- Kategori
- Şiir
Söylenceler
netten alıntı
herkes başka görürmüş kendini aynada
ve de dünya aynasında
durma herşey değişirmiş
ondan sebep, ses çıkmıyor elimizdeki taşlardan
herkes alıyor nasibini global ısınmadan
dinlet kulağım, al gözüm seyreyle sende hayâlde
uzaklardaki ayrılık
daha uzak değilmiş yakınındakinden
boşluğa açılan kapının, arkasında boş kalırmış yerin
nehir denize kavuşunca ölür müymüş, yaşar mı bilemedi/m
leylak kokulu, uzak bahçelerde kalmış masumluğumuz
ondandır, kanıyor göğsümüzde ki yaralarımız
masallara kanmışız da, onlarla aydınlanmışız biraz da
meselâ
yedi cüceler olmasa, olmaz imiş prenses
cadı annesinden bu yana
hastalıklı gülüşler düşmüş zamana
zaman mı kirliymiş, yoksa, biz mi kirletmişiz
hannibal’i kim yaratmış
hammurabi kanunlarını niye yazmış
yedi başlı dev var mıymış...
ayaklar doğru uzantıda iken
neden başlarmış yalnızlık senfonisi
geçilmeyen yollarda körelirmiş ayak izleri
gölgeden çıkamayan benlik, kalır gölge olurmuş
sarmaşık bir hasreti, içeride büyüten
beklenenin değeriymiş
aşk mı yakarmış ateşi, aşıklar mı yakarmış aşk ateşini
yokluğu bilmeden geçen, çabucak döner miymiş varlıktan
sen dokunmaz isen, zarar gelir mi yine sana mahlûkattan
aydınlık kör bakarken, yine de, mutlu olmayı öğrenmişiz polyanna’dan
sessiz, boş duvarların, sürmede çarpıntısı
var/ın izi vardır da, nasıl bulunur ki yok/un izi
ne demişti napolyon hatırındaki mi
derin sandığının sığ mı çıkmıştı dibi
o sahte, şuh gülüşler, paranın sesi miydi
bin düğüm söylenceler, kim çözecek bunları
aç şu perdeyi de, görelim ters köşe çalımını
dünya mı delirmiş, deliren biz miymişiz yoksa?...
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir