Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '18

 
Kategori
TV Programları
 

Sosyetik Ev Kadınları

Sosyetik Ev Kadınları
 

Fragmanları yayınlandı. Dünyanın pek çok yerinde ilgiyle izlenen iddialı gündüz kuşağı programı “Sosyetik Ev Kadınları” 5 şubatta başlıyor.

Kamuoyunun büyük bir merak içinde ve sabırsızlıkla beklediği programı yayına girmeden hemen önce müstakbel izleyicilerine şöyle bir tanıtmak şart oldu.

Ve, Milliyet Blog camiasının televizyon izlemeden başımıza “çıkıntı” tevlevizyon yorumcusu kesilen nöbetçi tv dikizcisi yazarı olarak bu görev bize düştü.

Bu vesileyle ben de şu anı sabırsızıkla bekliyordum. Zira, fragmanını gördüğüm andan itibaren bir nevi “cinlenmiş” durumdayım.

Programın adı bile; programın, “tıynetini” diyeceğim de editörlerimizin denetiminden geçemeyebileceği aklıma gelince yerine seçtiğim belki daha edepli bir sözcükle ifade etmek gerekirse, programın “mahiyeti”ni, diyelim, açıkça ortaya koyuyor.

“Sosyetik Ev Kadınları”ymış…

Programın ismindeki söylem alaycı. Ya da belki alaycı da demeyelim de, böyle, sanki yüceltiyorlarmış gibi yapılarak gerçekte küçümseme gibi bir şey… Kelimeyi belki tam bulamadım. Aman, neyse işte…

Bahse konu alınanlar ev kadınları. Ama tamamı değil, “sosyetik” olarak nitelendirilen bir kesimi…

“Sosyetik” ev kadınları…

Program için seçilen bu “ad”la programın ilgi çekeceği düşünülmüş.

Vallahi çeker de hani…

Hafta içi her gün saat 12’de yayına girecekmiş.

Haftanın her günü bu saatte, evinde veya iş yerinde televizyonları açık olan halkımızdan, eli işte, (teşbihte hata olmasın) gözü oynaşta olan kesimine hitap etmek üzere hazırlanmış bir program, demek ki!

Efendim, şöyle oluyor.

Fragmanlarda ve medyada reklam edilen görseller var.

Genciyle, daha az genciyle, biraz daha az genciyle, her yaştan 5 güzel hanım… Her biri siyah kaşlı, ama hepsinin saçlarında farklı miktarlarda sarı tonlar… Makyajlar ve takılar yerinde… Dekolteler konsept ayarlarında…

Günün o saatinde erkek izleyiciler garantiye alınmış gibi. E, erkek ilgisi nasıl çekilir merakındaki hanımların bolluğu da dikkate alınırsa reytingler tavan…

Öyle ümit edilmiş olmalı.

Görsellik aynı derecede ilginç konu ve içerikle tamamlanmış olduğunda ki öyle olacağı anlaşılıyor, olay var valla.

Düşünebiliyor musunuz? Birbirinden güzel, becerikli, şık, albenili, ilgi çekici hanımın “özel yaşamları”nı yakından ve ayrıntılarıyla izleme şansı bulacağız.

Hem de kimler kimler… Dergilerin yemek sayfaları yazarı, moda tasarımcısı, davet ve ziyafet organizatörü, zengin mimar, güzellik ve masaj uzmanı… Her biri mesleklerinin zirvelerinde 5 muhteşem sosyetik kadın

Yani görüleceği üzere ev kadınları da değiller. Malum, ev kadını bizde çalışmayan bayanlar için kullanılan bir betimleme.

Özel yaşamları diyince, yani ne kadar özel olduğunu bilemiyorum ama sözcüğün çağrıştırdığı derecede özel olduğunu da sanmıyorum, heveslenmeyin. Aslında açık söyleyeyim, derecesini bilemiyorum, yanıltmış da olmayayım. Belki ben yanılıyorum… Bir “özel yaşam” miktarı var da işte artık ne kadar, izleyince görürsünüz… Bunu da bana sormayın.

Program, televizyon yayıncılığımızın olmazsa olmazlarından olduğu üzere “kopya”.

Yani beklendiği üzere, bu derece karmaşık ve böylesine teknolojik gelişmişlik gerektiren bu  muhteşem programı düşünebilme, tasarlayabilme, hazırlayabilme ve ekranlara taşıyabilme düzeyinde gelişmişliğimiz(!) olmadığına göre, programın yabancı versiyonlarından türetilmiş olmasında şaşılacak bir durum da yok yani.

Yavaştan kendi uzmanlık alanımıza geçiş yaptığımızı fark ettiniz…

Konuya çıkıntı, muhalif, aykırı bir pencereden maydanoz olma durumundan bahsediyorum.

Evet, daha fazla dayanamayacağım, söylemek zorundayım, bu program, “Sosyetik Ev Kadınları” adlı bu ithal program, daha doğrusu batılı emperyal çevrelerce milletimize layık görülerek pazarlanan ve izlettirilmesine ahdedilmiş olan bu uyduruk ötesi program ne yayınlayacak tv kanalına ve ne de halkımıza layık. 

Yakışmıyor…

Bu ve bunun gibi programları kim, hangi yarara binaen, neden yayınlama ihtiyacı duyar, kesinlikle izahı şart.

Program NBC Universal formatlı The Real Housewives adlı Amerikan yapımı programın Türkiye versiyonu.[1]

Programın orjinalinin adı “Gerçek Ev Kadınları”. Bizdeki adı “Sosyetik Ev Kadınları” olmuş. Kurnazlık dikkatlerden kaçmıyor. Sözüm ona gerçek ev kadınlarının sosyetik ev kadınları merakları gıdıklanmaya çalışılmış. İnsanların algı dünyalarında oluşturulmaya çalışılan merakları mucib bir sosyetik ev kadını kimliği üzerinden beğeni düzeylerine göre farklı kimseler nezdinde bir yandan küçümseme ve öte yandan özendirme ve benimsetme amaçlı bir yozlaştırma, tüketim dürtülerini harekete geçirme, algı pencerelerini değiştirme, pazarlama faaliyeti...

Sosyetik sözcüğü üzerinde de kısaca duralım.

Sözcük “sosyete” sözcüğünden türetilmiş.

Sosyete, bir toplulukta gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşam biçimleri olan topluluk[2] olarak tanımlanabiliyor. Türk Dil Kurumu sözlüğündeki tanım da bu.

Konuşma dilinde “burjuva” karşılığında kullanımı da yaygın.

Sosyetik, sosyete sözcüğünün anlamından ve içeriğinden koparılarak olumsuz çağrışımlar yüklenmiş olan ve galiba “görgüsüz zengin” anlamında kullanıldığı düşünülen bir sözcük gibi.

Açık ve net olarak ifade etmek gerekirse “sosyete” öyle “sosyetik” sözcüğüyle küçümsenebilecek, alaya alınabilecek, küçük görülebilecek bir “topluluk” değil.

Sosyete, toplumun görece üst gelir gruplarına mensup ve ancak eğitimli, aile terbiyesi almış, para harcarken böbürlenmeyen, nerede nasıl davranacağını bilen, kendilerine has yüksek yaşam düzeyleri olan, estetik beğenileri yüksek, sanatsal-kültürel gelişimin ve aydınlanmanın motor gücü, aristokrat veya burjuva kökenlerine bakılmaksızın dünyanın bugünkü gelişmişlik düzeyinin borçlu olunduğu toplumsal kesimleri ihtiva eden bir sosyolojik olgudur.

Sosyete, çok uluslu şirketler aracılığıyla kurulan dünya imparatorluğuna rağmen günümüzde gelinmiş olan aşaması itibariyle kısıtlı bir coğrafyada ancak yaşam bulmuş  olsa da mevcut sosyal refah düzeyinin fikri alt yapısını oluşturan aydınlanma öncülerini bünyesinde yaratmış sosyal temeldir.

Antik yunan kültürünün temellerinden ortaçağ rönesansına, kilise ve merkezi krallık despotizmlerinden parlamenter demokrasiye ve Fransız İhtilaline, insan hakları kavramına, laikliğe, hümanizme varış öyküsünün öncü sosyal topluluklarıdır.

Sosyete dünyasında kadın tarihten günümüze yücedir. Antik yunanda tanrıçadır, Türklerde Ak Ana’dır, handır, han’ımdır, ailenin reisidir. Batıda prensestir, çariçedir, kraliçedir. Osmanlıda Hürrem sultandır, Kösem sultandır…

Sosyetede kadın, öyle “sosyetik” adlandırmasıyla “seyirlik”, gıybetlik, eğlencelik bir obje değildir.

Sosyetede kadın türlü çeşitli donlarda karakterize edilerek, biraz cilve, biraz işve, biraz boya makyaj, biraz dekolte, bol boş şamatayla, araya ürün yerleştirme kurnazlıklarıyla, harala gürele günün tüm öğleden sonrasında, gözüyle başıyla televizyon izleyecek geniş kitlelerin oyalanma avunma malzemesi değildir.

Bu program, görünen köye kılavuz gerekmez misali memlekete, millete hiçbir yararı olmadığı gibi ciddiyetsizlik ve boş vermişlik modasıyla  iyice dejenere olmaya yüz tutmuş kimliğimizi büsbütün yıkıma götüren süreçte temelden bir tuğla daha çekip almaktan başka bir işe yaramaz.

İzleyeceğiz, yanılmış olan biz isek, özür dileyeceğiz, haklı çıkarsak, bu yozlaşma değirmenine su taşımış çevreleri açık seçik kınayacağız.

Yeter ya…

Bir gün evlilik programları, bir gün ekran mahkemeleri, bir gün stil kavgaları, gına getirmiş dizileri, sözüm ona para kazandıran yarışmaları…

Yeteeer!

Ve sevgili okurum, benim bunun gibi çok güzel daha pek çok blogum var, küçük bir gezintiye ne dersin? Yukarıdaki "bloglarım" sekmesine tıklaman yeterli...

 

Kenan IŞIK

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..