Soyadı "Yılmaz", ama kendisi yılmış olanlar (1)

Hürriyet’ten Mehmet Yakup Yılmaz’ın bu gün  yazdığı yazıya bir göz atarmısınız lütfen.

Hazret, Grup Yorum’un Suriye’nin Tartus şehrinde Esad yönetimine destek amaçlı konserini eleştirirken neler söylüyor.

“Bir solcu diktatörün yanında olamaz”. Ara başlığıyla söyledikleri aynen şöyle;

“Sadece son iki yılda yaptıklarıyla değil, babasıyla birlikte bütün BAAS iktidarı boyunca halkını ezen bir diktatöre sahip çıkmak o suça iştirak etmektir. “Emperyalist Saldırı” palavrası işlediği suçları artık saklayamayacak durumda olan bir diktatörün bulursa safları kandırmak için kullandığı bir sözden ibarettir. Suriye cezaevleri sırf muhalif oldukları için sorgusuz sualsiz içeri tıkılan insanlarla doluyken, bu rejime arka çıkmak faşizme arka çıkmaktır. Demokratik haklarını kullanarak Gezi Eylemlerine katılanların mücadelesini Esad gibi bir ditatörün adıyla kirletmeye kimsenin hakkı olamaz.”

Yeni Şafak veya Star Gazetesindeki herhangi bir kiralık kalem söylemiyor bunları.

Hürriyet’te Mehmet Y. Yılmaz söylüyor. Baskı altında da olsa cesur ve dik duruş sergileyerek,  Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirip, ülkemizdeki diktatörlük seviyesine gelen anti demokratik uygulamaları deşifre etme ve kınama konulu yazılara imza atan örnek yazarlardan birisi olarak bilirdik Mehmet Y. Yılmaz’ı. Türk basınının ağır toplarından olan (Tirajı her ne kadar baskı ve korkudan sinmiş halinden sonra İki yüz elli binlere kadar düşmüş olsa da) Hürriyet Gazetesinde Özellikle Ahmet Hakan ve Mehmet Y. Yılmaz’ın direniş hareketinin başlamasından ve günümüze kadar olan sürecinde  Hürriyet’in manşet ve sürmanşetleri ile hükümet yanlısı tutumuna ters düşen yazılarının aydınlatıcı, haksızlıklara karşı çıkan, ülkemizdeki Faşizan baskıları açıktan eleştiren ve doğal olarak korkmayan dik duran yazılar yazdığını görüyorduk ve açık söyleyeyim şaşırıyorduk. Hatta aklımızda “Bunlar çok yakında Hürriyet’ten kovulurlar” düşüncesi geçmiyor değildi.

Çok önceden beri yazılarını takip ettiğim Yalçın Doğan, Yılmaz Özdil, Yalçın Bayer gibi kalemler Hürriyet’teki muhalif ve dik duran kalemler olarak gönüllerimizde hep yer etmiştir. Bunların arasına Mehmet Y. Yılmaz’ı da koymayı çok isterdim. Yukardaki satırları keşke hiç yazmamış olsaydı.

Şimdi bu değerli kalemimize şunları sormak isterim.

İki yıl önce Esad devrilmiş olsaydı ve Suriye’de o “muhalif” dediğiniz teröristlerin desteklediği bir grup başa geçseydi, Esad’da aynen Kaddafi gibi linç edilseydi Suriye’nin durumu şimdi ne olurdu?.

Suriye şimdi bölgesel olarak kaça bölünmüş olurdu?.

Bu durum bölgede kimin işine yarardı?. Ya da Suriye’nin parçalanmasını kimler istiyor?.

Suriye’ye dışarıdan yapılan müdahaleler “Emperyalist Saldırı" palavrasımıdır?.

Daha önce de diktatör dediğiniz Saddam ve Kaddafi’den sonra Irak ve Libya’nın durumu şimdi ne?. Bu “diktatörler” gittikten sonra Irak ve Libya halklarının üzerine Emperyalistler leş kargaları gibi üşüşmedi mi?. Şimdi gidin sorun herhangi bir Libya’lı ve Irak’lıya. Çok büyük bir çoğunluk o “diktatörlük” günlerini arıyor mu aramıyor mu?. ABD Askerlerinin postallarından, taciz ve tecavüzlerinden, Fransa’nın petrollerine el koymasından kurtulmak istiyorlar mı istemiyorlar mı?.

Sizler Global Güçler diyorsunuz ama ben açıktan söyleyeyim ABD ve AB Emperyalistleri Esad’ın devrilmesini niye istiyor?. Bölgedeki Amerikan çıkarlarına  karşı koyan ve her türlü dış baskı ve saldırılara karşı duran tek güç kim?. Esad ve Lübnan Hizbullah’ı değil mi?.

ABD’nin ve Eşbaşkanlarının Esad operasyonunda başarısız olmaları bölge halklarının menfaatinemidir değilmidir?.

Bakın ABD ve Eşbaşkanları bölgede en çok kimlere saldırıyor.? Esad’a ve Hizbullah’a.

Esad’a diktatör, Hizbullah Lideri Nasrallah’a Hizbuşşeytan diyenler kimler?.

Bölgede ABD, AB Emperyalistleri, İsrail, Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, Suudi Arabistan, Katar ittifakına karşı, Irak, Suriye, İran ve Türkiye Halkı İttifakı varmı yok mu?.

Eğer var diyorsanız, siz hangi ittifakın yanındasınız?.

Hangi ittifak bölge halklarının lehinedir?.

Hangi "diktatör" halkının arasında korumasız dolaşıyor?.

Muhalif ve cezaevlerini dolduranlar olarak bilinenler, kimlerden silah ve para yardımı alıyor, hangi komşu ülkenin topraklarında eğitiliyor?.

Dünya Coğrafyasında en çok hangi bölgede karmaşa ve kan var?. Bu bölgeler İslam Coğrafyası ise, neden bu coğrafyanın bazı ülkelerindeki demokrasi ile zerre kadar ilgisi olmayan krallıklar, şeyhler ABD’nin korumasında ve yanında?.

Günümüzde solcu olmanın ilk şartı Emperyalizme karşı olmaktır.

Eğer Esad "diktatör" ise ABD'ye karşı dik duruşundaki Vatanseverliğini nasıl açıklayacağız?. Ya da Obama'nın sözünden çıkmayan ama halkına polis şiddetinin en korkunç örneklerini uygulatan diğer diktatörlere ne diyeceğiz?.

Emperyalizme karşı değilsen istersen halkına milyonlar kazandır, adın Obama’nın korumasında yaşayan birisi olarak kalır. Bu durumda getirmek istediğin demokrasi ve tüm özgürlükler sadece Okyanus ötesinin izin verdiği ölçülerde olur.

İşte bu Coğrafya’da Esad bir başkaldırıdır, bir semboldür ve kesinlikle örnek alınması gereken bir liderdir.

Ne yapıyor Esad?.

Ülkesini ve halkını ABD Emperyalistlerine karşı kahramanca koruyor. Bu yüzden Emperyalist Tekellerin dezenformasyon ve beyin yıkama furyaları  ile diktatör gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Maalesef Mehmet Y. Yılmaz ve onun gibiler bu furyadan etkilenmiş görünüyorlar, veya işlerine öyle geliyor.

Hiç bir diktatör halkına rağmen başta kalamaz, eğer Esad gibi “Diktatörler” bu kadar dış saldırı ve baskıya karşı ayakta ve halkının içindeyse o zaman o diktatör değildir.Halkının sevdiği ve başta kalmasını istediği bir liderdir, zaten kendiside “Aldığımız ve hakkımızda verilecek her kararı halkımıza sorarız” demiyor mu?. Bu nasıl bir diktatör ki, ülkesi hakkındaki her türlü kararı halkına soruyor?.  

Ben solcuyum o yüzden Esad’ın yanındayım. Çünkü Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşıyım. Grup Yorum'u bu konserinden dolayı kutluyorum. Gezi Direnişçileri, Suriye’de Esad’a, Türkiye’de Türk Halkına çok büyük destek ve moral olmuştur. Çünkü Gezi direnişi bölgede ABD Emperyalistlerine ve yerli işbirlikçilerine de çok büyük darbe vurmuştur. Gezi direnişini savunmak, Esad'ın ABD Emperyalizmine karşı olan mücadelesini savunmakla eş değerdedir.

Saygılar..

29.06.2013