Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '15

 
Kategori
Kitap
 

Souad'ın etkileyici hayat hikayesi: Diri diri yanmak

Souad'ın etkileyici hayat hikayesi: Diri diri yanmak
 

Kitabın kapağı


Bugün size bir yazar ve kitabından bahsetmek istiyorum. Kendisi sadece bir yazar değil, onun en önemli özelliği yazdığı kitabın aynı zaman da kahramanı olması. Bu belki size garip gelebilir çünkü bu gayet normal bir durum diyebilirsiniz. Elbette öyle,  ama asıl önemli olan kitapta hayatından bahseden Souad’ın çok kötü bir hayatın kahramanı olması. Evet, kahraman diyorum, çünkü onun hayatı tam bir hayat dersi mahiyetinde. Kitaptan biraz bahsedecek olursam eğer;

Souad Ürdün’de doğmuş bir kız çocuğu. Kız çocuğunu özellikle vurgulamak istiyorum çünkü yaşadığı yerde kız çocuğu olmak herhangi bir büyükbaş hayvan olmak gibi bir durum. Kız çocukları orada hayvanlarla aynı kefeye koyuluyor, alınıp satılıyorlar. Yazar 1957 ya da 1958’de doğduğunu söylüyor. Kitabı yazdığında 45 yaşında olduğunu söylüyor. Hayata dair pek fazla bilgisi yok. Yahudileri babasından öğrendiğine göre onların domuz olduğunu düşünüyor. Kendisi gibi kız kardeşleri var, okula gitmeyen kızlar. Evin tek erkek çocuğu abisi okula gitme özgürlüğüne sahip. Köylerinde oğlan doğuramamak bir ayıp sayılıyor. Çok fazla çalışan, köleden farksız bir kız çocuğu o. O kadar ki 8-9 yaşından beri çalışıyor, bu yüzden 10 yaşında adet görmüş. Ailesi tarım ve hayvancılık yapıyor. Hayattan her anlamda soyutlanmış bir dünyada sadece kendi gerçekleri ile tabi onlar bile net değil, yaşamaya çalışıyor. Kısıtlamalarla dolu bir hayatı var. Sırf kız olmasından dolayı bile dışlanma onursuzluğuna uğramış. Annesi tam 14 çocuk doğurmuş. Yaşayan ise sadece 5 tane. Erkek kardeşine tam anlamıyla hayran bir kız o. Erkek kardeşi evin göz bebeği, her şeyi yapabilen tek çocuk. Souad ve kız kardeşleri, hep çalışmak zorundalar. Çalışmazlar ise dayak yiyip hor görülüyorlar. Souad kitapta koyunlardan, tarladan bahsediyor. Evlenip baba evinden çıkmanın hayata atılmanın tek yolu olduğunu söylüyor. Bunu başaramayanlar ise hayatlarını eşek gibi çalışıp devam ettirmek zorundalar. Erkekler sadece dışarıda özgürler. Bazen malları götürmek için babasına yardım ediyor. Ama buna bile kısıtlama var. Gördüğü açık kadınlara bakamıyor, şehir hayatını öğrenmesine izin verilmiyor. Kızların gizli gizli âşıkları var. Kimi bir yolunu bulup evleniyor onlarla, kimi istemediğine veriliyor, kimi ise evde kalıyor. Ama her kıza kesin ''charmuta ''deniyor. Bu ağır ithamı hak etmek için ise işlerinin bir adım dışına çıkmaları yetiyor. Kitapta pek çok ilkel gelenekten söz ediyor Souad. En çok vermeye çalıştığı mesaj ise galiba özgürlük. Aslında o yaşarken bu hakkının ayrımında değil. Dediğim gibi hayvandan farkı olmayan bir hayat, belki de onlar gibi değersiz. Gözünün önünde öldürülen kız kardeşlerinden bahsediyor. Bazılarına bizzat şahit olmuş ama tabi ki hiçbir şeyin farkında değil. Erkek kardeşi Assad’ın bile neler yaptığına şahit oluyor ama buna rağmen bile ona hayran. Çünkü başka bir duyguyu bilmiyor. Babasını sevmiyor. Belki babasında otoriteyi gördüğü için onu sevmiyor olabilir. Ama bence o zaman onu da bilmiyor. Pek çok can yakıcı, kan donduran olaylar geçiyor başından, ama bir olay var ki hayatının tam anlamıyla dönüm noktası…

Bu kısa açıklamalardan sonrasını okumanız için size bırakıyorum. Ama biliyorum ki içinizin acıyacağı, kahrolacağınız, şaşıracağınız bir hayat sizi bekliyor. Bu kadar da olmaz deyip hayıflanacaksınız. Elbette elden geçip, giden için bir şey gelmez. Önemli olan farkında olmak. Souad, kendi hayatını o kadar iyi yazmış ki kitabı elinizden bırakamayacaksınız. Tüyleriniz diken diken olacak, bir çırpıda bitecek kitap. Umarım siz de kitaptan benim kadar etkilenirsiniz. Hiçbir şey yapamasınız bile artık farkında olacaksınız, bence bu bile çok büyük bir adım.

 
Toplam blog
: 22
: 439
Kayıt tarihi
: 25.01.15
 
 

Tıp Fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim. Bursa'da okuyorum ve yaşıyorum. Voleybola, müziğe, dansa, şii..