- Kategori
- Anne-Babalar
- Okunma Sayısı
- 1267
Söz dinlemez çocuklar Allah bizi sınıyor mu?

resim kaynağı:www.erzurummaresal.com
Kendi değerlerimizi, doğru bildiğimiz düşüncelerimizi, edindiğimiz birikmleri çocuklarımıza aktararak onların da yaşamımızda bize yol gösteren bu değer ve düşüncelere sahip olmalarını isteriz.
Bazılarımız mutludur bu bakımdan. Kendilerini yatiştiren, bakıp büyüten ana babalarına karşı uyum içinde olmaktan mutluluk duyan çocuklar, ailelerinin kendilerine önerdiği yaşam biçimleri, düşünce tarzını ve değerleri mümkün olduğu kadar edinerek yaşama geçirmeye çalışırlar. Böyle bir durum tüm aileler için en ideal bir yaşam biçimidir sanırım.
Bir de ailelerinin her dediğini kabul etmeyen, kendine uyarsa benimseyen, eğer kafasına uymazsa ne yapıp etseniz de benimsemeyen çocuklar vardır. Ana babalar kendi değerlerini, düşüncelerini , yaşam tarzlarını kabul ettiremezler çocuklarına. Çocuk aileden değil de çevreden gördükleri yaşam biçimlerine sempati duyabilir. Arkadaş çevresi cazip gelebilir. Bu dışarıdan alınan yaşam biçimleri, değerler, ailenin sahip oldukları değerlerle uyuşmuyorsa, sorunlar da başlar aile içerisinde. Çocuklarına kendi ideallerini veremeyn ana babalar üzüntü duyarlar, mutsuz olurlar.
Sizin değerlerinizi, birikimlerinizi, yaşam tarzınızı benimsemek ya da benimsememek şöyle dursun, dediklerinizin tam tersini yapmaktan mutluluk duyan, böylece sizi de mutsuz eden çocukların oldduğu ds muhakkaktır. Aile içinde her çocuk olmazsa bile bazı çocuklar da ne yazık ki böyledir.
Kazandığımız parayı kendileri için harcadığımız, varımızı yoğumuzu uğurlarında sebil ettiğimiz, iyi bir yaşama kavuşsunlar diye ömrümüzü tükettiğimiz çocuklarımızın, bu yaptıklarımızı görmezden gelip bize kaşı bir yaşam benimsemeleri ne kadar zorumuza gider değil mi?
Böyle durumlarda hep bizi yaradan Allah'ı düşünür daha bir yaklaşırım O'na. Değil yedirip içirmek, bize can veren, nefes aldıran, yaşam veren , nimet veren Yaradan'ımızın dediklerini ne kadar yapıyoruz acaba? Biz kendimize itaat etmeyen çocuklarımıza nasıl üzülüyorsak ve kızıyorsak, acaba Yaradan bizim isyankar davranışlarımıza bakarak ne diyordur diye dünürüm hep?
Ve şu sonucu çıkarırım: Hani "bir musibet bin nasihattan iyidir" sözüne benzer şekilde, bize isyan eden çocuklarımıza da bakaraK Allah'a karşı sorumluluklarımız hatırlayıp gerçekleştirmeye çalışalım. Bu musibet durumlardan kendimize nasihatlar çıkaralım. Öfkelenmeyelim, sabredelim, sabredelim, sabredelim!..
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Ne güzel bir yazı, hem öğretici, hem de düşündürücü. Demek ki düşünen için çözüm hep var. Bu bazen akıl , bazen inanç, bazen iman yoluyla olabiliyor elbet. Önemli olan sorun gibi gördüğümüz kişileri var sayıp ona giden yolları araştırmak sanırım. Olaylara ve insanlara hoşgörüyle baktığımızda belki de çözüm kendiliğinden geliyor. Selamlar.
renklerdeki gerçeklik 26.12.2008 18:06- Cevap :
- Sabırla yaklaşıp çözüm üretmek en iyi yol. Öfkelenince daha da kötü berbat oluyor her şey. Ama öfkelenmemeyi bilmek ve uygulamak bir Allah vergisi. Yoksa gazetelerin 3. sayfaları öfkelilerin haberleriyle dolu. Selamlar 26.12.2008 21:22
Bildiğiniz gibi insan İslam fıtratı üzre doğar, daha sonra ailesi ve çevresinin etkisinde kalarak yetişmesini tamamlarmış. İslam’ı bizler gereği gibi bilemedik. Sözde hepimiz Müslümanız ama amel eylemine gelince nefsi hale geliyoruz. Bu nedenle çocuklarımıza da İslam’ı öğretemiyoruz. Beylik sözleri sarf edince işlem tamam zannediyoruz. Dini eğitim yapılmadığı için her kişi kendi kafasına göre dindar oluyor. Daha doğrusu olamıyor. Bir insan kulaktan duyma şeklinde ne kadar doktor, cerrah olunabiliyorsa, ancak o kadar Müslüman olabilir. Bilimsel olarak bu mümkün değil. Zararını da hem bu yaşamda, hem de daha fazla bir acı ve pişmanlığı ölüm ötesinde yaşamak zorunda kalacağız. Allah bize de çocuklarımıza da hidayet ve ilim ihsan etsin. yoksa halimiz harap. Selam ve saygılar.
akar 26.12.2008 15:46- Cevap :
- Değerli katkınız için teşekkürler. Selamalr 26.12.2008 21:19