Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Söylenecek söz bitti mi?

Söylenecek söz bitti mi?
 

Nasıl bir akıl, söz bitti savına inanır?


 "Dünyada söylenecek kayda değer ne varsa söylendi, bitti. Söylenecek yeni söz kalmadı" şeklinde düşünen insanlar var.

Onlar ne sığ kafalı insanlardır öyle!

Her doğan günün ve yaşama her an farklı bir kavşaktan katılmakta olan her insanın her an farklı bir zaman ve zemin ortamında olduğunu; her yeninin de yeni sözlere gebe olduğunu nasıl bilmezler?

Her yeni kavramın, her yeni varlığın kendince yeni ve arkasından çok şeyi getirecek olan taze ufukların önünde durduğunu nasıl görmezler.

Bir parça olsun çağdaş teknolojiyle, bilgisayarlarla, akıllı telefonlarla işleri, ilişkileri varsa; her dakika yenilenmekte olan bilgisayar donanım ve yazılımlarının basit ve anlaşılır bir örnek teşkil ettiğinden nasıl bihaber olurlar?

Modern dünyada ivmesini arttırarak her şeyi etkileyen bilimsel gelişmelerin konum ve durumlarına göre dokundukları her bir bireyin anlam dünyasının her an değiştirmekte olduğunu nasıl fark etmezler?

Bilimlerin, felsefelerin, inançların derinleştikçe çeşitlendiğini her yeni filizle başka yönlere doğru dal budak saldıklarını niye görmezler?

Nasıl bir akıl söylenecek söz bitti savına inanır?

İlk ve ilkel insanlarda söz sayısı sınırlıydı deseler bu anlaşılır. Hatta başlangıçta söz de yoktu sadece işaret dili vardı da diyebilirler.

Bilinen gerçeklerden biri de, konuların ve kavramların ayrıntılarına ulaşıldıkça çoğalıp çeşitlendikleridir.

Doğaya, eşyaya ve olaylara yabancı olan ilk, ilkel insan aklı fazla söz kullanmıyordu çünkü anlamlandırabileceği şey sayısı sınırlıydı. O mağaranın girişindeydi ve içeridekilerden habersizdi. Oysa aradan geçen yüzyıllar boyunca insanlık o mağarada büyük keşifler yaptı. Önemli mesafeler kat etti.

Söze konu olacak her şey hakkındaki bilgi yuvarlandıkça büyüyen bir kar topu gibi büyüdü. Büyüyen her şeyin hem hacmi arttı, hem de bilinmezlerle sınır olan dış cephesi büyüdü.

Yani büyüyen her şey daha fazla soru işareti ile dikildi insanın karşısına.

Her yeni kavram, her yeni olay daha öncekilere aşina, onları özümsemiş insanların akıllarında farklı cepheleriyle yeniden anlam buldu, yeni ifade tarzlarıyla dile getirilmeye başlandı.

Bilenlerin de, bilmeyenlerin de konuşması bile sözü zenginleştirdi.

İnsan ve zamanla birlikte söz büyüdü.

Zaman zaman yeryüzünde meydana gelen büyük  felaketlerin silip süpürdüğü kimi uygarlıkların bugün bile izleri bulunamayan keşifleri, inançları, felsefeleri kendileri ile birlikte yok olduğu halde söz büyüdü.

Söz büyümeye devam ediyor.

Doğrusuyla, yanlışıyla; iyisiyle, kötüsüyle söz, insanla birlikte yürüyüp gidiyor.

Ölümün aramızdan çekip aldığı söz dağarcığı zengin kimselerin yerleri boş kalmıyor. Ancak canlı birer yapı olan diller de zaman içerisinde yenileniyor, değişip, dönüşüyor.

Diller bir taraftan çeşitli çevreler tarafından yabancı sözcüklerden arındırılmaya çalışılırken, diğer taraftan pratik yaşam içinde konuşulan ülkelerin sınırlarında, yeni kavramların kullanıma başlandığı süreçlerde diğerlerinden etkilenmeye de devam ediyorlar.

Büyük kentlere başka yerlerden her gün ortalama kaç kişinin geldiğini hesaplayabilen insan diline her yıl kaç sözcüğün eklendiğinin, kaç sözcüğün silindiğinin hesabını yapmıyor.

Söz büyüyüp çeşitleniyor.

Söz sokakları açılıyor insanların önüne ve her açılan yola yeni insanlar düşüyor.

Artan insan sayısı ve gelişen uygarlıklarla birlikte söz de yerinde durmuyor.

Her söz başka dillerde de karşılık buluyor olsa da kendi özgün dilinde; özgün bahçesindeki bir çiçek gibi farklı duruyor. Bu anlamda farklı bahçelerde ve farklı tatlarda olan meyveler gibi sözcükler de değişik dillerde özel anlam ayrılıkları ile yaşayabiliyor.

Bu da söze ayrı bir güzellik kazandırıyor.

 

31.07.2015

08.37

 

SÖZ adlı şiirimden bir dörtlük:

 

Söylev olur hitaplarda dolaşır,

Yazı olur kitaplarda dolaşır,

Çevrilir, farklı dillere ulaşır,

Aynı yöne doğru bakmayı sağlar.

 

KAYNAK: http://www.antoloji.com/soz-292-siiri/ 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..