezinde yurttaşın/ hemşehrilerimizin yönetime aktif olarak katılımını sağlamak var.

            Ülkemizde de sosyal medya kullanıcı sayısının çığ gibi artması nedeniyle kamu kurumları/belediyeler bu platformda yerlerini almaya başladı. Sosyal medyada yer almak özellikle yerel yönetimler açısından hayati öneme sahip. Bazı belediyeler sosyal medyayı çözmeye çalışırken, pek çoğunun sosyal medyada bir ya da birden fazla hesabı var. Bu hesapları aktif ve doğru kullanan belediye sayısı her geçen gün çoğalıyor. Belediye, bu mecrada hem takipçi hem de paylaşım zenginliği bakımından gözde.

            Biz de bu nedenle röportajımızı Türkiye’de sosyal medya kullanımında en başarılı belediyelerden biri olan Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı H. K. ile gerçekleştirdik.

 Başkanın yeni hedefi ise İBB itibar bileşenlerine sanal ortamda da yeterince yer vermek.

            1- A.İ.Y.: Daire Başkanı olarak sosyal medyada hem belediyeniz hem de kendi adınıza hesaplarınız bulunuyor. Sosyal medya ağlarını kullanma kararını vermenizde neler etkili oldu?

H. K.: Global veya yerel pek çok marka sosyal medya ağları üzerinden takip edilmektedir. Bu takip sonucu halkta oluşan süper farkındalık nedeniyle bazı şirketlerin özellikle Facebook üye sayısı yükselirken, web sitelerinin ziyaret edilme oranlarının azaldığı tespit edilmiş. Bu durum belediyeler için de geçerlidir. Çünkü artık halk, belediyeleri veya bağlı kuruluş ve iştirakleriyle ilgili bilgileri sosyal medya hesaplarından da alabilir hale gelmiştir. Ayrıca insanlar baskı kuran belediyelerden çok sosyal medyaya hakim olan baskı guruplarına inanıp güvenmekte; bir kişi bile bir tuşla, bir mesajla büyük bir hareketin kıvılcımlarını çakabilmektedir. Bu durum halk adına çok önemli bir güçtür. Hal böyle olunca belediyeler olarak bize düşen, sosyal ağlar üzerinden halkla etkileşime geçme fırsatını yakalamış olmakla kalmayıp, arzuladığımız kalitedeki yönetişim için yeni medyanın tabana yayılmasını sağlamaya çalışmaktır. Bundan iki taraf da kazanacak..

Teknoloji geliştikçe iletişim kurma yöntemleri de değişiyor, biliyorsunuz. Konvansiyonel medya da dâhil, yeni medyanın getirdiği iletişim araçları üzerinden toplumsal düzenimiz, yaşam algımız, değerler önceliğimiz hızlı bir biçimde değişmekte. Yeni medya, en küçük gurupları kitlelerle buluşturduğu gibi, sanat, çevre vb. yeni grup kurma oluşumlarına da imkan sağlıyor.

Günümüz modern şehir insanı en çok iki yerde sosyalleşiyor: Biri AVM’ler, diğeri internet üzerinden.. Biz buna üçüncü bir mecrayı eklemeye gayret ediyoruz: Belediyeleri. Şehirlerdeki yaşam kalitesini artırmak için sosyal medya, sosyal ağlar ya da sosyal paylaşım siteleri namıyla ünlenen yeni iletişim araçlarını hemşehrilerimiz ile belediye arasında döşenmiş ray gibi kullanmak istiyoruz. Halkla belediye işbirliğini geleneksel iletişim anlayışının dışına da çıkarıp, kolektif hareket etme fırsatlarını halkımızla birlikte daha etkin kullanmak önemli, hatta hayati öneme sahip bizim için.

Sosyal medya, resmi ağızların yönlendirmesine ihtiyaç duymadan aynı hizmeti alan grupların kendiliğinden bir araya gelmesini de sağlıyor bir bakıma. Bireyleri grup çalışmasına yönlendiriyor, belediye-hemşehri arasındaki sınırları ya temelden değiştiriyor ya da geleneksel sorun-çözüm döngüsüne alternatif stratejiler üretiyor.

Geleneksel şehir hayatında büyük gurupların, başka gurup üyeleriyle birebir etkileşime girme imkânı azaldıkça dernekleşme, cemaatleşme çoğalıyor; bugün büyük gurup üyeleri bile yeni medya ve toplumsal paylaşım siteleri üzerinden belediye- grup eylemleri koordine edebiliyor. Biz de tüm bu imkânları daha iyi bir şehir hayatı için kullanmaya yönlendirmeye çalışıyoruz.

Hemşehriler de hayatlarının büyük kısmını seçtikleri ya da seçildikleri gruplar/cemaatler/dernekler aracılığı ile gerçekleştirir, her insan gibi. Ortak bir kimliği paylaştığı topluluklarla ekonomik, sosyal ya da siyasi anlamda tatmin yaşarlar. Belediye olarak kültürel ve sosyal anlamda bu mecralarda da var olmak gerek.

 

2-A.İ.Y.: Belediyeniz adına açılmış olan sosyal medya ağlarının Kurumunuza ne tür katkılar sunduğunuzu düşünüyorsunuz? Kurum olarak karar verme sürecini sosyal medya üzerinden hemşehrilerinizin katılımına açıyor musunuz?

 

H. K.: Halkımız, Facebook, ya da Twitter gibi sosyal ağlar aracılığı ile sosyal medyada; link, fotoğraf, metin ya da görsel paylaşımlarla etkileşime girer ve birbirlerini keşfederek bağlantı kurar. Belediye olarak bizler de elektronik düzlemde sosyal medya kanalları üzerinden büyük gruplarla/sivil kitle örgütleriyle yönetişime her zaman hazır bekler, üzerimize düşeni fazlasıyla yaparız.

 

Hem görevim gereği, hem de vakit buldukça teknoloji ve iletişim alanındaki yenilikleri elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Sosyal medya çağımızın yeni iletişim ortamı. Artık “uzak” diye bir kavram kullanılmıyor. Küresel bir köyde yaşıyoruz ve iletişim ortamları bildiğimiz klasik ortamlarla sınırlandırılamıyor. Bizim de bugünkü gibi hızla değişen bir dünyadaki yeniliklere açık olmamız lazım, bu yeniliklerin gerisinde kalmak olmaz. Hele de işimiz insan ilişkilerine dayalı halka hizmetse.

 

 

3- A.İ.Y.: Belediyelerin karar verme süreçlerini sosyal medya aracılığıyla yurttaş katılımına açmasına Web 2.0 veya Devlet 2.0 - Belediye 2.0 deniyor. Bu yaklaşım şeffaf, katılımcı, iş birliğine açık, hesap verilebilir bir yönetim ön görüyor. Belediyenizi bu açıdan hangi aşamada buluyorsunuz?

 

H. K.: Hemşehrilerimize ulaşabileceğimiz en önemli yollardan bir tanesinin sosyal medya ağları olduğunu düşündük ve uygulamaya başladık. Belediye olarak vatandaşlarımızın karar verme aşamasına katılmalarının sağlanması dünyayı ve çevresini okuyabilenler için tartışmasız en akıllı tercihtir. Bu konuda yaptığımız çalışmalarda vatandaşın isteğine ve talebin uygulanabilirliğine göre çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Hizmetin kalitesi bumerang etkisi gösterir çünkü.

Daire Başkanı olmadan önce sosyal medyayı kullanmaya başlamıştık. İstanbullularla her platformda buluşmayı hedeflediğimiz için Facebook başta olmak üzere sosyal medya mecralarında aktif olmaya gayret ediyoruz. Sosyal medyada yer almamızda bu ağların özellikle gençler tarafından aktif şekilde kullanılıyor olması önemli rol oynadı. Ancak içinde bulunduğumuz ortam hızla değişim gösteriyor, genişliyor ve beklentiler artıyor. Karar verdiğimiz günden bu yana kullanım amacımız değişmese de kullanım şeklimizde önemli gelişmeler oldu.

İBB Beyaz masa ve şahsi Twitter hesabımın yanı sıra HİZMET MASALARI ve kişisel Facebook sayfamı devreye aldık. Tüm bunlar, her biri sosyal medya uzmanı olan personelimizin geliştirdiği stratejiler etrafında şekillendiriliyor.

 

Sosyal medyayı kamuoyunu bilgilendirme amaçlı olarak da kullanıyoruz. Yaptığımız çalışmaları, açılışlarımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Şu zamana dek Sosyal medya üzerinden anket ya da kamuoyu yoklaması gibi bir çalışmada bulunmadık fakat, sayfalarımızda yer verdiğimiz hizmetler yoruma açık. Her yorum bizler için bir topak tereyağı gibidir. Yayıkta vurulmuş yoğurttan geriye kalan kısmı bile köpüklü ayran olarak değerlendirilir. Ferahlatır, içini açar insanın. Şikayetlerin işaret ettiği işler ve birimler ortaya çıkarıldığı an eksiklik ve aksaklıkların kaynağı bulunmuş bir kurumun en büyük zenginliği değerlendirilmiş olacağından tüm gerçek ve potansiyel kayıpların önüne geçilmiş hem belediye hem halk kazanmış olacaktır. Vatandaşlar istedikleri yorumu yazıp cevabını alıyorlar, böylelikle biz de hangi konularda nelere tepki geldiğinin ölçümlemesini yapabiliyoruz. Şikayetleri aldıktan sonra bunların çözüm yolları için ilgili birimlerle görüşüldükten sonra vatandaşa geribildirim yapıyoruz.

 

4-A.İ.Y.: Hangi sosyal ağlarda kişisel hesaplarını bulunmaktadır? Kişisel hesaplarınızı kendiniz mi yönetiyorsunuz? Bu hesaplarda ne tür paylaşımlarda bulunmayı tercih ediyorsunuz?

H. K.: Sosyal medyada en aktif kullandığımız mecralar Twitter ve Facebook Her ikisine de zaman ayırmaya çalışıyorum ve hesaplarımı bizzat kendim yönetiyorum. Sosyal medyada daha çok katıldığım açılışlar ya da belediye olarak yaptığımız hizmetlerimiz ve etkinliklerimizle ilgili duyurular da yapıyoruz.

 

Bunun dışında Dailymotion üzerinden video, Flickr üzerinden fotoğraf ve Issuu üzerinden de etkinlik ve bülten paylaşımlarında bulunuyoruz. Sosyal medyayı sadece mesajlarımızı iletme ortamı olarak görmüyoruz. BELEDİYE , Türkiye’nin en değerli markası ve sosyal ağlar üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden önce İstanbul’u, halkımıza anlatmaya ve Halkımız ile karşılıklı paylaşımda bulunmaya çalışıyoruz. Elbette belediye çalışmalarımızla ilgili sorular soruyoruz, anketler düzenliyoruz. Çıkan sonuçlar bizim için adeta bir kamuoyu yoklaması niteliği taşıdığından çok değerli.

 

5-A.İ.Y.: Belediye, Türkiye’de sosyal medyayı en aktif kullanan belediye konumunda. Bir girdiniz, pir girdiniz denebilir. Belediye olarak sosyal medya çalışmalarınızı nasıl yönetiyorsunuz? .

H. K.: Bu hesaplar sayesinde yurttaşlarımızın belediyemizin çalışmaları hakkındaki memnuniyetini, belediye ilgili görüşlerini, isteklerini öğreniyoruz.

Her birimin ayrı ayrı yöneticisi var fakat bunlar birbiriyle koordineli olarak çalışıyor. Çünkü bu birimlerin hedef kitleleri de farklı olduğu için spesifik alanlarda Facebook sayfası açmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyoruz. (sosyal yardım, minibüsçüler, taksici esnafı, imar, planlama, ulaşım vb.) Sosyal medya çalışmalarını her zaman ve her yerde hizmet anlayışımızın bir tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Belediyemizin ve Beyazmasa’nın Twitter ve Facebook hesaplarını yöneten bir ekibimiz var. Bu ekibimiz aynı zamanda sosyal medya buluşmaları da organize ederek internet ortamındaki etkileşimi yüz yüze iletişimle destekliyor. Twitter takipçilerimizle yaptığımız Beyazmasa MİNİATURK gezisi, Facebook’taki hemşehrilerimizle yaptığımız Boğaz Turu’nu bu kapsamda örnek gösterebiliriz.

 

6-A.İ.Y.: Sosyal medyada olması hemşehrileriniz tarafından nasıl karşılandı? Takipçilerinizin sosyal medyadaki yorumlarını hem kurumsal hem de kişisel olarak göz önünde bulunduruyor musunuz?

H. K.: Vatandaşımız sosyal medyada yer almamız konusunda oldukça mutlu. Çünkü şikayetlerini klasik iletişim biçimlerine ilave olarak bu mecralarda da dile getirebiliyor, yaşadıkları şehirle ilgili aldıkları hizmetleri takip edebiliyorlar. En önemlisi Facebook’tan bana ulaşabiliyorlar, yardımcılarım benimle iletişim kurup, onlarla aramdaki bilgi akışını sağlıyorlar. Böylece daha şeffaf ve informal bir ortamda vatandaşla beraber oluyorum.

 

Halkımızın büyük bir kısmı kültürel ve teknolojik yeniliklere açık. Bunu Twitter ve Facebook’ta da görüyoruz. Bize çeşitli eleştirilerini yollayan hemşehrilerimiz bile bu iletişim kanalını açmış olmamızdan dolayı teşekkürlerini iletiyorlar. Gönderilen istek ve şikayetler elbette bizim için önem taşıyor. Her eleştiriyi iyi niyetle kabul ediyor, hizmetlerimizi daha ileri bir noktaya taşımak için fırsat olarak görüyoruz. Kimi zaman da iletişim eksikliğinden kaynaklanan bazı yanlış anlamaları sosyal medya üzerinden izah imkanı buluyoruz. Halkımız talep ve şikayetlerini sosyal ağlar üzerinden iletebiliyor. Bu anlamda oldukça şeffaf ve demokratik bir platform sunduğumuzu düşünüyoruz. Örneğin, vatandaş zamanında toplanmamış bir çöp konteynırı veya pik saatlerde trafiği tıkayan bir çöp arabası gördüğünde fotoğrafını çekip sosyal medya hesaplarımızda bizimle paylaşabiliyor. Biz bu tür paylaşımlar konusunda çok hassasız. Bu paylaşımları silmek ya da görmezden gelmek gibi bir yaklaşımımız ve lüksümüz yok, olamaz da. Vatandaşın bu anlamdaki gönüllü gazeteciliği elimiz, ayağımız, itibar elçimiz. Bize gönderilen sorunu çözüyoruz ve çözdüğümüzü fotoğraf ile belgeleyip yine sosyal medyada paylaşıyoruz. Zaman zaman bizim de gözümüzden kaçan noktalar olabiliyor. Vatandaşlarımızın bizi bu konularda yönlendirmesi eksiklerimizi gidermemizi, sorunlara anında müdahale edebilmemizi sağlıyor.

 

7-A.İ.Y.: Belediye için şikayetin anlamı ve önemi nedir?

 

H. K.: Her şikayet gelin kınası gibi gelir bana, her biri ayrı ayrı özeldir ve her birinin ayrı bir mutluluk ve heyecan verir. Gelen şikayeti çözüme ulaştırdığımızda özündeki mutsuzlu yerini mutluluğa bırakacak. Her şikayeti bin parça değerli taşa benzeyen kahkahalar gibi algılamamız bundandır. BELEDİYE’de herkesin yüreğine kazıdığı kutsal bir prensip vardır: “Şikayetlerden şikayet edilmez.”

Daire başkanı olarak görev sınırlarımızın yasalarla belirli olmasına karşın halkımız her türlü talep ve şikayetini bize doğrudan iletiyor. Bundan şikayetçi değiliz, aksine çözüm noktasında gösterdikleri teveccühten dolayı mutlu oluyoruz. Hangi akıllı kurum tedaviyi reddedebilir ki! Kişisel olarak halkımız için yaptığımız çalışmaları, davet edildiğimiz etkinliklerden görüntüleri paylaşıyorum. Ayrıca halkımızın yönelttiği soruları bizzat ben de cevaplandırıyorum. Halkımızdan gelen mutsuzluğu ifade eden e-mailler, tiweet’ler, facebook duvar yazılarından öğrenebileceğimiz çok şey vardır. Bu iletiler sayesinde harekete geçen belediyeler zayıf halkaların tespitini ve bu zayıf halkanın en hızlı şekilde güçlendirilmesini yapabilmekte halk nezdindeki itibarlarını yükseltebilmektedir. Her şikayetin ayrı bir ilaç gibi farklı prospektüsü vardır, hepsi özeldir bir belediye için.

Belediyeler bugün yeni medya ve değişen iletişim araçları bağlamında değerlendirilmektedir. Biz de bu nedenle şehrimizin değişik yerlerindeki Beyazmasa’lara ilave olarak halkımızı daha iyi anlamak ve kendimizi daha iyi ifade edebilmek, idarenin açık ve şeffaf olduğu, hizmetlerin yapılışında etik davranıldığı ve adil olunduğuna ilişkin bilgilerin halka sunulması için sanal mecralarda da Beyazmasa büroları, dükkanlar ve çiftlikler açmayı düşünüyoruz.

Ayrıca Beyazmasa’larda çalışan sosyal medya uzmanlarımızın her birini defineci, Beyazmasa’ları ise, halkımızdan gelen şikayet sinyallerini en ince ayrıntısına kadar değerlendirecek sanal dedektör olarak değerlendiriyoruz.

Şikayetleri hallaç pamuğu gibi atmadıkça yorgan, yastık yünlerini kabartmadıkça kurumsal itibarımız da marka değerimiz de her zaman rahatsız olacaktır.

Hani bazı anlarda kendimizi bir kenara çekip kendimizle konuşasımız gelir ya, zaman zaman hepimiz yaşamışızdır. Kendinize seslenirsiniz: "Hele bir dakika bakar mısın, biraz konuşabilir miyiz, ikimiz için de çok önemli" dediğimiz anlar olur ya! İşte halktan gelen şikayetleri hep böyle okuruz biz.

Aksi halde hiç kimse sabah kalkıp tekrar işine geldiğinde belediyesini akşam bıraktığı yerde bulamayabilir. Döndüğünüzde sizi beklediğini sandığınız kurum kültünün yerinde derme çatma bir gecekondu bulursunuz. Belediyedeki itibar kayması sizi de önüne katıp götürür bağıra çağıra.

Pandora’nın kutusunda bile insanlık için iyi bir şeyler bulunabilir. Açılan her Tiweet Pandora’nın kutusu gibi görünse de hepsine define muamelesi yaparız, hepsi gerçekte de öyledir zaten. Her şikayet buyur edilerek alınır içeriye. “Başım gözüm üstüne” denir.

Kurumların olduğu gibi şehirlerin de vatandaşın da hayatı beklentiler üzerine kuruludur. En yakınınızdakileri bile anlayamadığınız anlar oluyor, “keşke anlasa beni” diye içinizden geçirirsiniz ya…Ama bu başka! Hiçbir zaman vatandaşı anlayamama gibi bir lüksümüz olamaz. “Keşke dinleseydi beni” dedirtmeden önce, “Keşke dinleseydim onu” noktasına getirmemek lazım. Biz bunun için bu koltuklardayız. Vatandaşa “Kendi başının çaresine bak diyemezsin.” Tut ki dedin. O da sana, “Benim başım sen değil misin?” derse!

Veya, “başım da, gözüm de sana emanet değil mi?” derse.

Şikayetler bayram sabahları kapımızı çalan çocuk yüzleridir. Hayatımızın, görevlerimizin, sorumluluklarımızın bayramlık yüzü.

Pinokyo’nun bile astım olabileceğini kabul ederek bakarız şikayet tiwet’lerine.

Çiçekten bir palto gibi sarınırız şikayetleri, üşüsek de fazla ısınsak da. Yoksa kurumsal bir rüyadan arta kalmanın hüznünü hiç kimse yaşamak istemez. Hele kimsesizlerin kimsesi olmak gibi bir vizyonla yola çıkmışsanız!

 

8- A.İ.Y.: Sosyal medya politikanızda yeni dönemde değişiklikler olacak mı?

H. K.: Evet düşünüyoruz, özellikle sosyal olaylara bu mecralar üzerinden de önem vermemiz gerektiğine inanıyorum. Sosyal ve çevresel sorumluluklarımızı yerine getirmemiz için dünyadaki gevşek çevre kanunlarına, insan haklarının az önemsendiği uygulamalara, düşünce kalitesi anlamında halkımız endişelerine ışık tutan sanal ortamdaki kampanya mesajlarına dikkat çekmek için değişik baskı guruplarıyla etkinlikler düzenleyen belediyelerin markalarının güçlendiği ve itibarlarının yükseldiğini biliyoruz. Sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi, halkımızla paylaşılması, mesela, “30 Haziran 2012 Dünya Sosyal Medya Günü”, “Fırınlarda Askıda Ekmek”, “Su Bayilerinde Askıda Su” tüm dünyada gönüllülük aracılığıyla barışa ve kalkınmaya katkıda bulunan organizasyonlar”, “Evden çalışmak isteyen kadınları buluşturan girişimler,” “Kibrit Kutusu Mesajları” ve “Geleceğe Bir Biberon Su Sakla” gibi Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Su Tasarrufu Kampanyaları başlatmak istiyoruz. Birçok başarılı ve kaliteli projeye imza atan İBB, dünya/Türkiye/İstanbul’daki su kaynaklarının büyük bir hızla tüketilmesine dikkat çekmek ve hem kurum, hem de hemşehriler olarak bu kapsamda üzerimize düşen görevi yerine getirmek adına bir sosyal sorumluluk projesi başlatmayı düşünüyoruz. İstanbul’daki üç ilköğretim okulunda bulunan musluk, pisuar ve rezervuarların sensörlü olarak yenilenmesi sağlanacak bu kapsamda. Proje ile su tasarrufuna katkıda bulunmak hedefleniyor. Ayrıca ilgili okullarda suyun yaşamımızdaki önemi ve tasarruflu kullanılması konusunda eğitimler de verilerek öğrenciler bilinçlendirilecek.

Sadece belediyemizin hizmetlerini anlatmaktan öte bazı olay ve durumlara karşı bilinçlendirme kampanyaları ve paylaşım konusunda duyarsız kalmayacağım.

 

9-A.İ.Y.: Sosyal medyada yeni dönem için hedefleriniz nelerdir?

 

H. K.: Sosyal medyadaki hedefimiz tüm platformlarda daha fazla İstanbul halkına ulaşmak. Bu anlamda Facebook sayfamızı belediye hizmetlerimizle daha entegre hale getirmek için uygulamalarla zenginleştireceğiz. Sosyal medyayı kullandığımız bu ikinci yılda Türkiye çapındaki en başarılı belediyeler arasında yer aldık. Şimdi hedefimizi büyütmek istiyoruz. Büyükşehirlerin misyonu da büyük olmalı vizyonu da. Büyükşehir konumumuz örnek/öncü olmak bakımından bizlere daha fazla sorumluluk yüklüyor. Bir insanımızı daha kazanmak, bir hemşehrinizin daha hayatına kalite katabilmek temel gayemiz. Dünyada sosyal medyayı en iyi kullanan, bu mecralarla en iyi hizmet veren belediyeler arasında yer almak istiyoruz.

 

10-A.İ.Y: Mesai içinde sosyal medyaya ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz, gün içinde sosyal medyayı hangi aralıklarla takip edersiniz?

 

H. K.: İnternete yakın olduğum, gün içinde fırsat bulduğumda gündemi ve hesaplarımızı sosyal medyadan ben de takip ediyorum. Ama her gün bu ağlara girmeden güne başlamam. Beyazmasa ekibimiz sosyal medyayı anlık takip ediyor zaten.

 

11-A.İ.Y.: Kamu kurumlarının, özellikle belediyelerin sosyal medya kullanarak daha ulaşılabilir ve daha şeffaf konuma gelmeleri konusunda neler düşünüyorsunuz?

 

H. K.: Şeffaflık ve ulaşılabilirlik verilen hizmetin kalitesine olumlu katkılar sağlıyor. Sosyal medyayı sadece mesajların iletileceği bir platform olarak görmüyoruz. Dinlemek ve iletişim kurmanın yanında algı yönetimi için de çok önemli. Elbette her kurumun/belediyenin kendine göre kullanım biçimi vardır, olacaktır da. Belediye gibi halkla doğrudan iletişim kuran bir kamu kurum/kuruluşunun sosyal medyayı kullanarak hizmetlerini geliştirmesi hayati önemi haiz.

Sosyal medyayı sürekli ve düzenli olarak kullanmak da ayrı bir sorumluluk. Sosyal medya zaman ve insan kaynağı ayırmanız gereken en önemli mecra. Bizim zaten her biri birer sosyal medya uzmanı olan elli üç personelimiz var. Bu dinamik ortamda daha başarılı olmak için sosyal medya konusundaki gelişmeleri takip ediyoruz, eğitimlerle kendimizi her geçen gün daha da geliştiriyoruz.

 

12-A.İ.Y.:Sosyal medyada kurumsal itibar yönetimi klasik sisteme göre daha mı önemli? Belediyenizde Dijital İtibar Yönetimini nasıl güçlendiriyorsunuz? İtibarı zedeleyebilecek faaliyetleri nasıl önlüyorsunuz?

 

H. K.: Halkımız, sosyal medya ile ilk kez düşüncesini, tepkisini, kanaatini, şikayetini bireysel olarak hem belediyeye hem de dünyaya kolayca ulaştırabilmekte. Belediyeler için itibar yönetimi öncelikli konuların başında gelir. Her şirket itibarının ticari bir değeri olduğu gibi, belediyelerin de yıllarca damıtarak halkın dilinde, ve kafasında oluşturdukları kurumsal kimlik, imaj, ve algının tortusu, itibardır.

Dijital ortamdaki her tıklama aynı zamanda herkese açık kurumsal parmak izi olduğu için dijital itibar yönetimi de, başta uzman insan kaynağı olmak üzere belediyeler, marka kimliğiyle sanal kimliği aynı mühür altında birleştirip kurumsal itibar olarak halka sunabilmeli.

BEYAZMASA tamamıyla çözüme yönelik takım çantası bir bakıma. Bu yapıyı şikayet, öneri, serzeniş, itiraz alma, geri dönüşüm, inşa, onarım, düzeltme, geliştirme gibi fonksiyonlar için de kullanıyoruz.

Sosyal medyayı, klasik medya ilişki yönetimine ilave olarak sanal ortamdaki kurumsal itibarımızın izlenmesi, korunması ve özellikle halkımız nezdinde daha da güçlendirilmesi anlamında Kurumsal/Belediye İtibar Yönetimi için de kullanıyoruz.

Özellikle Belediyeler gibi kurum ve markaların değeri, halk nezdinde sahip oldukları itibarla ölçülür. Bir eksikliği veya yanlış algıyı düzeltmek için geleneksel/klasik medyada verdiğiniz ilanla kolayca çözülebilen bir konu, sosyal ağlar söz konusu olduğunda, online mecra kendine has çözümlerini de beraberinde getiriyor.

Sanal ortamlar sayesinde hem hemşehrilerimiz hem de belediyelerin/kurumların birbirleriyle iletişim kurma şekli hızlıca değişiyor. Şimdiye kadar halkımız kendisine verileni alıyordu. Şimdi ise bu klasik tek yönlü iletişim şekli yerini adına sosyal medya denen platformlara, bilgiyi sosyal mecralarda kendi üreten, geliştiren, denetleyen, yayan, geri bildirim alan ve eleştiren siber kullanıcılara devretmek zorunda kalıyor. Artık belediyelerden hizmet alanlar bizden bekleyen değil, bizi yönlendiren, kendini takip ettiren kullanıcılar oldu. Artık markaların/kurumların/belediyeler, şehirleri şekillendirmek bir yana, şehrin yaşam biçimini de değiştiren sosyal ağlardaki kullanıcıların dünyasında marka olarak sorgulanıyor olacak. Artık şimdiye kadar hak ettiği değeri bulamamış halk patronluğunun parlatılma devri başlıyor; bu kadar basit….”

Memnun olmayan hemşerilerin kahvelerde, beş çaylarında, altın günlerindeki şikayetleri tek tek ses getiremediğinden bu tür halk şikayetleri çoğunlukla cılız kalıyordu. Günümüzde ise sosyal medya aracılığıyla, önemli markaların dahi itibar kaybına neden olan uygulamalarını sıkça duyuyor/okuyor ve bir kısmına da şahit oluyoruz. Hatta bu günlerde sosyal ağların, ülkelerin rejim ve yönetimlerini bile değiştirebilecek gücün oluşmasını sağlayan önemli bir araç olabildiğini de herkes görüyor. Bu durum, kurum/ markalar/ belediyeler açısından göz ardı edilemeyecek kadar netameli. Bir ülkede iç savaşın çıkmasına yardımcı olabilecek kadar enerjiyi barındırabilen bir mecranın markalar/belediyeler/başkanlar karşısındaki gücünü anlamak zor değil. Bu nedenle gelinen bu noktadan sonra belediyeler/kurum/kuruluş/şirketlerde online itibar yönetimi, kurumsal kimlik ve kurumsal itibar stratejilerinin önceliği olacaktır.

Blog’lar: Günlükler, Fikir Liderleri, Öncüler ve Uzmanlar; Wiki’ler: İçeriği, kullanıcıları tarafından oluşturulan bilgi kaynakları; Sosyal Ağlar: Facebook, vb.; Forum’lar: Tartışma Platformları; Sosyal İmleme (Bookmarking) Siteleri: Delicious, Stumpleupon, Magnolia, Digg, Reddit gibi favori site ve haberlerin paylaşıldığı, oylandığı web siteleri; İçerik Paylaşım Siteleri: YouTube, Flickr vb.;Mikro Bloglama/Paylaşım Siteleri: Twitter vb.; ağlar veya türev mecralardaki eleştiri ve yorumların inandırıcılık ve samimiyeti klasik reklamlara göre tartışılmaz ve de çok açık! Paylaşılan iyi/kötü yorum sahiplerinin arkadaş olmaması da etkiyi reklamlardan çok daha güçlü kılıyor. Bu nedenle kurum/kuruluş/belediyeler, onlayn yorumların krize dönüşmesini beklemeden kurumsal ve kişisel itibarı en hafifi bir şekilde bile zedelemesine fırsat vermeyecek.

Online itibar yönetimi (ORM: Online Reputation Management) denen çalışmalara da ciddi ağırlık verilmeli. Artık özellikle de son kullanıcıya/hizmet alana/hemşerilere yönelik ürün ve hizmet sunan kurum/belediye/şirketlerin pazarlama/halkla ilişkiler departmanları için Online Sosyal Medyadaki online itibar yönetimi kaçınılmaz bir ihtiyaç.

Yukarıda basitleştirilmiş olarak saydığımız sosyal mecralarda kurum ve markalar hakkında neler konuşulduğunu takip etmek, fikir liderlerini tespit etmek, kurumsal sosyal medya politikası ve aktiviteler oluşturmak, gerektiğinde konuşmalara dahil olmak için yapılması gerekenlerin belirlenip uygulanmasına online itibar yönetimi diyebiliriz.

Online itibar yönetimine sacayağı demek de yanlış olmaz. 3 temel zelzele hatılı üzerinde yükseldiği de söylenebilir. Öncelikle sosyal medyadaki tüm mecraları işlevlerine göre takip ediyoruz, izliyoruz, (Monitoring) sonra da belediyemiz ve bağlı kurum/kuruluş ve iştiraklerimiz hakkında halkımızın/ kitlenin neler konuştuğunu görmeye çalışıyoruz.

Ardından bu değerlerin Beyazmasa’da çalışan sosyal medya uzmanlarımızla birlikte analizlerini yapıyoruz.Bloglar, yazarlar, konular arasındaki bağlantıları, tespit/analiz ediyor, son süreçte ise, kararlar büyük ölçüde belirlenmiş oluyor. Önceden belirlediğimiz kurumsal medya politikalarımız doğrultusunda kurumsal blog kurulması, faydalı içeriklerin sağlanması/yayınlanması ve toplumsal aktivitelerin oluşturulmasına paralel olarak sosyal ağlardaki soru/sorunların cevaplanması/çözümlenmesi sağlanıyor. Sosyal medyaya müdahale anlamındaki bu en hassas sürecin halkımız tarafından samimi ve olumlu olarak değerlendirilebilmesi için sosyal medyada içe ve dışa dönük olarak işlev görecek ORM bizim için sadece bir araçtır. Aslolanın ise sonuçları ayıklayan, negatif ve pozitif yorumları doğru şekilde değerlendiren kurumdaşlık kültürü ile de donatılmış Beyazmasa Hizmet ekibi olduğunun bilincindeyiz.

Sosyal medyanın herkese sesini duyurma hakkı vermesini demokrasinin ABC’si olarak görüyoruz.

 

13-A.İ.Y.: Son olarak sosyal medyada olan-olmayan takipçilerinize ve halkımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz….

 

H. K.: İstanbul’da yaşasın veya yaşamasın tüm halkımıza, takipçilerimize teşekkür ediyorum. Sosyal medya üzerinden sunduğumuz hizmetlere gösterdikleri ilgi bizim stratejilerimizin belirlenmesinde en önemli önceliğimizi şekillendirir. Belediyemizin sosyal medya üzerinde aktif olarak öne çıkmasını takipçilerimize borçluyuz. Tüm klasik veya yeni medya takipçilerimiz Belediyemiz ile ilgili paylaştıkları güzel fotoğraflara, videolara, şikayet, eleştiri, talep ve yorumlara ve bizi takip eden herkese teşekkür ediyorum. Bu hizmetler onlar için ne yaptığımızı, nasıl yaptığımızı daha net söylersek 5N 1K’yı bilmek de onların en doğal hakkı ve biz bu bilgilendirmeyi ancak bu yollarla yayıp onlara hesap verebiliyoruz. Bizi takip etmeye, takipçi ve üye sayımızı çoğaltarak olumlu ya da olumsuz eleştirmeye devam etsinler ki biz de gelişelim doğru ve yanlışlarımızı görelim.

“Sokrates ünlü savunmasının ikinci bölümünde şöyle der; ‘Yavaş olan ve dürtülmesi gereken bir atı andıran devleti/belediyeyi yerinden oynatmak için Tanrı’nın başınıza tebelleş ettiği benim gibi bir at sineğini kolay bulamazsınız. Ben sorularımla/ uyarılarımla/ şikayetlerimle/ serzenişlerimle/ itirazlarım ve kendine has çözüm önerilerimle tanrının devletin/belediyenin/Beyazmasa’nın başına tebelleş ettiği at sineğiyim; Benim gibi birini kolay kolay bulamayacaksınız yargıçlar/başkanlar/başkan yardımcıları; onun için beni esirgemenizi, kendinizi benden yoksundurmamanızı salık veririm. Ama belki de uykusundan birden uyandırılan biri gibi, canı sıkılarak uzun boylu düşünmeden beni kolayca Delete edebilirsiniz. Tanrı size/belediyelere acıyıp benim yerime başka bir atsineği gönderinceye kadar, yaşamınızın geri kalan bölümünde uykuya dalarsınız gene.’ (Sokrates’in Savunması’ndan.)

Beyazmasa’nın mükemmellik modelini temel alan stratejilerle sağlıklı ve kaliteli yaşamın kapılarını halkımızla birlikte açıyor, hemşehri memnuniyetini bağlılığa dönüştürüyoruz. Tüm çalışmalarımızın uzun soluklu ve kaliteli olması, başarımızı sürdürülebilir kılıyor ve halkımızı Büyükşehir Ailemiz’in bir parçası yapıyor.

 

Hırsızlık para mal mı çalmaktır?

Mutluluk çalmak hırsızlık sayılmaz mı? Victor HUGO

 

SICAK KANLI BELEDİYELERİN SOSYAL MEDYA İLE İMTİHANI YAZ OKULUNA KALMAZ

 

HALK, KENDİLERİNE NELER VERİLDİĞİNE DEĞİL, KENDİLERİ İÇİN NELERDEN VAZGEÇİLDİĞİNE BAKAR...
 

 
Toplam blog
: 15
: 1265
Kayıt tarihi
: 15.12.09
 
 

1955 yılında Trabzon'da harika bir ailede büyüdüm, değerlerimi buradan aldım. Ne zaman bir kitabe..