Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '08

 
Kategori
Müzik
 

Söz Bitti

Söz Bitti
 

http://www.eksisozluk.de/viewtopic.php?t=15773 den alınmıştır.


Yarından haber yok dün bitti
Saatler son günü çalıp gitti
Yeminler yaşlandı dudaklarda
Düğümlendi derken söz bitti

Vagonlar bir dolup bir boşaldı
Kuruyan gözlerim yine yaşardı
Sarardı sırayla fotoğraflar
Ne hayatlar içimde kaldı

Unutursun için yana yana
Unutursun ölüm sana bana
Zaman basıp kanayan yarana
Unutursun,unutursun

Yine Sertab Erener söylüyor içi yana yana , birileri dinliyor içileri yana yana. Söyelenecek her şeyin söylenmesinin ve yaşanacak hr şeyin yaşanmasının ardından Sertab ve onlar başbaşa. O söylüyor, biteviye söylüyor, birileri de hem dinliyor hem de yazıyor. Demek ki birileri için sözler henüz bitmemiş, bitememiş. Demek ki bitmesini istemiyorlar. Ama bitmeli. Dün dünde kaldı. Yaşandı ve bitti. Yarın ise ne yaşanacak?Hiç kimse bilmiyor. Kızıyor kendine yemin edip söz verip sözünde duramadı diye. Ama durmalı.
Akacak kan damarda durmaz.Yaşanacaklar yaşanır ve olması gereken olur.Olan bitenin unutulması ve tarihe gömülmesi gerekiyorsa da unutulur.Unutulmalı.
Nazım Bile
"Yaşarsın karıcığım!" diyor. "Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı" "en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı!" Hele hele sararacak fotoğraflar bile yoksa yaşanmışlıkların ardına unutmak daha kolay olmalı. Bazı şeyleri hele, hele aşkı unutmak çok kolay değildir felsefesinin arkasına sığınılmadan unutulmalı.
"Kanayan yaraya zaman basmak" en iyi panzehirden bile daha panzehir değilmidir? Gerekiyorsa o zaman o yaraya basılır! Ya ölüm olsa ucunda, ölümün verdiği ayrılık , gidenin acısından daha büyük bir acı değil mi? Yok say, öldü say ne olacak? Sustur yüreğindeki sesleri ve unut! Yapman gereken bu çünkü. Üzülen olmayı seçenler bunu yapmak zorunda olanlardır. Üzülen olmayı seçenler her şeyi göze alabilecek deli cesaretini gösterebilenlerdir. Üzülen olmayı seçenler kahramandırlar aslında, kimsenin gösteremeyeceği cesareti gösterip yollarına, davalarına sevdalarına baş koyanlarındır. Ne pahasına olursa olsun deme cesaretini gösterip, Arena'ya koşanlardır. Arena ise dövüş yeridir. O arenaya çıkmayı göze alan, yara almayı da ve hatta ölmeyi de göze almış demektir.
Eşin, yoldaşın,sevdiğin sandığın oysaki rakip ya da rakibe olan yenmiştir ama öldürücü darbeyi vurmamış ve terk etmiştir arenayı, diğerine düşen içinde bulunduğu durum o an için asıl ölümcül darbe dahi olsa toparlanıp kalkmak ve diğer kapıdan terk etmektir meydanı.
Sonrasında ise kanayan yaraya zamanı basıp , ayakta kalabilmektir.Asıl erdem budur. Savaşmak için değil sevişmek için çıkılır o meydana, oysaki acımasız bir dövüşün içinde bulur kendini. Yenebilir de yenilebilir de ama olay dövüşe dönüşmüşse unutmak evladır dövüşmektense. Unutulmaz elbet. Kolay değildir unutmak.Ama zorunludur.Zorunluysa da öyle ya da böyle unutulur.
 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..