Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Sövgü edebiyatı şanımızdır!

Sövgü edebiyatı şanımızdır!
 

Baskın Oran, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyesidir ve kurul yönetmeliğinin 5. maddesinin amir hükmü gereğince 2004 yılında “Azınlık Raporu” nu yazmıştır. Bu kurulun başkanı ise İbrahim Kaboğlu’dur.

Azınlık Raporunun yayınlanmasından sonra ilginç gelişmelere tanık olmuştuk. İbrahim Kaboğlu ve Baskın Oran inanılmaz düzeyde hakaretlere ve tehditlere maruz kalmışlardı. Hatta ölüm tehditleri bile almışlardı. Sinkaflı küfürler ise gırla gidiyordu. 19 Temmuz 2009 tarihli Radikal İki’de Baskın Oran, kendilerine edilen küfürlerden örnekler vermek sureti ile kendilerine küfür edenlere açtıkları davaların neticelerinden bahsediyordu. Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu’na küfür edenlerin hiç birisine mahkumiyet kararı verilmemiş. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu’nun ağır hakaret, küfür ve sinkafa maruz kaldıkları için açtıkları davayı 20’ye karşı 23 oyla bozarak sinkafcılar cephesinde yer almış. Baskın Oran’ın yazısından öğrendik bu durumu ve haklı olarak Baskın Oran bu kararı veren 23 hukukçuya şöyle soruyor,
-“Bu sinkaflar hakaret değildir, o zaman bunları birisi kalkıp size söylerse ne olacak?”
Bu soruya yine kendisi yanıt vermiş Baskın Oran
“Sineye çekeceksiniz, çünkü “hakaret yoktur” kararı verdiniz, hakaret davası açamayacaksınız, açarsanız kendinizle çelişeceksiniz.”

Baskın Oran 19 Temmuz 2009 tarihli Radikal İki gazetesinde çıkan yazısında edilen sinkaflı ve şiddet içeren hakaretleri tek tek sıralamış. Her bir hakaret İnsanın kanını donduran türden mi sanıyorsunuz? Kanım donmadı. Alışkınız efendim biz böyle şeylere.
Sinkaflı muhabbetler genlerimizin en ücra köşelerine kadar işlemiştir ve bu davranış biçimi düşünce ve ifade açıklama biçimidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’da bu şekilde karar vermiş zaten!

Baskın Oran’ın serzenişini anlamış değilim. Baskın Oran ne bekliyordu? Açtıkları davaların lehlerine mi sonuçlanacağını düşünmüş bu güne kadar? Tuhaf. Bu ülkenin en nadide kültürünü mahkemeye taşıyor Sayın Baskın Oran. Yahu Başbakan bile her ağzını açtığında literatürünü benzer türden ifadelerle süslemiyor mu?

Küfürlü hakaret ve muhabbet bu ülkenin en yalın gerçeğidir. Küfür etmeyen insana, adam demezler yurdum topraklarında. Ne var ki bu gerçeği Baskın Oran henüz bilmiyor. Bu durumdan anlıyoruz ki Baskın Oran bu ülkenin kahvehanelerinde iki zar atmış değil, pazarlarında sebze ve meyve almış değil, stadlarında maç seyretmiş değil. Şayet bunları yapmış olsaydı Baskın Oran, işte o zaman anlardı bu toprakların en nadide edebi kültürünün ne olduğunu. Şaşırmazdı. Garip karşılamazdı muhatabı olduğu sinkaflı hakaretleri.

Her neyse efendim. İşin ironi kısmı bir yana da, askerliğimi yapmak için nizamiyenin kapısından içeri girdiğim anda küfürün envayi çeşidine rastladım.. Önüne gelen karşısındakine küfür savuruyor, hakaret ediyor ve hiç kimse bu durumdan alınmıyor. Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde bu durumu o denli basit ve emek vermeksizin kanıksadım ki, o kısa zaman diliminden sonra küfürlü muhabbetleri garip karşılamadım. Hatta milli küfürlerimizin bile var olduğunu orada öğrendim.
Sövmek edebiyatların edebiyatıdır.
Sövme işini bu dünyada bizden daha iyi yapabilecek bir milletin olduğuna inanmıyorum. Yurdum insanın düşünce açıklama biçimidir sövmek. Dolayısı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu durumu reel olarak tespit etmiş ve bu yönde sövmenin bir düşünce ve ifade açıklaması olduğunu verdiği kararla kamuoyuna deklare etmiştir.

Bundan sonra herkes daha rahat ve keyifle, içini oyarak ve yeni üretimler ortaya koyarak küfür edebilir.

Nasıl olsa ceza meza diye bir şey yok.

Ülkem adaleti böyle diyor.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..