Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '08

 
Kategori
Anılar
 

Soyadı meselesi

Soyadı meselesi
 

"Feminist ev kadını" tanımlamasını ben buldum sandım. Google'da arattım ve evet Türkçede kullanımına rastlamadım. Heyhat! Yabancılar çoktan bulmuşlar ve benim ilk cümlemi önceden kapmışlar ve şöyle yazmışlar: '"Feminist ev kadını" birbiri ile çelişen kelimelerden oluşmaz!' Evet, biliyorum bu tanımlama çelişkili değil, ama benim cümlemi de mi almak zorundaydınız?

Lise yıllarından itibaren kadın ve erkeklerin sadece fiziksel olarak farklı olduklarını ama insan hakları ve yasal haklarında eşit olmaları gerektiğini savundum. Siz de mi? Öyleyse siz de feministsiniz, kabul edin etmeyin, öylesiniz.

Üniversite yıllarında ise aktif olarak çalıştım, yürüyüşlere katıldım, mor iğnelerimi kuşandım. Kadın-erkek eşitiliğinin sağlanmasi yönünde yasal düzenlemelerin yapılması için imza topladım. Ve evet, evlendikten sonra kadınların kendi soyadlarini korumaları için de imza attım, ve imza topladım. Bu imzaları toplarken kadınların neden kendi soyadlarını korumak istediğini bir sürü teyzeye - nedense çoktan kocalarının soyadlarını almayı kabullenmişler, almak istemeyenlere kötü gözle bakmaya başlamışlardı - ve bir sürü adama anlatmak zorunda kaldım. Bir kısmı ile de az kalsın karakolluk oluyordum.

Bugün geldiğim durum şu: Şu anda 5 tane ismim var; üç tane adım - anneannemin ve babaannemi isimleri ile o zamanın moda ismi - ve iki tane soyadım. Kendi soyadıma kıyamadım, kolay değil, otuz yıl onunla yaşamışım. Kaldı ki neden değiştireyim? Onunla doğdum, onunla ölmek istiyorum. Kocamın soyadını ise kızım doğduktan sonra aldım. Kızımla yurt dışına çıkmamız gerekiyordu. Soyadlarımız farklı olduğu için vize sorunu çıktı. Ben de tıpış tıpış gittim, kocamın soyadını da eklettim. Oldu size BEŞ isim. Resmi işlemler dışında kendi soyadımı kullanıyorum. Ama resmi işlemlerde beş ismi de yazmam gerekiyor. Olsun, yazarım. Ama soyadıma de aslanlar gibi sahip çıkarım.

Lakin yine kaderin garip bir cilvesi geçen günlerde bana tam feminist ev kadınlığına yakışır bir oyun oynadı. Bir süredir kızımın anaokulundan gelen mektuplara kızımın soyadı yerine benim kendi soyadımı yazmaya başlamışlardı. Eşim bana "Bak herkes senin karizmanı kabul etti, artık kızımıza senin soyadını uygun buluyorlar" diyordu. Ben de hafif bir gururla bu yanlışı düzeltmiyordum. Son gelen mektup zarfında da aynı hata yapıldı. Ama zarfın içinde anaokulu faturaları vardı, faturalar kocamın adına düzenlenmişti. Ve faturada sevgili kocamın soyadı yerinde anlı şanlı benim soyadım yazıyordu :) Ama benim sevgilim, canım, bir tanecik kocam bu duruma biraz bozuldu. "Aaaa ben de Özer Çiller gibi mi oldum?" diyerek işi şakaya vurmayı tercih etti. Onun üzülmesine hiç dayanamam. Hemen oturdum bilgisayar başına, anaokuluna bu yanlışın düzeltilmesi için yazı yazdım. Tabii ertesi gün hemen bir özür mektubu aldık ve iş tatlıya bağlandı.

Akşam mutluydum. Kocamın soyadını sonuna kadar savunmuştum. Ama sonuçta ben hala onun soyadını taşımaya devam etmek sorundaydım.

NOT: AIHM kararı olmasına rağmen evli kadınlar kocalarının soyadlarını almak zorundalar. İsterlerse kendi soyadlarını korurlar ama bu durumda en az üç isim ile hayatlarına devam ederler.

 
Toplam blog
: 2
: 510
Kayıt tarihi
: 11.11.08
 
 

Eskiden aktif bir feministtim. Hala feministim ama artık eskisi gibi aktif değilim. 2001 Krizi sonra..