Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '07

 
Kategori
Projeler
 

Sosyal yenilik başarı örnekleri 17: Deniz Feneri

Sosyal yenilik başarı örnekleri 17:  Deniz Feneri
 

Bir sosyal yenilik vakası olarak Deniz Feneri’nin başarı öyküsü..

“Yardımseverlik. Merhamet. Şefkat. İyilik. Umut. Paylaşım. Hayırseverlik. Hassasiyet. İnsanlık. Cömertlik. Fedakarlık. Kardeşlik. Samimiyet. Hasret. İletişim. Hüzün. Vicdan. Dert. Izdırap. Ümit. İnanç. Sevgi. Hak. Dayanışma. Yardımlaşma. Hakkaniyet. Gönül. Zekat. Bağış. Çare. Çözüm. Vermek. Güven.”

Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel mirasında bu kelimelerin özel bir yeri var.

Bu kelimeler size neyi çağrıştırıyor?

Bazı kelimeler vardır. Duyduğunuzda içinizde bir şeyler kıpırdar. Yüreğiniz bir hoş olur. “Deniz Feneri” pek çoğumuz için böylesine anlamlı ve derin iki kelime. Sokaktaki insanın aklına “Deniz Feneri” denince yukarıdaki paragrafta yer alan kelimeler geliyor. Deniz Feneri, anlam kabında bütün bu kavramları ve daha fazlasını barındırıyor.

Peki 1998’de kurulan Deniz Feneri, bu kadar kısa süre içerisinde nasıl bu kadar anlamı ve derinliği barındıracak bir marka haline geldi?

Cevap: Türk halkı Deniz Feneri’ne gerçekten güvendi ve onu bağrına bastı. Yapılan işin gerekliliğine, samimiyetine, aciliyetine inanan Türk insanı, çekinmeden elindekini avucundakini paylaştı.

Vermek aslında bizim genlerimizde var. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen bir rahmet peygamberinin izinden gidiyoruz biz. Anadolu’nun mayasında paylaşım, fedakarlık, kardeşlik, sevgi, merhamet var. Bizim insanımız fakire, düşküne, güçsüze, yaşlıya, özürlüye, anneye, babaya merhametlidir. Bizim insanımızın yüreği geniştir. Bizim insanımızın sevgisi bir okyanus kadar engindir. Bizim insanımız inandığı zaman destanlar yazar, destanlar yaşar.

İşte Deniz Feneri böyle bir destan. Sessizce yazılan bir destan. Alçakgönüllülükle yazılan bir destan. Sevginin, paylaşımın, hayırseverliğin, cömertliğin destanı. Öyle bir destan ki bu, her gün onlarca mısrası yazılıyor. Öyle bir destan ki bu 40 bin gönüllü tarafından paylaşılıyor. Öyle bir destan ki bu, onbinlerce insanın vicdanını rahatlatıyor. Öyle bir destan ki bu, yüzbinlerce aileye aş, ekmek, umut, sevinç, çare, çözüm, ışık oluyor.

Deryalar bir damla ile başlar. Bir rahmet damlası yeter. Bir kıvılcım yeter. Yaradan dileyince az bollardan bol olur.

Deniz Feneri, bir yardım fikriyle başladı. Poşetlerle marketlerden evlerin önüne yardım malzemeleri konuldu.



Deniz Feneri, bir TV programı ile başladı. Yıl 1996. Ramazan ayı. Kanal 7. Şehir ve Ramazan. Uğur Arslan ve İbrahim Uğurlu. Amaç yoksulluğa dikkat çekmek ve yardımseverliği teşvik etmek.

Program öylesine ilgi çekiyor ki bir momentum oluşuyor. Ramazan bereketini gösteriyor. Damlalar akarsu haline geliyor. Ramazan sonrasında da programa devam kararı alınıyor. Programın ismi “Deniz Feneri” konuluyor.

Böylece, ülkemizin topluma en fazla nüfuz eden hayırseverlik dalgası başlıyor. Türkiye’de bir “iyilik hareketi” meydana geliyor.

Türk toplumunda yardım etme ve hayır işleme farkındalığı giderek artıyor. Deniz Feneri, bu açıdan “sosyal bir katalizör kurum” ve “eşik noktası” fonksiyonu görüyor. Yardımlar logaritmik olarak artıyor. Yardım isteyenler logaritmik olarak artıyor.

Yıl 1998. Kalıcı ve bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak Deniz Feneri kuruluyor. Türk insanı bu iyilik hareketine inanıyor ve gönülden sahip çıkıyor. Yıllarca devam etmiş olan kronik güvensizlik hali yerini güvene bırakıyor. Bağış yapanlar yardımlarının doğru yere gidip gitmediğini kontrol ediyor ve öğrenince vicdanen rahat ediyorlar.

Deniz Feneri yetkilileri ve gönüllüleri bu güvene layık olabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Deniz Feneri, kısa zamanda Türkiye’nin hayırseverlik platformu ve yardımseverlik portalı haline geliyor.

Deniz Feneri, yıllık 100 milyon dolarlık dev bir bütçeyle Türkiye başta olmak üzere 30'u aşkın ülkede yoksul insanlara yardım götürüyor.

Deniz Feneri, Türkiye'de 81 ilin tamamına olmak üzere bugüne kadar yaklaşık 1. 5 milyon insana yardım eli uzattı.

Deniz Feneri’nin başarısının altında yatan temel bazı faktörler var:

• Anadolu’nun tarihi ve kültürel mirasındaki vakıf ve dayanışma ilkelerini yeniden hayata geçirme
• Türk kültürünün öz değerlerini vurgulama
• Sokaktaki vatandaşın güvenini ve teveccühünü kazanma
• Vicdanlara hitap etmesi ve evrensel bir iyilik hareketi başlatması
• Fakir insanların ve ailelerin hayır dualarını alma
• Yoksullukla mücadele ve yardımseverlik alanlarında markalaşma
• Toplam kalite ilkelerinin ve tekniklerinin tüm süreçlerde ve organizasyonun her kademesinde uygulanması
• Şeffaflık ve güven tesisi
• Profesyonel STK yönetim ilkelerinin uygulanması
• Huzur ve dayanışma dolu bir ortamda etkin takım çalışması
• Sivil toplum kuruluşu olarak profesyonelleşme ve kurumsallaşma
• STK’larda gönüllülük, ARGE, markalaşma, teknoloji, stratejik planlama gibi konularda atılımlar yapılması ve sürekli projeler yürütülmesi

Örneğin toplam kalite boyutunu ele alalım: ISO 9002 Kalite Belgesi alınıyor. Kalite birimleri ve sistemleri kuruluyor. Her yardım malzemesi barkod sistemiyle kaydediliyor. Bir çift çorabın dahi kimin tarafından bağışlandığı, hangi tarihte kime teslim edildiği elektroni veri tabanında görülebiliyor. Yardım paketlerinin hazırlanma ve dağıtılmasında toplam kalite ilkelerine sonuna kadar riayet ediliyor. Sosyal inceleme yapılarak gerçekten ihtiyaç halinde olan aileler tesbir ediliyor.

Deniz Feneri’nde yoksulluk da, yardım da çok boyutlu, sistematik ve bütüncül olarak ele alınıyor. Ailelere gıda, giyim, nakit, eğitim, sağlık, ev eşyası, yakacak, barınma ve temizlik gibi pek çok kalemde yardım yaplıyor. Kalıcı ve sürdürülebilir bir yardım hizmeti gerçekleştirilmesi için çalışılıyor. Balık vermek yerine balık tutmak ön plana çıkarılıyor. Yardım alacak ailelerin ideolojik, siyasi, dini profiline kesinlikle bakılmıyor ve ihtiyaç halindeki her aileye ulaşılmaya çalışılıyor.

Birleşmiş Milletler ve ECOSOC ile ortaklaşa çalışan Deniz Feneri yurtdışında da çalışmalarını aktif olarak sürdürüyor. Balkan ülkelerinde 21 bin 500 gıda kolisi, 6 bin 500 kırtasiye seti, Afrika ülkelerinde 15 bin gıda kolisi, Lübnan ve Filistin'de 7 bin adet gıda kolisi dağıtılmış, Nijer'de 10 adet içme suyu kuyusu açılmış, Lübnan'da açılan aşevi bin kişiye hizmet veriyor. Endonezya'da bin kişilik bir okul, 200 depremzedeye ev, 5 gemi, 50 kişinin çalışabildiği balıkçı teknesi, 250 bin euroluk mikro kredi yardımı götürüldü. Deprem bölgesi Pakistan'a da giden dernek, ülkede 13 okul ve bir üniversite açıyor. Okulların ve Hazara Üniversitesi'nin kampuslarının yapımı halen sürüyor.

Deniz Feneri Genel Başkanı Engin Yılmaz, her ay ortalama 30 bin ailenin kendilerine yardım başvurusunda bulunduğunu dile getirerek, “Aile fertleriyle birlikte ayda 40-45 bin kişi bize başvuruyor ve her ay bir stadyum dolusu insanın sosyal incelemesini yapıp ihtiyacı olanlara yardımda bulunuyoruz. Ama bunu kurduğumuz sistem sayesinde kimse görmüyor. Çünkü biz yardım malzemelerini kamyonlara yükleyip götürüp herkesin gözü önünde insanların üzerine atmıyoruz. Hediye paketi yapıp ihtiyaç sahiplerinin evine gönderiyoruz" diyor.

"Bugüne kadar 30 farklı ülkede 30 milyon dolar civarında yardım malzemesi dağıttık. Bu büyüme şeffaflığın bir sonucu. Bize bağışta bulunanlar, bağışlarının gerçekten yerine ulaştığına emin olabiliyor" dedi. Yılmaz, derneğe yapılan bağışların tamamının halktan geldiğini, devletten veya uluslararası herhangi bir kuruluştan hiçbir şekilde bağış almadıklarını ifade ederek, bağışçılar ile yardıma muhtaç, insan larvasında bir köprü vazifesi gördüklerini söyledi.

Ramazanda Deniz Feneri’nin özel dizayn edilmiş tırı 1 ay boyunca İstanbul'un 15 farklı noktasında iftar verdi, gelemeyecek durumda olanların evine sıcak yemek ulaştırdı. "Bir kumanya da sen bağışla" kampanyasıyla yaklaşık 20 bin kumanya toplayıp ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Ramazan Bayramı'nda da "Gülen Yüzler" adıyla düzenleyecekleri kampanyayla toplayacakları giysilerle yaklaşık 20 bin çocuk giydirildi.

Deniz Feneri, her biri marka haline gelmiş yenilkçi projeleriyle dikkat çekiyor. Bu projelerin her biri sosyal yaralara melhem olabilecek kalitede, çapta, derinlikte ve kalıcılıkta projeler. Bu projeler Türkiye’nin dört bir yanında başarıyla ve umutla uygulanıyor. İşte Deniz Feneri’nin ışık yaydığı alanlar ve örnek projelerden bazıları:

Su Medeniyettir Projesi: Ülkemizde binlerce susuz köy var. Kadınlarımız ve çocuklarımız yazın sıcağında, kışın soğuğunda evlerine bir kova su getirebilmek için kilometrelerce yol yürüyor. Deniz Feneri gönüllüleri, susuzluk problemi olan köylere su götürüyor, çeşmeler yaptırıyor. Tek tek köylerde tespit yaptırıp, kaynağı bulup gerekli tesisatın kurulmasını sağlayarak, o topraklara suyu, yani medeniyeti götürüyorlar. Sinop’tan Amasya’ya, Kilis’ten

Mavi Kelebekler Projesi: 81 ilde 100 bin öğrencinin kırtasiye ihtiyacını karşılama ve eğitim yardımı projesi. 2003 yılında başlatılan ihtiyaç sahibi öğrencilere kırtasiye yardımını öngören "mavi kelebek" projesi, bu yıl 81 ilde il milli eğitim müdürlükleri tarafından tespit edilen 100 bin öğrenciye kırtasiye yardımı yapıyor. İhtiyaç sahibi öğrencilere ulaştırılacak çanta, defter, kalem, sulu boya, kuru boya ve diğer kırtasiye malzemesi yüklü tırlar, İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum'daki dernek merkezlerinden hareket ediyor ve muhtaç öğrencilere kitap, defter, kalem, eğitim ve bilim aydınlığını taşıyor.

Ücretsiz Giyim Mağazaları: Deniz Feneri Derneğinin yoksullar ve kimsesizlere ücretsiz giysi dağıtılan giyim mağazaları hizmet vermeye devam ediyor. Deniz Feneri mağazalarında, çocuk yuvalarında ve koruyucu aile yanında kalan çocuklar, huzurevleri, özürlü merkezleri ve kadın sığınma evlerinde kalanlar ücretsiz olarak giydiriliyor. İstanbul'da, Zeytinburnu ve Üsküdar'dan sonra şimdi de Bağcılar'da hizmete giren giyim mağazasının açılışı yapıldı. İzmir ve Ankara'da da birer giyim mağaza olan Deniz Feneri Derneği, Bağcılar'daki yeni mağazayla, çocuk yuvalarından, koruyucu aile yanında kalan çocuklar, huzurevleri, özürlü merkezleri ve kadın sığınma evlerinden 3 ayda 3 bin kişiyi tepeden tırnağa giyindirmeyi hedefliyor. Dernek, açtığı mağazalardan bu yılın ilk 6 ayında, 4 milyon 300 bin YTL’lik giyim yardımında bulundu.

Ben de Deniz Görmek İstiyorum: Diyarbakırlı çocuklar’ın deniz sevinci. İlk defa Diyarbakır valiliği'nin "ben de deniz görmek istiyorum projesi" kapsamında İstanbul'a getirilen 20 çocuk, ilk kez denizi görmenin mutluluğunu yaşadı. Deniz Feneri Derneği'nin misafiri olan çocuklar, vapur ile İstanbul boğazı'nda tura çıktı. Boğaz turu öncesi İstanbul ile ilgili düşüncelerini ifade eden çocuklardan Ozan Güneş, ilk kez İstanbul'a geldiğini ve çok heyecanlandığını söyledi. Gülbahar Öner de Diyarbakır dışına ilk kez çıktığını belirterek, "Denizi daha önce biliyordum ama bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Çok şaşırdım" dedi.

1001 Çocuk 1001 Dilek Projesi: Deniz Feneri her 23 Nisan’da yoksul çocukların dileklerini sorup gerçekleşiyor. Türkiye'nin her bölgesindeki yoksul çocuklara "Çok paran olsa ne alırdın?" diye soruluyor, dileklerini içeren mektuplar toplanıyor ve bu dilekler www.1001dilek.com adresinde yayınlanıyor. Dileklerin yanına, maddi karşılığı da yazılıyor. Bu adreste yayınlanan binlerce dilek, hayırseverler tarafından karşılanıyor. Siteye giren hayırseverler 50 ile 1000 YTL arasında değişen bu isteklerden birini karşılamak isterlerse "Dileğini gerçekleştir" tuşuna basıyor ve o hayali gerçekleştiriyorlar.
Yoksul çocuk mektuplarında göze çarpan bir dilek çocukların para bulsalar başka yoksullara yardım etmek istemeleri.

“Yüzyılın İyilik Hareketi"ne siz de katılmak ister misiniz?

Deniz Feneri Derneği'nin faaliyetleri ile ilgili olarak www.denizfeneri.org.tr web adresinden, +90 212 414 6060 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..