Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '15

 
Kategori
Siyaset
 

Sosyo-Psiko-Biolojik bilgiler ışığında felsefem

Sosyo-Psiko-Biolojik bilgiler ışığında FELSEFEM
 
Dr.İsmet Turanlı
 
İnsan vücudunu teleolojik ( Canlıların faydasını ve önemini araştıran bir ilim alanı) yönden analiz yapacak olursak, vücudu 3 bölgeye ayırmamız lazım.
 
En alt bölge genital organların bulunduğu bölge, (Cinsiyet organları) bölgenin asıl görevi canlıların bekasını temin etmek için REPRODUKTİON ( Üretim)’u temin eder. Bu görevi garantiye almak içinde seksualite mekanizma olarak araya girer. Gerek psikologlar ve gerekse sosyologlar seksualıteyi Üretimin dışında incelerler. Hâlbuki bu ikisini birbirinen ayırmak hatadır. Mesela eşcinseller üretimsiz seksualite yaşamı nı tercih ederler ki bu genital organların asli görevlerini ciddiye almamış oluyordur. Her ne kadar o insanlara saygım sonsuzsa da, tabiata aykırı bir deviasyon olduğunu açıkça söylemem gerekir.
 
Seksoloji mevzuunda ilk kafa yoranlardan biri FREUD’dur. Oda sadece sosyo-psikolojik yönden fikir yürütmüştür. Daha sonra MASTER VE JOHNSON SEKSUALİTE MEVZUUNDA ARAŞTIRMALAR YAPMIŞTIR. Onlar biyolojiyide dikkate almışlardır. 1974 senesinde St.Luis’te onların enstitülerini ziyaret etmiş, Prof. Master’la bizzat görüşmüştüm. Kendisine şu düşüncemi söyledim. Freud seksualiteyi incelerken ŞUURALTI nın rolünden bahsetmişti. Sizse ilk defa biolojisinide katarak seksualite mevzuunun temellerini atmış bulunuyorsunuz. Dünyanın her yanından kendisine hastalar gelirken, St.Luisden pek hasta gelmemekte ve kendisinin de Üniversiteden dışlanmış olduğunu söyledi. Sebebi de araştırmalarını Prostitüsyon yapan kadınlar üzerinde yapmış olmasıdır. Psikologların yanında endokrinologlarda çalışıyor ve steroid hormon labratuarındada araştırmalarına biyolojik nesnelerin etkisini ortaya koyuyordu.
 
Gövdenin başa kadar olan kısmındaki organlar fizyolojik çalışmaları sayesinde vücudumuzun yaşamını garantiye alıyorlar. Bu organları otonom (Özerk) bir sistem Nöro-vegetatif sistem düzenliyor. Kalbin, midenin, basakların çalışması bizim emrimizle değil otonom vegetatif sistemin kontrolü altındadır. Görevi her canlının vücudunun yaşamını sağlamasıdır.
 
En üst bölgede Baş ve onun içinde Beyin vardır. Beyin in bir çok vazifesi varsa da en mühümü cemiyetin varlığını korumak için kararlar vermesi,duymayı, düşünmeyi, işitmeyi, görmeyi, konuşmayı sağlamaktadır. Her ferdin cemiyet içinde bir vazifesi varsa ve bu vazifesini yürütmesi beyindeki aklın emirlerini yerine getirmesi ile mümkündür.
 
Bu üç bölgede de normal bir çalışma düzeni varsa bununla cemiyetin, vücudumuzun nihayet genital organlar vasıtası ilede canlıların bekası sağlanmış oluyor.
 
Bu üç bölgede de çalışma bozuklukları olunca hastalıklar ortaya çıkıyor. Onların teşhis ve tedavisi de biz hekimlere düşüyor. Fakat beynin normal çalışmadığı hallerde insanlık ve cemiyetler, milletler zarar görüyor. Politikacıların, devleti yönetenlerin hatalı kararları insanlara büyük felaketler doğuruyor, insanlar lüzumsuz yere canlarını kaybediyorlar. Bir Hitler, bir Stalin ve onun gibileri milyonlarca insanın hayatını yitirmesine sebep oluyor.
 
Bugünkü Sözcü gazetesinde Soner Yalçın Amerikalı Prof.Jonathan David Haidt ın araştırmasına dayanarak insanların oy kullanırken sosy-üpsikolojik etkenlerden bahsediyor. Maalesef Sosyoloklar ve Psikologların biyolojik temel bilgileri olmadığı için Sosyo-psiko-Biyoloji yönden analiz yaparken biyolojiyi dikkate almadan kendi bildikleri sırf sosyo-psikolojik verilere ehemmiyet veriyorlar. Onun içinde masanın bir ayağı boşta kalıyor. Steroid kimyasının davranışları nasıl etkilediğinden bihaberdirler.
 
Bugün Türkiye’de hekimler psikpsomatik yönden eğitim almadıkları için hastaların sadece anatomisi ile ilgilenir ve teşhislerini ve tedavilerini ona göre yaparlar. Dolayısı ilede çok yanlış teşhislerin neticesinde yanlış tedaviler uygulanmaktadır. Ben kendi branşımda bu açığı kapamak için Türk-Psikosomatik Jinekoloji derneğini kurdum ve kongrelerde bu eğitimi vermeğe çalışıyorum. Hastaları çok pahalı MR muayenesine tutmaktan önce bir kaç sualle sosyo-psikoljik durumunu öğrendikten sonra doğru tedavi imkanlarına kavuşurlar.
 
Sayın Soner Yalçın Haidt’ın analizlerine dayanarak Türkiye’deki seçimlerde oy kullananların akıla dayanan solcuların karşısında, bir takım sosyolojik sebeplerle sağcı blogta olanların hatalı kararlar vermesinin mukadder olması neticesine varıyor. Bence CHP’nin ayni düşüncelerle 80 senedir seçim kaybetmesini anlayamıyorlar. Sağdaki partilere oy verenlere bir nevi suçlama yapıyorlar. Halbuki aklını kullanmayı bilemeyen, eğitimsiz kimselerin sağ duyuları ile hareket ettiklerini kabullenemiyorlar. Platon bile o zaman eğitimsizlerde de sağ duyu olduğunu söylemişti. Türkiye de halk sağ duyusu ile hareket etmeseydi son koalisyon hükümetine mensup partileri meclisten kovmazdı. Ecevit % 20 den % 2,5luk bir oy nisbetine mahkum olmazdı. AKP partinin seçimlerdeki başarısı yaptığı hizmetlerden dolayıdır. Onun içnde % 50 yi aşamıyor. Muhalefet yapılan icraatlardaki, hizmetleri kaale almadan sırf önerisiz laf ebeliği yaptığı müddetçe Haziranda da hezimete uğrayacaktır. Soner Yalçında bir CHP li gibi halkı suçlayıcı, akıldan noksanlığına. Mantıki kifayetsizliklerine verecektir. Hele bu denli korrupsiyonlara rağmen CHP yahut diğer siyasi partiler oylarını artıramıyorlarsa kifayetsiz siyaset yaptıklarının farkına varmalıdırlar. Elbette % 88 halkın istemediği, Kürtleri hala asli vatandaş kabul etmeyen Bahçeliden medet ummak akla ziyandır. Türkiye’de bir tarih tekerrür etmektedir. Oda Almanyada Weimar cumhuriyetinde olduğu gibi sanatkarlar, entellektüeller, komünistler, üniversiteler Sosyal demokrat partiyi yıkalım derken Hitlerin doğmasını sağlamışlardır. Bunun hata olduğunu bugün Almanlar kabullenmekteler. Türkiye’de de o safta olanların tek argümeni Erdoğan’ın gitmesidir. Erdoğan’ın tek adam olması katilektikçe , tarihteki tek adamların rolünü oynamağa başlaması tehlike arz etmektedir. Fakat önümüzdeki seçimlerde halk sağ duyusu lile ona meydan vermeyecektir. Onun otoriter dayatmaları arttıkca halkta direnç yaratacaktır. Hâlbuki demokrasiye ve özgürlüklere yönelik çalışmalarını yoğunlaştırsa millete daha hayırlı olacaktır.
 
Dr.İsmet Turanlı. Köln. 05.02.15
 
Toplam blog
: 41
: 91
Kayıt tarihi
: 31.05.13
 
 

Emekli Tıp Doktoru ..