Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '07

 
Kategori
Haber
 

Sosyal yenilik başarı örnekleri 20: Yardım kuruluşlarımız

Sosyal yenilik başarı örnekleri 20:  Yardım kuruluşlarımız
 

Yardımseverlik. Merhamet. Şefkat. İyilik. Umut. Paylaşım. Hayırseverlik. Hassasiyet. İnsanlık. Cömertlik. Fedakarlık. Kardeşlik. Samimiyet. İletişim. Vicdan. Ümit. İnanç. Sevgi. Hak. Dayanışma. Yardımlaşma. Hakkaniyet. Gönül. Zekat. Bağış. Vermek. Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel değerleri.

Bu kültürel değerlere sahip çıkan ve bu değerleri 21. yüzyılda yeniden yeşerten sivil toplum yardım kuruluşlarımız, dünyanın dört bir yanında yardıma muhtaç insanlara ışık, ekmek, aş, umut, inanç, çare, çözüm oluyor. İşte Deniz Feneri, Kimse Yok mu ve destan yazan tüm yardım kuruluşlarımız..


ÖRNEK VAKA 1: AB'DE GURURUMUZ YARDIM KURULUŞLARIMIZ

"Sivil toplumun yardımları AB'de Türkiye'nin gururu oldu"

Süleyman Kurt'UN Haberi - Zaman

Yurtiçi ve yurtdışındaki afetlerinin ardından ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan Türk sivil toplum örgütleri, AB sürecinde Türkiye'nin gururu oldu.

AB ile tam üyelik müzakereleri sürerken Ankara, Kimse Yok mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, İnsani Yardım Vakfı, Deniz Feneri Derneği ile İstanbul Uluslararası Kardeşlik ve Dayanışma Derneği'nin isimlerini "insanî yardım alanında en dikkat çekici sivil toplum örgütleri" olarak Brüksel'e bildirdi. AB tam üyelik sürecinde tarama dönemi ekim ayı başında bitti.

30. başlık olan "Dış ilişkiler" faslında ayrıntılı tarama 13 Eylül'de Brüksel'de yapıldı. Toplantının ardından AB Komisyonu, Türk tarafından bazı soruların yazılı olarak cevaplanmasını istedi. Ankara'ya "Gelişme politikaları" başlığı altında bir dizi soru yöneltildi. Sivil toplum örgütlenmesine verdiği önemle bilinen Brüksel, "Ülkenizde, insanî yardımlar konusuyla özel olarak ilgilenen sivil toplum örgütleri var mı? Gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma faaliyetleri nelerdir?" diye sordu.

Türkiye, cevapları yazılı olarak geçtiğimiz günlerde AB Komisyonu'na iletti. Ankara'nın sunduğu listede, insanî yardım konularıyla ilgilenen sivil toplum örgütleri arasında 'Kimse Yok mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, İnsani Yardım Vakfı (İHH), Deniz Feneri Derneği ile İstanbul Uluslararası Kardeşlik ve Dayanışma Derneği' dikkat çekici örnekler olarak sıralandı.

Metinde, "Türk sivil toplum örgütleri, Pakistan ve Güney Asya'da yaşanan deprem ve tsunami gibi doğal afetlerde rehabilitasyon faaliyetlerinde bulundu." bilgisine yer verildi. Ayrıca Türk yardım derneklerinin; Filistin, Afganistan ve Irak'taki yardıma ihtiyacı olanların yanında olduğu dile getirildi. Ankara, "Bazı Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) Lübnan'a insani yardımlarda çok aktif olarak yer aldı. Bunun da ötesinde, STÖ'ler, acil durumlarda daha etkili ve hızlı yardım ulaştırabilmek için devlet kurumları ile yakın işbirliği içindeler. Türk STÖ'ler, aynı zamanda, komşu ülkeler ve Afrika'da yardım faaliyetlerine de katılıyor." bilgisini verdi. 2004'te Dernekler Kanunu'nda yapılan değişiklikle sivil toplum örgütlerinin önü açıldı.

Yardım kuruluşları, Güney Asya'da yaşanan deprem ve tsunami ile Pakistan depreminin ardından ilk yardıma koşanlar arasındaydı. İsrail saldırısı altında bulunan Filistin, yine İsrail'in saldırılarına maruz kalan ve büyük bir yıkım yaşayan Lübnan, yardım kuruluşlarının yoğun faaliyette bulundukları yerler arasında.

Geçen sene ekim ayında Pakistan'da yaşanan depremin ardından yapılan yardımlar, Türk sivil toplum örgütlerinin başarılı faaliyetlerinden yalnızca biri. Türkiye'den Pakistan'a ulaşan ayni ve nakdi yardımların 250 milyon doları bulduğu bildiriliyor. Yardımlar, Pakistan tarafından da takdir ediliyor.

Pakistan Başbakanı Şevket Aziz bu durumu, "Bizi en fazla etkileyen, deprem bölgesi Keşmir'e gittiğimizde oraya bizden önce gelen Türk doktor ve öğretmenleriydi." sözleriyle anlatıyordu. Pakistan Meclisi de, yardıma koşan kişi ve kuruluşları özel bir kanunla ödüllendirmişti. Pakistan'ın en yüksek ödülü sayılan Fedakârlık Madalyası'na layık görülenler arasında 7 yaşındaki Türk kızı Ervan Yalçın da vardı. Ervan, felaketin ardından Pakistanlılara bileziğini göndermişti.

Kızılay ve TİKA da gurur kaynağı Türk yardım kuruluşları, Pakistan'da pek çok kalıcı projeyi de hayata geçirdi. Kimse Yok mu Derneği, felaketin ardından bölgeye ilk giden sivil toplum kuruluşuydu. Dernek, 6'sı Keşmir'de, 4'ü de Serhad eyaletinde olmak üzere inşa ettiği toplam 10 okulu Pakistan hükümetine teslim etti. Dernek, Türk halkının 12 milyon dolarlık yardımını da ulaştırdı. Keşmir'de bir hastane inşaatı dernek tarafından üstlenildi.

İHH, Muzafferabad'da çadır kent kurdu. İHH, Muzafferabad'ın Rara bölgesinde 400 öğrenci kapasiteli bir yatılı okul inşa etti. Ankara'nın AB Komisyonu'na gönderdiği yazılı cevapta, Türk Kızılay teşkilatının yaptıkları da ayrıntılı biçimde anlatıldı. Kızılay'ın, Türkiye'nin afet yönetimi ve insani yardım yapılanmasında önemli rol oynadığı aktarıldı. Brüksel, Ankara'ya, Türkiye'nin İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Kalkınma Yardımları Komitesi'ndeki (DAC) "gözlemci" üyeliğini hatırlatarak, bu alandaki faaliyetlerini de sordu. Son yıllarda kalkınma yardımları konusunda önemli ilerlemeler sağlayan Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın (TİKA) faaliyetleri, Brüksel'e özetle anlatıldı. TİKA'nın, eski Sovyet ülkeleri, dağılan Yugoslav ülkeleri ile Afrika ve Ortadoğu'da faaliyette bulunduğu hatırlatıldı.

Her şey bir televizyon programıyla başladı "Samanyolu Televizyonu" bünyesinde 2002 yılında yayına başlayan "Kimse Yok mu?" programı, kimsesiz, mutsuz ve yarınından ümitsiz insanlara el uzatmak ve bir ışık olmak gayesiyle yola çıkmıştı. Daha sonra aynı isimle bir dernek kuruldu. Dernek, Türkiye'deki "yoksulluk" sorununu aşmak için "kardeş aile" projesi başlattı, gıda yardımlarında bulundu, iftar çadırları kurdu. Dernek, Bingöl Karlıova depreminin ardından gıda yardımı yaptı. Kimse Yok mu Derneği, Güney Asya depremi ve tsunami ile Pakistan depremlerinde yaraları sardı. Filistin ve Lübnan için yardım kampanyaları düzenledi. Lübnan'a, 3 TIR kuru gıda, 1 TIR temizlik malzemesi, 10 TIR un gönderdi.

Deniz Feneri Derneği yetkilileri de, yardım götürdükleri ülke sayısının 30'u geçtiğini, yardım miktarının da 30 milyon doların üzerinde olduğunu aktarıyor. Bir televizyon kanalındaki programla 1996'da yardım çalışması başlatan, 1998'de dernek olan Deniz Feneri, bugün yıllık 100 milyon dolarlık bütçeyle, Türkiye başta olmak üzere 30'u aşkın ülkede yoksul insanlara yardım götürüyor. 1996 yılında "Deniz Feneri" isimli TV programıyla yoksullara yönelik faaliyetlerine başlayan Deniz Feneri Derneği, yıllık 100 milyon dolarlık bir bütçeye ulaştı. Dernek, geçen sene deprem felaketi yaşayan Pakistan'da 13 ilköğretim okulu ve bir lise yaptırıyor. Deniz Feneri, Saraybosna'da 5 bin öğrencinin eğitim göreceği bir üniversite yapıyor, Kosova'da da yapımı bitirilen 2 okul geçtiğimiz günlerde teslim edildi. Lübnan hükümetine de 5 ambulans verildi.

Süleyman Kurt - Diplomasi Muhabi


ÖRNEK VAKA 2: PAKİSTAN'A YARDIM OPERASYONLARI

Türkiye'nin YÜz Akı: Pakistan'daki yardım ekiplerimiz

Yeni Şafak'ın Haberi

Pakistan'daki deprem felaketi duyulur duyulmaz ilk yardıma koşan Türk ekipleriydi. Yardım ekipleri, hem kardeşlerimizin canını kurtardı; hem yedirdi, içirdi, hem de Türkiye'nin yüzünü ağarttı.

İHH, Kızılay ve Deniz Feneri'nin acil yardım ekipleri ile TSK, AKUT ve GEA gibi aramakurtarma timleri, mucizevi kurtarmalara imza attılar, felaketzedelere sıcak aş ve çadır sağladılar.

Türkiye, 1999 depreminden nasıl ders aldığını ve felaketin acısını nasıl hala canlı hissettiğini, Pakistan'daki büyük depremin ardından ortaya koyduğu refleksle gösterdi. Deprem haberi gelmesinin hemen ardından özellikle birer sivil toplum inisiyatifi olarak kurulan İnsan Hak ve Hürriyetleri Vakfı (İHH) ve Deniz Feneri Derneği'nin yardım ekipleri ile TSK ve AKUT'un kurtarma timleri ilk harekete geçen kurumlar oldu. Kızılay da bu kez zamanında harekete geçerken, Türkiye'nin aramakurtarma ekipleri de soluğu Pakistan'da aldı. Türk ekipleri, ilk günden itibaren üstün gayretlerini ortaya koyarken, çok sayıda insanı kurtarmanın, yiyecek ve çadır sağlamanın mutluluğunu, kendilerine "Türkiye, Türkiye" sloganlarıyla sevgi gösterilerinde bulunan Pakistan halkıyla birlikte yaşadı. Depremin ardından bölgeye giden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekibi ve yardım malzemeleri de bölgeye ulaştı. KKTC Kızılay'ınca deprem bölgesine gönderilen yardım İslamabad'da Pakistanlı yetkililere teslim edildi.

3 günde 700 çadır kurdu

İHH, Cumartesi günü meydana gelen, Pakistan ve Keşmir'de büyük yıkım ve acılara neden olan deprem sonrası, bölgeye ilk hareket eden ekip oldu. Zaten Ramazan nedeniyle 25 ülkede iftar çadırı kurarak kumanya dağıtan İHH ekiplerinden biri o sırada Keşmir'e 12 kilometre uzaklıkta bulunuyordu. İHH Basın Sözcüsü Osman Atalay, "bu nedenle deprem sonrası afetzedelerin yardımına ilk koşan biz olduk" diyor. Keşmir ile kuzey bölgelerinin odak noktasında bulunan Gami Habibullah'ta çalışma başlatan İHH, İslamabad'da büyük bir depo, Mansera bölgesinde de dağıtım deposu oluşturdu. Pakistan hükümeti, Gami Habibullah'ta 100, Muzafferabad'da 300, Bagh'da 200, Rawalakot'ta da 100 adet olmak üzere, 4 ayrı bölgede 700 çadır kuran İHH'ya, başarılı çalışmaları nedeniyle, bir de helikopter tahsis etti. Depolardan yardım malzemeleri yüklenen kamyonlar ve helikopter, Pakistan'ın köylerine yardım götürüyor. Çalışmaları çekirdek bir ekip yönetiyor ve onlarca gönüllü afetzedelerle aynı hayat şartlarında çalışarak onlara yardım ulaştırıyor.

500 bin dolarlık acil yardım

Deniz Feneri Derneği de depremin ertesi günü Pakistan'a 3 kişilik bir ekiple üç de kurtarma köpeğini gönderdi. Aynı anda 500 bin dolar tutarında bin battaniye, 5 bin uyku tulumu, bin kişilik giyim malzemesi, tıbbi malzeme, çocuk bezi, hasta bezi, hijyenik malzeme, afet malzemesi, iç çamaşırı, çorap, jeneratör, mum ve kibrit gibi zaruri ihtiyaç malzemelerini de temin ederek deprem bölgesine gönderdi ve gönüllüler aracılığıyla dağıtımına başladı. Ayrıca, 4 kişilik ilk yardım ekibi de önceki gün Pakistan'a gitti. Deniz Feneri, bölgeye 100 çadırlık çadır kent, aşevi ve 200 prefabrik konut projesini de uygulamaya koydu. Dernek, 17 Ağustos depreminde 500, Afyon depreminde de 104 prefabrik ev yaptıran Deniz Feneri, 2000 yılında Etopya'ya 1 milyon dolar yardım ve ekip göndermiş, 2003 sonunda İran depreminde de ilk yardıma koşanlar arasında yer alarak, bölgeye, 11 TIR'la sağlık, gıda ve giyim malzemesi götürmüştü.

Deniz Feneri Derneği 'ekrandan' büyüdü

Kanal 7 Televizyonu'nda Uğur Arslan'ın yaptığı "Deniz Feneri" programında, Ramazanda muhtaçlara yapılan yardımların görüntülerinin insanları etkilemesi, zamanla programda insanlara yardım eli uzatılmasını, ardından da "Deniz Feneri" adıyla bir yardım derneği oluşturulmasını sağladı. 1998'de kurulan Deniz Feneri Derneği, başvurular ve araştırmalar sonucu ulaşılan kişilere maddi ve manevi yardım yapıyor. Dernekte halen 250 bini aşkın yardıma muhtaç ailenin kaydı bulunuyor. Dernek, her ay 20 bin aileye yardım ulaştırıyor. İSO 9001 kalite sistemiyle çalışan derneğin İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 3 şubesi, Erzurum'da da temsilciliği var. Derneğe bağlı 4 lojistik merkezi, 4 giyim mağazası, iki misafirhane ve bir de aş evi bulunuyor. Bütün birimlerde 200 personel görev yapıyor ve muhtaçlara yardım götüren 18 bin gönüllü üyesi bulunuyor.

Kazağın kimde bilirsin

Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz'ın verdiği bilgiye göre, bağış yapmak isteyenler bizzat derneğe giderek, banka veya derneğin internet sitesinden, ayrıca 0212 510 90 90 numaralı telefonu arayarak bağış yapabiliyorlar. Bağışlar muhtaçlara şöyle dağıtılıyor: Yardım başvurusu için nüfus cüzdan fotokopisi ve muhtardan alınacak 'form 5' belgesi almak gerekiyor. Bu kişilerin yaşadığı yere giden Deniz Feneri ekipleri, 80 soruluk bir anketin cevaplarını araştırıyor ve bu raporu komisyona sunuyor. Yardımın yerine ulaştığından emin olmak isteyen hayırseveri de anladıklarını belirten Yılmaz, "Kazağını bağışlayan biri, o kazağın kimin üstünde olduğunu bilir" diyor.

SON SÖZ

Yardım kuruluşlarımızın başarısının altında yatan bazı kritik başarı faktörleri var:

• Anadolu’nun tarihi ve kültürel mirasındaki vakıf anlayışını diriltme
• Anadolu ve ahilik dayanışma ilkelerini yeniden hayata geçirme
• Türk kültürünün öz değerlerini vurgulama
• Vatandaşın güvenini ve teveccühünü kazanma
• Vicdanlara hitap etme
• Evrensel değerler merkezli iyilik hareketi başlatma
• Fakir insanların hayır dualarını alma
• Yoksullukla sistematik mücadele
• Yardımseverlik alanlarında markalaşma
• Toplam kalite ilkelerinin ve tekniklerinin tüm süreçlerde uygulanması
• Şeffaflık ve güven
• Profesyonel STK yönetim ilkelerinin uygulanması
• Huzur ve dayanışma dolu bir ortamda etkin takım çalışması
• Sivil toplum kuruluşu olarak profesyonelleşme ve kurumsallaşma
• STK’larda gönüllülük, ARGE, markalaşma, teknoloji, stratejik planlama
• Yardımın çok boyutlu ele alınması
• Kalıcı ve sürdürülebilir çözümler
• Sınırlar ötesi operasyonlar

Vermek bizim genlerimizde var. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen bir rahmet peygamberinin izinden gidiyoruz biz. Anadolu’nun mayasında paylaşım, fedakarlık, kardeşlik, sevgi, merhamet var. Bizim insanımız fakire, düşküne, güçsüze, yaşlıya, özürlüye, anneye, babaya çok merhametli. Bizim insanımızın yüreği geniş. Bizim insanımızın sevgisi bir okyanus kadar engin. Bizim insanımız inandığı zaman destanlar yazar, destanlar yaşar. İşte yardım kuruluşlarımızın başarıları ve sessizce yazılan destanlar..


 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..