Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '18

 
Kategori
Kültürler
 

Sosyolog Cemil Arslan ile

Sosyolog Cemil Arslan ile
 

Cemil Arslan


BAŞARISIZLIK, ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK VE TÜKENMİŞLİK  SENDROMU ARASINDAKI KAÇINILMAZ İLİŞKİ  kitabının yazarı  SOSYOLOG CEMİL ARSLAN: “Gençlere ideal düzeyde örneklik teşkil edemiyoruz, rol-model olamıyoruz. Bu da gençlikte ciddi manada kendine güvensizlik, stresi, kaygı, heyecan, hata yapabilme olasılıklarını ziyadesiyle güçlendirmektedir”

 

SORU- Bize kısaca  kendinizi tanıtır mısınız?  Hangi okullarda okudunuz ve nerelerde  çalıştınız?

CEMİL ARSLAN-  Cemil ARSLAN, 1967 yılında Tokat’ın Niksar ilçesinde doğdum. İlkokulu Niksar Şahinli Köyü’nde, ortaokulu İstanbul Gaziosmanpaşa İmam Hatip Ortaokulu, liseyi Üsküdar İmam Hatip Lisesi’nde bitirdim. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum.

Lise ve üniversite yıllarında, üniversiteyi bitirdikten sonra İstanbul’da özel sektörde uzun süre farklı alanlarda çalıştım ve bir süre yöneticilik yaptım. Beklenen Vakit (Yeni Akit) Gazetesi’nde ekonomik ve sosyal içerikli araştırmalarım yayınlandı.

Yine sosyolojik analizlerim; Umran, Tasfiye, Beklenen Muştu, Eğitime Bakış Dergileri (Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi yayın organı)  Doğru Haber, Tokat ve Yeni Tokat Gazetelerinde,  www.islamvehayat.com, www.egitimilkesen.org, www.paltformhaber.net, www.tokad.org ve www.tokat.gen.tr   sitelerinde yer aldı.

Toplumsal sorumluluk ve insani duyarlılık konusundaki çalışmalarım, projelerim ve etkinliklerim; Milliyet, Hürriyet, Akşam, Posta, Habertürk, Sözcü, Cumhuriyet, Yeni Şafak, Yeni Mesaj, Sabah, Star, Doğru Haber, Vatan gazetelerinde yayınlandı.

 “Hoşgörüye Dayalı, Tüm Sapkınlıklara, Fetöcülüğe Karşı İdeal Gençlik Projesi”  adlı çalışmam kitap olarak basım aşamasındadır.

Uluslararası faaliyetleriyle dünyamızı aydınlatan Yeryüzü Doktorları Derneği’nin gönüllü üyesiyim. Yaklaşık 50 adet TÜBİTAK projesinde gönüllü olarak görev aldım. Ayrıca çeşitli sivil toplum örgütlerinde üyelik, yönetim kurulu üyeliği ve başkanlık yaptım.

Şu an halen Tokat Atatürk Anadolu Lisesinde eğitimciliğe, psikolojik ve sosyolojik araştırmalara devam etmekteyim. Evli ve iki çocuk babasıyım.    

SORU-Kitabınız hayırlı olsun. Bu  güzel kitabı yazmaya ne zaman karar verdiniz  ve ne kadar zamanda yazdınız?

CEMİL ARSLAN- Kitabı yaklaşık 6 ay zaman içerisinde yazdım. Lakin kitabımda yer alan araştırmalar ve yazılarımın birçoğu yaklaşık 25 yıllık bir emeğin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda yapılmış bir araştırma, eleştiri, sorgulama ve kitap bulunmadığını  fark edince derhal araştırma yapmaya koyuldum. Ülkemizde alanında yazılmış ilk eser olarak bu ürünü âcizane ortaya koymak ve kamuoyuna sunmak bana nasip oldu.

SORU- Kitabınızı yayınlama hikâyenizi anlatır mısınız?

CEMİL ARSLAN- Kitabın yazım aşamasının başlangıcında İstanbul’da bir yayınevi ile sözlü olarak anlaşmıştım. Fakat son süreçte fikir alışverişi yaparken Tokat ilimizde bulunan ve tek yayınevi olan FAKÜLTE YAYINEVİ “Bunun basım ve dağıtım işlerini biz yapabiliriz, bizim her türlü olanağımız var” deyince bir daha İstanbul’la uğraşmayalım, Tokat’ta bu işi rahatlıkla götürebiliriz, düşüncesiyle bu kitabımı basım ve yayınlamaya karar verdik.

SORU- Geçmişte aktif olarak  köşe yazarlığı yaptınız  ve bıraktınız. Köşe yazarı olarak faydalı olamıyor muydunuz?

CEMİL ARSLAN- Elbette bir insan hemen her alanda çalışmalar ve faaliyetler icra edebilir. Bu biraz da zaman, imkân, ortam ve mekân meselesi. Dolayısıyla diğer sosyal faaliyetleri yürütebilmek, alanımızda daha başarılı, verimli ve tatmin olabilmek için köşe yazarlığını bırakmak zorunda kaldım. Geçmişte belki sayıca göreceli olarak daha az olan köşe yazarlarının sayısı günümüzde hızla artmaktadır. Bu bağlamda, köşe yazarlarının yeterli olduğunu düşünmekteyim ve bunun için de diğer arkadaşlarımızın pekâlâ bu alanda etkili ve verimli olduklarını düşünerek köşe yazısı yazmamaya karar verdim. 

SORU- Kitabınızda hangi kitlelere seslendiniz?   

CEMİL ARSLAN- Genelde, her yaş grubundaki tüm insanlarımıza sesimi duyurmaya çalıştım. Lakin özellikle gençler tabi ki en önemli kitlemizdir. Çünkü gençler psikolojik ve sosyal problemleri öncelikle yaşayan yaş grubu içerisinde yer alırlar. Gençliği yeterli ölçüde sosyalleştiremeyen, toplumsal değerleri aşılayamayan, psikolojik ve sosyal destek veremeyen toplumların başarılı olabilme ihtimalleri oldukça düşüktür.

İnsan; biyolojik, psikolojik ve toplumsal bir varlıktır. Örneğin, sürekli başı ağrıyan veya başka bir kronik bedensel rahatsızlığı olan birey; psikolojik/ruhsal açıdan krizler yaşar, mutlu olamaz, anormal tutumlar sergileyebilir, tutarsız davranışlar gösterebilir. Aynı zamanda sosyal yönden de zayıf hususları, hatalı davranışları, arkadaşlık ilişkilerinde sosyal dengesizlikler, gelgitler, çıkmazlar, sıkıntılar yaşayabilir. İnsanın sosyal varlık olması vesilesiyle; insan tek başına tabiatta yaşayamaz, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz. Diğer insanlara muhtaç yaratılmıştır. İçinde yaşadığı toplumun davranışları, talepleri, kutsalları, kişilik ve kimlik yapıları, sosyal değerleri karşısında mutlaka pozisyon alması, kendine çeki düzen vermesi, davranışlarını toplumun beklentileri doğrultusunda yönlendirmesi, biçimlendirmesi söz konusudur.

Bunun içindir ki, insanı bir bütün olarak kabul edip; insan davranışlarını hem biyolojik, hem psikolojik hem de sosyal açıdan inceleme, araştırma, betimleme, genelleme yapma mecburiyetimiz vardır. Aksi takdirde; hatalı sonuçlar ortaya çıkabilir, gerçekçi çözüm yöntemleri ortaya koyamayız, bilimsel çıkarımlarda bulunamayız.

SORU- Yeni kitap çalışmalarınız var mı?

CEMİL ARSLAN- Yepyeni projelerim, çalışmalarım ve faaliyetlerim var. Yapmakta olduğumuz TÜBİTAK projeleri var. Yeni bir kitap için de önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacağım. Önemli olan nokta; bir şeyler yazmak, üretmek ve ortaya koymak değil; insanlığa faydalı olabilmek, insanlığın kutsal değerlerini; sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ruhunu geliştirmek ve uygulama alanına yansıtmaktır. Yoksa “Dostlar alışverişte görsün” babındaki çalışmaların, etkinliklerin büyük çoğunluğu kanaatimce zaman israfından başka bir şey olmasa gerek…

  SORU- Bir sosyolog olarak  liseli   ve üniversiteli Tokat gençliğinin  günümüzdeki  durumunu analiz eder misiniz?

CEMİL ARSLAN- Maalesef gençliğin geniş bir kısmında müthiş bir duyarsızlık ve endişe söz konusu. Küresel kapitalizmin bütün kurum ve kurallarıyla egemen olması nedeniyle; günümüz dünyası ve Türkiye’sinde genç nesillerdeki büyük bir ideal kaybı ve özeleştiri yoksunluğu, bireysellik, asosyallik, anormallik vb. olgular bireysel ve toplumsal yaşamda, ilişkilerde ciddi sorunlara, depresyonlara, travmalara yol açtı.

SORU- Genç işsizliğin sosyolojik sebepleri nedir?  Tokat’ta genç işsizliği nasıl aşabiliriz?

CEMİL ARSLAN-İşsizlik sadece Tokat’ımıza özgü değil, tüm ülkemizin en temel sorunları arasında yer almaktadır. Dolayısıyla işsizliği çözüme kavuşturamadığımız zaman; eğitim problemlerini, sosyalleşme sorununu, boşanma, kentleşme, çocuk evliliklerini, diğer psikolojik ve sosyal açmazları asgari düzeye indirebilmemiz oldukça güç hale gelecektir doğal olarak. İşsizliği önce temel bir sorun olarak kabul etmek ve uzun dönemli stratejik plan, program ve projeler üretmek zorundayız.  

SORU- Tokat’ın sosyolojik olarak genel sorunları ve çözüm yolları  nelerdir?  CEMİL  ARSLAN-

·        İşsizlik, ekonomik sorunlar, ailevi problemler

·        Sosyal etkinliklerin ve olanakların belirli bir ölçüde yetersizliği

·        Ailelerin ve büyüklerin eğitim-öğretim konusunda kısmen de olsa duyarsız olmaları ve taşın altına ellerini koymamaları

·        Gençlerin sosyalleşebilmeleri, toplumsal yaşama uyum sağlayabilmeleri için üzerimize düşen gerekli çalışmaları yapmakta zorlanmaktayız

·        Gençleri toplumsal sorumluluk ve sosyal hizmet projelerinde daha fazla aktif hale dönüştürmeliyiz

·        Gençlere ideal düzeyde örneklik teşkil edemiyoruz, rol-model olamıyoruz. Bu da gençlikte ciddi manada kendine güvensizlik, stresi, kaygı, heyecan, hata yapabilme olasılıklarını ziyadesiyle güçlendirmektedir.

·        Toplumsal yaşamda yeterli düzeyde sevgi, saygı, hoşgörü, empati, sempati vb. toplumsal değerleri yansıtmakta güçlük çekmekteyiz. Bu bağlamda; önemli ölçüde toplumsal bağlarımızı güçlendirmeli ve dünyaya iyi bir örneklik teşkil etmeliyiz. 

SORU- İyi  bir sosyolog olmak isteyenlere neler önerirsiniz?

CEMİL ARSLAN- Önce iyi bir insan olmaları gerekir. İçinde bulunduğu toplumu tanımayan, toplumun değerlerini içselleştirmeyen, tolumla bütünleşmeyen bireylerin sosyolog olmaları, sosyolojik tahlillerde bulunmaları, verimli ve orijinal eserler ortaya koyabilmeleri çok zordur.

Günümüzde sosyoloji biliminin önemi, değeri, faydaları halen tam anlamıyla anlaşılabilmiş, idrak edilebilmiş yahut keşfedilebilmiş değildir. Durum bu olunca; gençleri sosyolojik çalışmalara yönlendirebilmekte, sosyolojinin hayati manada bir bilim dalı olduğunu kavratmakta, bölüm olarak tercih ettirmekte bir hayli zayıf kalmaktayız ne yazık ki!

Turan kardeşim ilgilerin, zahmetin ve kısaca her şey için çok teşekkür ederim sana. Allah yar ve yardımcın olsun, daima başarılı, mutlu ve huzurlu eylesin seni…

 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..