Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Sosyolojik açıdan biz!

Sosyolojik açıdan biz!
 

Geçen gün emekli ilkokul öğretmeni Nuray yengemle konuşurken “senin yazılarını anlayamıyorum” gibi bir serzenişte bulundu. Düşündüm de aynı şekilde gençler de beni okumuyorlardı ve sebebi de muhtemelen aynıydı. Ben ise ona kaçamak bir cevap verdim: “İnsan kendini yazarken çıplaktır aslında ve soyunmak –bilinçliyken- sanıldığı kadar kolay değildir. İşte bu yüzden ve farkında olmadan karmaşık ve kurgusal yazıyorum”.

Söylediklerim doğru mudur? Doğrudur.

Aynı şekilde Türkiye ve Türkler ile yazarken dürüst olmak kolay mıdır?

Atamız Mustafa Kemal’i anlatırken doğruları mı anlatıyoruz çoğunca?

Kim söyleyebilir ki RTE’ye doğru bir düzlemden tarafsız bakabildiğimizi?

Ya biz Türkler gerçekten de çılgın mıyız?

Ya da Osmanlı bir Türk imparatorluğu mudur yoksa POST-BİZANS çok uluslu bir imparatorluk mudur?

Diğer bir bakışla niye ecdadımız Osmanlı’dan başlatılıyor? En birincisi Göktürk değil midir? Hititler ve Hunlarla niye SIFIR ilişki kuruluyor?

Senelerdir diziler üzerinden Türkçe değiştirilmiyor mu? “Zira, mesire, lakin” derken hayatımıza giren daha evvel kullanmadığımız bunca kelimenin amacı nedir?

Son olarak şu çılgın Türklerin en birincil özelliği müslüman olmak mı olmalıdır?

Sosyolojik soruların sorulmadığı ve planlamların yapılmadığı bir ülkede yaşıyoruz ve bu yüzden de gerçek bir kaos var milliyetçiliğimizde. TARAFTAR olmayı milliyetçilik zannettiğimiz aşikar. Bu yüzden de dünya ve politikası üzerine yaptığımız çözümlemeler kesinlikle HATA veriyor.

Mesela Mustafa Kemal Atatürk’ü parçalara ayırıyoruz. Öncelikle kimse Mustafa diyemiyor. Eskisi kadar bir çoğunluk Atatürk diyemiyor. Biri Gazi diyor, öteki Gazi Mustafa Kemal diyor, ancak ATA demek, güncel Türkleri rahatsız ediyor.

Güncel mi diyelim yoksa yürürlükte olan mı?

Oysa Mustafa Kemal’e doğru bir bakışla bakıp BİLİM ADAMI dersek kim rahatsız olur? Kimse!

Geçen gün bir tartışmada Osmanlı’nın -ne yazık ki- ilmi, bilmi benimsemiş adamları astırdığını söylemek zorunda bırakıldım. Birtek hayatta kalanı Mimar Sinan’dır ve muhtemel kuvvet sebebi rahatsızlanmasıdır. Bugünkü asma merakının bile Osmanlı’dan geldiği aşikardır. Biz yaşatmayı değil ÖLDÜRMEYİ seviyoruz GALİBA!

Nedir bizde bu öldürme, düşman belleme ve saldıganlık merakı?

Müslümanlığı bu kadar çok benimseme sebebimiz Cihat adı altında ülkeleri ele geçirme merakımız olmasın? Ama pardon unutuyordum Türkler adildi, falandı ve filandı.

Bir topluma gerçekçi bakmak ne kadar zor değil mi?

Tecavüz, taciz ve istismar olayları artarken Türkiye’de DİNİN YÜKSELİŞİNE tanık oluyoruz. Daha evvel yazmıştım. Türkiye’de evlenme yaşı ortalama 25. Doğuda hamamcılar, hapiste körpeler, köylerde eşekler var. Eğreti gelin kültüründen gelen Türkler var. Modern olanları tacizle işi bitiriyorlar.

Türkler cinselliği dinle kilitlememişler midir? Cinsellik Türkiye’de HER AÇIDAN resmen SUÇTUR!

O zaman ne olacak? KANDIRMALAR, TECAVÜZLER, TACİZLER ve İSTİSMARLAR. Bu konuda hala bildiklerimi tam anlatmıyorum çünkü RİYAKAR bir topluma bu konuyu anlatmanın anlamsızlığına inanıyorum.

Peki bu topluma genel ahlak kuralları açısından bakalım mı ne dersiniz?

YALAN-Beyazı var, grisi var, siyahı var. Yani var oğlu var!

HIRSIZLIK- Artık neredeyse MİLLİ bir mesele.

TECAVÜZ- Fazlasıyla var ve her anlamda; illaha da cinsel anlamıyla değil!

BAŞKASINA ÖZENME- Sanki Türkler için yaratılmış bu kavram. Komşusuna, samimi arkadaşına, başka ülkedenkilere, falan-filan herkese.

KISKANMA- Kıskanmak SEVGİDENDİR!

KÜFÜR ETME- Etmeden yaşanmıyor ki!

HAK YEME- Allah’ın isimlerinden birisi olmasına rağmen %97’si müslüman bir toplumda HAK (HALT) yemeyen kaldı mı?

Aynı yengeme bahsettiğim üzere insan soyunmaya cesaret edemediği gibi toplumunda gerçeklerini su yüzüne çıkarttığımızda TÜRK TOPLUMUNUN resmen TAKİYE yaptığı gözümüze çarpar ilk planda!

Olduğun gibi görünme sakın, insanların taleplerine göre GÖRÜN, toplumu doğru kabul ederMİŞ gibi yap sonra DOĞRULARI bilirMİŞ ve UYGULARMIŞ gibi yap ve böylece toplumda SAYGINLIK kazan!

DİNDARLIĞIN SÖZDE ARTTIĞI günümüzde benim iddiam şudur: Türkiye’de gerçek müslümanların sayısı %7’yi geçmez ve hatta BİLGİLİ müslümanların sayısı için %3 bile iddialı bir rakamdır. HAL BÖYLE İKEN dini gerçeklerle ve gerekçelerle bir TOPLUM NASIL YÖNLENDİRİLEBİLİR?

Anlatacaklarım yeni başlamışken daha halen GİRİŞ bölümündeyim. En iyisi mi ben bu önemli KONUYU yine bir yazılar serisi yapayım?

Görüşmek üzere...

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..