Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sosyo-ekonomik hayatta kadın

Sosyo-ekonomik hayatta kadın
 

“..Ve kadınlar, bizim kadınlarımız : korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…” diye devam eder Nazım Hikmet’in güzel dizeleri.

Ortaçağ dünyasında ki kadının yerini Anadolu’dan vurgularla çok çarpıcı bir dille anlatmış büyük şair. Maalesef bizim kadınlarımız da güneşin hala aydınlatamadığı çağlarda güzel yurdumda ikinci insan muamelesine maruz kalmış. Atla, silahla eş görülmüş ezilmiş, bütün haklarından yoksun bırakılmış. Koyun gibi alınıp satılmış, namus tabuları altında kanları dökülmüş.

Ama en sonunda güneşin tüm dünyayı ışıtmasıyla birlikte aydınlık çağa kavuşan insanoğlu kadının üzerindeki ikinci sınıf yaratılmış perdesini kaldırmaya başlamış. Meslek ve el işi okulu dışında kızlar için ilk devlet liseleri Prusya’da 1872’de açılmış. Viyana Üniversitesi kız öğrenci alımına 1897 yılında başlamış. Anadolu’ya geldiğimizde ise ilk kız lisesi Osmanlı döneminde 1880 de açılmış. Darülfünun da karma eğitime 1914 yılında başlanmış olsa da bir süre sonra askıya alınmıştır. Ama cumhuriyet döneminin ardından tekrar ilelebet karma olmuştur.

Kadınlar eğitim hakkından sonra seçme ve seçilme hakkı gibi bir çok temek hakkına kavuşmuştur ve kavuşmaya devam etmektedir. Hala bazı doğuştan kör zihniyetler tarafından erkeğin bir iliğinden yaratılmış ikinci sınıf bir canlı olarak görülse de kadınlarımız bugün mevcut olan sosyal yaşamın en az erkekler kadar merkez taşlarından biri olmayı başarmıştır.

Ama kadınların bir şövalye onuruyla giremedikleri tek yer olarak din kurumları kalmış derken.. Dini değerleri gerçekten özümsemiş, insan olmak ne demenin ayrımına varmış önemli din adamlarının desteğiyle dini kurumlarda da hakkettikleri mevkilere gelmeye başlamışlardır. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu kurumun yıllardır kadınların uzak tutulmasından dolayı eksik çalıştığını açıklamış ve kadınların dini kurumlarda da yüksek yerlere gelmesiyle bu eksikliğin giderilebileceğini ifade etmiştir. Diyanet işlerinin başında ki kişinin bu denli sağduyulu yorumlarda bulunması 21. Yüzyıl Türkiye’sinin sosyal anlamda kadın-erkek eşitliğini büyük ölçüde sağladığını tüm dünyaya göstermiştir.

Başkan Bardakoğlu söylediklerinin arkasında olduğunu öncü olduğu eylemlerle pekiştirmiştir. 2005 yılında yaptığı eşitlik yanlısı açıklamalardan sonra başkan olarak devam ettiği 5 yıllık süreçte farklı illerde toplam 7 kadın müftü yardımcılığı görevlerine kadar yükselebilmeyi başarmıştır. Ve hala yapılan çalışmalarla da kadınların bu alanlara daha etkin bir şekilde yönelmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.

Son iki yüzyılda kadınların sosyal yaşamda yaygın olarak rol almaya başlaması, dünya tarihindeki en büyük gelişmelerin bu yüzyıllarda yaşanmasının en büyük sebeplerinden biridir. Dün hep itip kakılan ezilen ama en az bir erkek kadar gerçek bir insan olan kadınlar bugünün dünyasına geldiğimizde din kurumlarında bile görev alabilecek mevkilere ulaşmıştır. Kadınlarında erkekler kadar hayatın içine girmesi büyük yeniliklerin keşfine gebe olmuştur. Eğer 20.yüzyılda insanlar ay’a adım atmayı başardıysa, bunu 19 yüzyılda kadınların sosyo-ekonomik yaşamdaki eksikliklerini fark etmelerine borçludurlar. Kadınların hayatımıza girmesi, yaşamlarımızı her alanda daha bir yaşanılır kılmıştır.

Nazım Sansar
nazim.sansar@yahoo.com

 
Toplam blog
: 3
: 1899
Kayıt tarihi
: 25.07.10
 
 

Kozan Anadolu Lisesi'nde ortaöğretimimi tamamladıktan sonra ÖSS'de 152. olarak Boğaziçi Ünivers..