Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Sözcüklerin sihirli gücü

Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden çok heceye ne çok anlam yükler kendine. Her biri dilde veya kağıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak insanoğlunun dilinde veya elindedir. 

Herkes bilir düşüncelerin kapısının nereden açılacağını ama bazen bir harf boşluğu kadar bile kıpırdamaz dudaklar. O zaman, çaresizce gözlerden medet umarsınız. Yalvarırsınız kirpiklere “ne olur perdelerini örtme” diye. Çünkü; bilirsiniz ki “sözsüzlük en derin sessizliği doğurur”. 

Sözcükleri kendi aralarında sınıflandıran dil bilginleri, sosyal statülerine göre de bir ayrım yapmışlar mıdır sizce? Mesela antisosyal sözcükler, dışa kapalı ama içe her yönden dönük olanlar ya da zengin veya fukara sözcükler gibi. 

Kimi sözcüklerini dağıtmada bonkör değildir. Kimi de sözcük fabrikatörü gibi doğru, yanlış çocukluğundan itibaren kazandığı her sözcüğü har vurup harman savurur. 

Bazı sözcükler; yalnızlığı seçer. Fazla dökülüp saçılmayı istemez. Kırılmaktan korkar, anlaşılamamaktan çekinir. Serseri kurşunlar gibi hedefi olmadan sağa sola saplanmak istemezler. Rüzgarın estiği yönde uçuşan polenler gibi değil de mevsimi ve zamanı gelmeden asla yapraklarını açmayan ve o mis gibi kokusu vermeyen gül ağacı gibi olmaktır arzusu. Yerinde, zamanında ve değecek sözcükler için hamlesi yapacaktır. 

Şifalı bitkiler kitaplarının sayfalarından derdine çare arayanlar gibi sözcüklerden de yardım umarız. Öyle sözcükler vardır ki yarayı kökten temizler, şifa dağıtırlar. Sanki sihirlidir. Bir bakarsınız düşeni elinden tutar kaldırır, bir bakarsınız tökezletir. 

Kimi zaman da; çocukken saklanılan bir dolap, sığınılan bir koltuk arkası, ya da kalın kabuklarının içine saklanan ceviz gibidir sözcüklerimiz. Kimse ulaşamasın, yerinde öylece kalsın, kulaktan kulağa yol alırken özü asla değişmesin, kimsecikler farklı anlamlar yüklemesin isteriz. 

Sözcük avcısı insanlar vardır bir de. Daha ağızdan çıkan kelimelerin cümleye dönüşmesine fırsat vermeden nişan alırlar. Vurulur kelimelerinizi. Avcı, bir kişiyi daha susturmanın verdiği mutluluk içerisindedir. 

Çamura bulanmış, yalan yanlışlarla beslenmiş, harf sayısı çok ama içi bomboş sözcükler yerine kanası suyu içilen pınarlar gibi olmalı sözcükler. Ruhu temizlemeli, gururu okşamalı, güç vermeli, sevgi, saygı ve şefkat göstermeli. 

Hiç unutulmamalı ki insanlar kelimeleriyle büyür, yine onlarla da küçülürler. Sözcükler, karanlığı aydınlatmalı, yüreği ferahlatmalı, ruhu güneş gibi ısıtıp, güzellikler sunmalı. 

Fletcher Knebel “Kelimeler, fikirleri asmaya yarayan çengellerdir” diyerek öyle güzel anlatmış ki ben de son söz olarak diyorum ki ne mutlu düşünebilene, ne mutlu fikirlerini beyan edebilene, kelimeleriniz güzelliklere ve mutluluklara kucak açsın. 

Sevgilerimle. 

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..